Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik davanın kinci duruşmasında Oktar'ın sağ kolu Tarkan Yavaş'ın savunması ve sorgusu yapıldı. Yavaş, örgütte cinsel istismar ve saldırıya uğradıkları için şikayetçi olan kadın ve çocukları suçladı. Yavaş, "İşin doğrusu bu kızlar, Varlıklı insanlarla evlenmek, iyi bir hayat kurmak istiyorlar. İstediklerini elde edemeyince de şikayetçi oluyorlar" dedi. Yavaş, FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz ile görüşüp görüşmediği sorulunca önce hiç görüşmediğini söyledi. Sonra "Ben Bilim Araştırma Vakfı başkanı olarak 1999 yılında yaşadıklarımızı devletin yetkili makamında olanlara anlatmak için bir dilekçe verdim. O gün orada Öz vardı, ona verdim" dedi.
SAVCI "7 EVLİ KADINLA AYNI EVDE YAŞIYORSUN! BU NORMAL Mİ?" DİYE SORUNCA...
Savcı, Tarkan Yavaş'a 2 soru yöneltti. "HTS kayıtlarına göre 7 evli kadınla aynı evde yaşıyorsun. Bu normal mi?" diye sordu. Tarkan Yavaş cevap olarak "Ben onları evin içinde görmüyordum" dedi.
İKİNCİ SORUDA GERGİNLİK
İkinci soru olarak da "İnşaat işinden aldığın silah ruhsatının süresi dolunca kuyumcu açmışsın. Bu normal mi?" Sanık avukatları bu soruya itiraz ettiler ve duruşmada gergin anlar yaşandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları girişindeki binada görülen 167'si tutuklu 226 sanıklı davanın ilk duruşmasında Adnan Oktar ile örgütün kadınlardan sorumlu yöneticisi Ulviye Didem Ürer'in savunma ve sorguları yapılmıştı. İkinci duruşmada ise örgütte erkeklerden sorumlu imam olan Yavaş, savunmasını yaptı. Ürer ile birlikte örgütün iki numaralı ismi olan Yavaş, gülerek yaptığı savunmada, suçlamaları kabul etmedi.
Yavaş, kadın ve çocuklara cinsel istismar ve saldırıda bulundukları iddiasına karşı şu şekilde savunma yaptı: "Bu bayanların hiçbiri herhangi bir psikolojik bozukluk geçirmemiş. 50-60 kişi yıllarca süren cinsel tacizden bahsediyor. Öyle bir şey olsa psikoloji bozukluğu, travma olur. Adli tıp raporunda da öyle bir şey yok. Normal hayatın akışı devam ediyor. Bu ülkenin herhangi bir yerinde öyle bir şey olduğunda orası ayağa kalkar. Ama burada her gün işlerine güçlerine, okullarına güle oynaya devam ediyorlar. A9 TV'ye çıkıyor, Adnan beyi bizi övüyorlar, aileleri de izliyor. Bu, durup dururken bir anda ortaya çıkan komplonun bir parçası. Cinsellik iddiasını kullanıyorlar. İnsanları en itibarsızlaştıracak şey cinsel suç iftirasıdır. Tarih boyunca hep kullanılmıştır. Hazreti Yusuf'a bile kadınlar iftira atıyor. İşin doğrusu bu kızlar iyi insanlar. Ama olabilir, her insan gibi idealleri var. Varlıklı insanlarla evlenmek, iyi bir hayat kurmak istiyorlar. Bunlara ulaşamayınca da kendi dünyalarında üzülüp kırılıyorlar, öfke, kin duyuyorlar, şikayetçi oluyorlar. Onları şikayetçi olmaya zorladılar. O zavallı insanları yaktılar. Biz kurtaracağız inşallah."
ZEKERİYA ÖZ İLE GÖRÜŞMESİ
Bazı arkadaşlarının cezaevinden kurtulmak için itirafçı olduğunu savunan Yavaş, itirafçıların ifadelerine itibar edilmemesini istedi.
Yavaş, yurtdışına kaçan FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz ile 2008 yılında görüştükten sonra Oktar örgütüne 2007 yılında açılan soruşturma dosyasının kapatılmasına da değindi. Yavaş, "Tanık İrem Turgut ifade vermiş. 2008 yılında benim Zekeriya Öz'e bir dilekçe verdiğimi söylüyor. Bu olaydan çıkıp, Öz'le bir bağlantı kuruldu, FETÖ ilişkisi meydana getirildi diyor iddianame" dedi.
Mahkeme başkanı, sanık Yavaş'a Öz ile görüşüp görüşmediğini sordu.
Önce hiç görüşmediğini söyleyen Yavaş, daha sonra ise "Ben Bilim Araştırma Vakfı başkanı olarak 1999 yılında yaşadıklarımızı devletin yetkili makamında olanlara anlatmak için bir dilekçe verdim. O gün orada Öz vardı, ona verdim" dedi.
Mahkeme başkanı, "Neden müracaat savcılığına değil de doğrudan Zekeriya Öz'e gittiniz" diye sordu.
Yavaş, şöyle cevapladı: "Biz çok ciddi olaylara maruz kaldık. Adil Serdar Saçan (eski emniyet müdürü) bir hafta boyunca bize işkence yaptı. Birçok arkadaşımız mağdur oldu. Bir de anlattığım dönem, 28 Şubat dönemiydi. Bunları anlatalım, devletimizle paylaşalım, tarihe not düşelim diye gittik, dilekçeyi ona (Öz'e) verdik. Bu, Ergenekon davasına müdahil olma gibi algılandı."
