MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki gün gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin önemli mesajlar verdi. Bir gazeteye verdiği demeçte ifade ettiği, 'Erdoğan düşerse Türkiye düşer" sözüne açıklık getiren Bahçeli, "Erdoğan düşerse demek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çökerse demektir. Ondan sonra ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz? İç savaş nasıl çıkar, karşılıklı olaylar nasıl olur, hangi parti ne yapar... Bugün için bizim söylemek istediğimiz şey Türkiye'nin normalleşmesi, istikrarlaşması lazım, yönetimi itibarsızlaştırmamak lazım" dedi. Bahçeli'nin gazetecilere yaptığı açıklamalar şöyle:
TÜRKİYE'NİN YÖNETİMİNİ İTİBARSIZLAŞTIRMAMALI: Türkiye üzerindeki kuşatmalar karşısında Türkiye'yi korumak lazım. Bugün için 'Başkan düşerse ülke düşer' demişiz. Bir kardeşimiz var CHP'de. Beni eleştiriyor, "Bu ne demek, kimler geldi kimler geçti Türkiye düşmedi ki' diyor. Öyle mi, 12 Eylül yarın, nasıl düştüğünü gör. 12 Eylül'de acaba hiç burnun kanadı mı? Gözünden yaş düştü mü, cezaevinde bir kardeşin yatıyor mu? Devrimci veya ülkücü kim olursa olsun, fark etmez. Ne yapalım Türkiye"yi bir daha bunlarla mı yaşatalım yani. Önümüzde seçim olacaksa güçlenirsen gel. Ceza hukukçumuz haklı söylüyor. Diyor ki, "yasa bunu söylüyor, anayasa bunu söylüyor. Uymak mecburiyetindesin. Uymak istemiyorsan değiştirecek gücü ve imkanı bul değiştir.
BOLTON İLE TÜRKİYE'Yİ BOĞDURMAMALILAR: Türkiye'nin şu kritik eşiğinde AK Parti"yi geriye itecek, böldürecek, tartıştıracak bir zemini düşünmek, ABD'ye, İngiltere'ye, Almanya'ya, Fransa'ya Türkiye'deki işbirlikçilerine ve ayrıca da FETÖ, PKK, DEAŞ, YPG'ye örtülü hizmet etmekten başka bir anlam taşımaz. Şu an için terörün kökü kazılıncaya kadar, FETÖ tükeninceye kadar, Türkiye demokrasi, normalleşme ve istikrara kavuşuncaya kadar alternatif bir hükümet üretilemeyeceği için mevcut hükümet ABD'ye karşı savunulmalıdır. John Bolton'a Türkiye boğdurulmamalı. Biz o sebepten dolayı da AK Parti'ye desteğimizi devam ettiriyoruz. Türkiye'nin şimdi Sivas kongresi öncesi yaşanan her türlü kuşatma, tehdit ve tehlikenin bir arada bulunduğu bir ortamda, mevcut iktidarın ayağını kıracak şekilde davranması doğru değildir. CHP Atatürk'ün partisi olmaktan uzaklaşmaktadır ve tarih bunu yarın çok yönüyle yazacaktır.
EVLATLARINI İSTİYORLAR: Devlet olmasaydı HDP'nin kapısında hangi anne bulunabilirdi. Devlet olmasa başlarına ne gelirdi. Annelerin mücadelesi herkes tarafından anlaşılır hale geldi ve destek buluyor. Bunun bana göre tercümesi şudur: HDP'nin önündeki her anne terörün bitmek üzere olduğu bir mücadelenin cesaretlendirdiği analardır. HDP'nin önünde evlatlarını istiyorlar. Bugün evladını isteyen yarın milletini ister, milletini isteyen daha sonra devletini de ister. İşte bu devlet, millet birliği ve kardeşliğinin önemli bir adımıdır.
DARBELERDE SUSANLAR 'SİYASET TIKANDI' DİYOR: 'Siyaset tıkanmıştır', 'yeni bir siyaset oluşumuna ihtiyaç vardır' diyorlar. Siyaset niye tıkansın? Meclis açık, siyasetçiler hayatta. Ama siyasetin tıkandığı, darbelerin olduğu yıllarda da en sessiz kalanlar bunlardır. Darbe olduğunda hiçbir şey söylemiyorlar. Suyun durulmasını bekliyorlar. Sonrası yeniden siyasi hayata dönebilirmiyim çabası içerisinde oluyorlar. Siyaset bu anlayıştan sıyrılmalı. Türkiye'yi geleceğe taşıyacak anlayışı hâkim kılmaktır.
KIRIK SANDALYE ŞARKISI DİNLEYECEĞİZ: Belediye başkanları toplantısı çok isabetli oldu. Cumhurbaşkanı çok sabırlı hareket ediyor. Hepsini bir araya getirdi, taşları dökün dedi. Bu siyasi birikim ve zekanın sonucudur. Ümit Besen'in içinde kırık masa geçen şarkısı vardı, (Tahta Masa). Zannediyorum kırık sandalye şarkısı dinleyeceğiz beraber.
BABACAN SELAM DAHİ VERMEZ: Biz Meclis'in bir ucunda oturuyoruz. Önemli oylamalarda milletvekilleri bizim taraftan geçer. Ali Babacan geçerken dönüp bakmaz. Selam dahi vermez.
Selam vermeyene oy verilir mi?
SERGİLEMENİN NE GEREĞİ VAR: Yenikapı'da milyonların toplandığı, geleceği yönlendiren bir ruhun yeşermesi için çaba gösterilirken 1700 araba ile orayı örtmenin bir anlamı yok. Varsa fazla araba al, at, sat, istediğini yap. ABD PKK'ya 50 bin tır silah vermiş, sizi hala oyalıyor. Bunlarla ilgili ağzınızdan bir cümle çıkmıyor. 1700 araba nere 50 bin TIR nere. Biraz da bu konuları düşün.
İDAMI GETİRMEK LAZIM
İDAM GETİRİLMELİ: (Kadın cinayetleri, çocuk istismarları) Artık toplumsal olarak bu konuda bir mutabakatımızın olması lazım. Yoksa yazık günah her gün bir aile, kadın hayatını kaybediyor. Sadece kadınlar da değil erkeklerde de. Arabasının içinde alacağından ötürü vurup öldürüyor. Eskiden beri görüşümüz budur. İdamı getirmek lazımdır. İdam olmazsa bu işlerden nasıl vazgeçecekler. Üniversitedeki bilim insanları toplumsal olayları yakından takip edebilecek kurumlar bunları konuşmalı.
RAP'ÇİLERE O ŞARKIYI DARBECİLER YAZIP VERMİŞ
RAP ADINA DARBE: Rap adına Türkiye'de darbe yapmaya heveslenen insanlar türedi. O Rap'i (Susamam şarkısı) iyi okumak şart. Yazacak başka şey mi bulamadılar. Haydi söylemede becerileri var, yazmadaki becerinin onlardan olduğu kanaatinde değilim. O kadar sosyolog, psikolog, sosyal ve ekonomik yönden birikimi olan insanlar o kavramları yan yana getiremez. Birileri hazırlamış vermiş. Sen de rap okuyorsun al oku demiş. Yarın herkes okuyacak. Onlar çok tehlikeli şeyler. Bazıları sanat uğruna Türkiye'yi kurban etmeye çalışıyorlar.