Silahlı terör örgütü PKK tarafından çocukları kaçırılan Diyarbakırlı annelerin HDP binası önündeki oturma eylemi, alıkonulan çocukların ailelerine dönmeleri halinde haklarında uygulanacak yasal süreci gündeme getirdi. Hukukçulara göre PKK tarafından kandırılarak ya da zorla dağa kaçırılan çocuklar hakkında ailelerine dönmeleri halinde yasa gereği ceza hükümleri uygulanmayacak.
Hukukçular, dağa kaçırılan çocuklar ile kendi isteğiyle PKK'ya katılan ancak sonradan pişmanlık gösterip devlete sığınanlar hakkında uygulanacak yasal hükümleri AA muhabirine değerlendirdi.
PKK ve onun siyasi uzantıları tarafından kandırılarak dağa çıkarılan çocukların yasal durumlarına ilişkin tartışmaların geçmişte de yapıldığını aktaran ceza avukatı Mehmet Ali Çerkez, yasal düzenlemelerin bu konumdaki çocukların lehine olduğunu vurguladı.
Türk Ceza Kanununa (TCK) göre iradesi sakatlanarak dağa kaçırılan çocuklara ceza verilmediğine dikkati çeken Çerkez, şöyle devam etti:
"Dağdan eve dönenleri yasal zeminde ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi kandırılarak ya da kaçırılarak dağa götürülenler, ikincisi kendi isteğiyle dağa çıkıp sonradan duyduğu pişmanlık üzerine devlete sığınanlar. Zorla ya da kandırılarak dağa götürülen biri bulduğu ilk fırsatta ailesine döndüğünde yasal süreç şöyle işleyecek: Öncelikle savcı bu kişinin beyanına başvurur. Kandırıldığını ya da zorla dağa götürüldüğünü anlatan bu kişinin ifadeleri doğal hayatın akşına uygunsa, doğru söylediği tespit edilirse hakkında kesinlikle ceza uygulanmaz. Hatta bu kişi iradesi dışında dağa götürüldüğü için hürriyeti tahdit edilmiştir. Bu durumda mağdur konumundadır. Yani Diyarbakırlı annelerin uğruna eylem yaptıkları çocukları yasal olarak mağdurdur. Kaldı ki kendi isteğiyle dağa çıkmış ama sonradan pişmanlık gösterip devlete sığınan örgüt üyeleri hakkında bile yasalar lehte uygulanır. Burada esas olan kişinin ifadesindeki samimiyettir."
İsteğiyle dağa çıkıp sonradan pişmanlık göstererek güvenlik güçlerine teslim olanlar hakkında TCK'nin 221. maddesindeki hükümlerin uygulandığını ifade eden Çerkez, herhangi suça bulaşmayan ve gönüllü olarak örgütten ayrılanlara ceza verilmediğini ifade etti.
Yasal düzenlemelerin, örgütten kaçıp yeni bir sayfa açmak isteyenlere büyük olanak tanıdığını vurgulayan Çerkez, "Örgütten kaçmak isteyenlerin 'gelirsem ceza alırım' şeklinde endişesi olmasın. Örgüt adına suç işleyenler bile gönüllü olarak teslim olup, işlenen suçlarla ilgili bilgi verirse hakkında yine ceza hükmolunmaz. Bakın bir örgüt üyesi dağda yakalandıktan sonra yine bilgi vermesi halinde de hakkında verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır. Bu durumda verilecek ceza alt sınırda olur ve hükmün açıklanması geri bırakılır. Yani bu kişi hapse girmez. Yeni bir hayata yelken açmak isteyenlere devlet yasal zeminde gereken şefkati her zaman gösterir." değerlendirmesini yaptı.
"Pişman olanlar topluma yeniden kazandırılıyor"
Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkanı Avukat Dr. Mehmet Sarı da TCK ile Terörle Mücadele Kanunu'nda, örgütlerin çözülmesini amaçlayan önemli düzenlemelerin olduğuna dikkati çekti.
Bu kapsamda terör örgütlerinin çözülmesi, amaç ve eylemlerinin deşifre edilmesini sağlayacak kadar bilgi veren örgüt üyelerine ceza verilmemesi ya da indirim uygulanmasına dair hükmünün TCK'de açıkça yer aldığını ifade eden Sarı, "Ceza kanunlarının hem caydırıcılık hem de ıslah edici yönleri söz konusudur. 'Gönüllü vazgeçme', 'örgütü deşifre etme' gibi hukuki müesseseler, kişilerin örgütten sıyrılmaları için önemli bir imkandır. PKK'nın kandırıp dağa götürdüğü çocukların devlete ve topluma yeniden kazandırılması için geçmişten bugüne bu yasal sistem kullanıldı. Bu şekilde örgütten kaçıp devlete sığınan çok sayıda örgüt mensubu var." diye konuştu.
Avukat Sarı, kanunların yanı sıra Diyarbakırlı annelerin eylemi gibi toplumsal tepkilerin de terör örgütü PKK'nın çözülmesini hızlandıracağını sözlerine ekledi.
Yasada etkin pişmanlık hükmü
Türk Ceza Kanununun "etkin pişmanlık" başlığı altında yer alan 221. maddesindeki hükümler şöyle:
1- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
2- Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
3- Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
4- Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
5- Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
6- Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.