Adnan Oktar suç örgütü davasına devam ediliyor
FETÖ SİTESİ
Mahkeme başkanı, operasyonda ele geçirilen dijital materyallerde Fetullah Gülen'in vaazlarının yayınlandığı hergül.org sitesinin kurulum dosyalarının bulunmasını sordu.
Yavaş, bu konuda bilgisi olmadığını iddia ederek, "Her şeyden sorumluyum ama onu bilmiyorum" ifadesini kullandı.
Aileleriyle aralarının iyi olduğunu savunan Yavaş, "Her zaman maddi manevi destek oluyorlar. Gurur duyuyorlar. Dün babam da buradaydı. 70 yaşında avukat babam, cüppeyi giyip gelmiş. Benim haberim bile yoktu. Şu anlatılanlardan en ufak tereddüdü olsa sokağa bile çıkmaz.
Mahkeme başkanı ise "O başka. Sonuçta babanız, tabi gelir. Baba her zaman evladının yanında olur. Kameralar önünde işlenmiş bir cinayet bile olsa evladını savunur" dedi.
Yavaş, "Benim babam burnum düşse eğilip almaz, öyle biridir. Bize karşı iftiraları görüyor" diye konuştu.
Mahkeme başkanı, "Avukatlık mesleği başkadır. Onu karıştırma" ifadesini kullandı.
3 AY SONRA YAKALANMIŞTI
Örgüte 11 Temmuz 2018'de yapılan operasyonlarda bulunamayan Yavaş, üç ay sonra İstanbul'da saklandığı evde dört kişi işe birlikte yakalanmıştı. İddianamede ağır suçlamalar yöneltilen Yavaş'ın, Oktar ile birlikte kadınlara yönelik cinsel saldırıya öncülük ettiği, 18 yaşından küçük olan H.A. isimli şikayetçi kızla ters ilişki yaşadığına dair dosyada deliller bulunduğu anlatılıyor. Yavaş'ın konumu nedeniyle örgütün tüm eylemlerinden sorumlu olduğu belirtiliyor.
DURUŞMADA GERGİNLİK
Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik davanın öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanık Tarkan Yavaş'ın çapraz sorgusu yapıldı. Gergin geçen sorguda Adnan Oktar'ın avukatı, savcının davadan çekilmesini istedi. Mahkeme başkanı ise avukatın dışarı çıkarılması için jandarmaya talimat verdi. Diğer sanık avukatları da hep birlikte duruşmayı terk etmek istedi ancak sanık Yavaş, avukatları engelledi. Duruşmaya verilen kısa bir aranın ardından gerginlik yatıştı.
Tarkan Yavaş'ın çapraz sorgusunda Cumhuriyet savcısı, "Babanızın dün cübbeyle duruşmaya geldiğini söylediniz. Avukatınız babanız mı" diye sordu.
Yavaş, "Babam beni desteklemeyi bırakın beni savunuyor ve arkadaşlarımı da savunuyor. Bizim etkinliklerimize de katılıyordu. Ama avukatım değil" diye cevap verdi.
Savcının "Peki sizi savunmayı mı tercih etmedi yoksa siz mi istemediniz" sorusuna Yavaş, "Babam sevgisinden, güveninden dolayı buraya geldi. Beni onore etmek, moral vermek istedi. Avukata da ihtiyacım yok. Ben tek başıma yeterim" diye konuştu.
İTİRAFÇIYI O POLİS ENGELLEDİ
Savcı daha sonra "Daha önce örgütten ayrılan ve savcılığa giden Mehmet Emin Koç'un, Özdemir Uygur tarafından engellendiğini biliyor musunuz" sorusunu yöneltti.
Yavaş, sanıklardan Özdemir Uygur'un eski İstanbul Bölge Adliye Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun koruma polisi olduğunu anımsatarak, kendisine telefonda Koç'un aleyhine konuştuğu bilgisini ilettiğini, kendisinin de "Önemli değil, herkes her şeyi konuşuyor" dediğini öne sürdü.
OKTAR'IN AVUKATI SAVCININ ÇEKİLMESİNİ İSTEDİ
Adnan Oktar'ın avukatı Enes Akbaş ise "Sayın savcı iddianameyi hazırlayan savcılardan birisi. Sorduğu özel sorulardan belli ki iddianameyle arasında duygusal bir bağ kurmuş. CMK'da savcının reddi olmasa da kendisini çekilmeye davet ediyoruz" dedi.
Mahkeme başkanı, avukat Akbaş'a talepte bulunma sırası olmadığını söyleyerek söz verilmeden konuşmaması uyarısında bulundu. Ancak avukatın konuşmaya devam etmesi üzerine mahkeme başkanı mikrofon sesinin kapatılmasını istedi. Avukatın konuşmaya devam etmesi üzerine mahkeme başkanı, sanık avukatının dışarıya çıkarılması talimatını verdi. Diğer sanık avukatları bu karara tepki gösterdi.
DURUŞMADA GERGİNLİK
Jandarma görevlileri, avukatı dışarı çıkarmak için yanına gittiği sırada diğer avukatlar, Akbaş'ın etrafını çevirdi. Yaşanan gerginlik üzerine mahkeme başkanı duruşmaya beş dakika ara verdi. Mahkeme başkanın avukat dışarı çıkarılmadan salona gelmeyeceğini iletmesi üzerine sanık avukatları hep birlikte duruşmayı terk etme kararı aldı. Ancak bu sırada sanık Tarkan Yavaş avukatları, böyle bir şey istemedikleri yönünde uyardı. Bunun üzerine mahkeme heyetiyle bir grup avukatın görüşmesinin ardından aradaki gerginlik çözülerek duruşmaya devam edildi.