BAŞKAN ERDOĞAN AK PARTİ GENİŞLETİLMİŞ İL BAŞKANLARI TOPLANTISINDA KONUŞTU:
Fırat'ın doğusunda Eylül'ün sonuna kadar güvenli bölgeyi fiilen başlatacağız. Hedefimiz en az 1 milyon Suriyeli kardeşimizi bu bölgede iskan etmektir. Türkiye'yi de bu şekilde rahatlatırız
Başkan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti 131. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında gündemdeki konulara dair önemli mesajlar verdi: İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;
TEHDİTLER BİZİ KORKUTAMAZ
Ülkemizi gizli-açık ambargolarla köşeye sıkıştırmaya çalışanlar bizi sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye her alanda kendi potansiyelimize en üst seviyede değerlendirmeye yöneltti. Terörle mücadelede ihtiyaç duyduğumuz insansız hava araçlarını, güdümlü mühimmatları, gözetleme ve işaretlem sistemlerini bizden esirgeyenler bugün ürettiğimiz ürünleri şaşkınlıkla takip ediyor. Özellikle hava savunma sistemleri, yeni nesil savaş uçakları, yüksek teknolojiye dayalı kimi ürünlerin tedariki konusunda ülkemizin önüne sürekli engeller çıkartılıyor. Hiç şüpheniz olmasın, önümüze çıkartılan her engel bir süre sonra aynı teknoloji ve ürünü kendimizin geliştirmesiyle anlamsız hale gelecektir. Ülkemize yönelik yaptırım tehditleri bizi korkutmaz, geri adım attırmaz. Önümüzdeki dönem bu bakımdan yeni ve gerçekten tarihi önemde gelişmeleri hep birlikte yaşayacağımız bir dönem olacaktır.
Biz Batı'daki bazı ülkelerin yaptığı gibi 50 tane, 100 tane, 200 tane mülteciye ancak kapı açabilenlerden değiliz. Tam aksini yaptık. Şu ana kadar yaptığımız harcamalar 40 milyar doları buldu. AB'den bizim bütçemize 3 milyar euro gibi bir destek şu ana kadar geldi. Verdikleri sözleri tutmadılar. Biz diyoruz ki öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki, bunu sayın Trump'la, sayın Putin'le, Almanya'da sayın Merkel ile konuştuk, Türkiye'de çadır kentler de kalanları burada yapacağımız konutlara taşıyalım. Türkiye'yi de bu şekilde rahatlamış oluruz.
SADECE 'GÜZEL TEKLİF' DİYORLAR
Bunu Sayın Obama'ya da söylemiştim. 'Çok güzel bir teklif.' denildi. Tamam, güzel bir teklifse gelin konutların yapımını sağlayalım. Sizler bize mali destek verin, bir taraftan lojistik destek verin. Buraları hemen süratle yapmak suretiyle Suriye bölgesinde, Suriye'nin kuzeyinde işte Sayın Trump'ın yani '20 mil' dediği, 30 kilometre derinlik o bölgede ve bizim sınır boyunca ki 910 kilometre biliyorsunuz buralara, bu konutları yapalım. Böylece insanca yaşama imkanını onlara sağlayalım. 'Çok güzel bir teklif.' Tamam, güzel teklifse hadi verin, başlayalım bu işe. Ama yok. Biz tabii yine kovalamaya devam edeceğiz.
BU İNSANLARA ZULME VESİLE OLMAYIZ
Bir taraftan sığınmacı geliyor, bir taraftan geri gönderiyoruz. Bunlar var ama bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Onu da söyleyeyim. Farklı yer nedir? Böyle oldu oldu, olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Yani ya destek vereceksiniz verin, vermeyecekseniz kusura bakmayın bir yere kadar bu işi katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Bu insanlara bu tür zulme, kusura bakmayın biz vesile olamayız. Siz de bakalım nasıl taşınırmış bunu bir görün. Misafir ettiğimiz sığınmacıların yükünün paylaşımı konusunda AB başta olmak üzere bugün buradan söylüyorum dünyadan olması gereken desteği alamadık, almak için de bunu yapmak zorunda kalabiliriz. Bunu söylüyorum. Tabii bu işleri yoluna koyana kadar biz bu desteğimizi vermeye devam edeceğiz.
BİRLİKTE YAPAMAZSAK BİZ BAŞLATIRIZ
Tüm gelişmeler bizim istediğimiz güvenli bölge ile muhataplarımızın kafasındaki güvenli bölge arasında çok ciddi farklar olduğunu gösteriyor. İdlib tarafında sayıları 1 milyonu bulacak yeni göç tehlikesi ile karşı karşıya bulunan Türkiye'nin Fırat'ın doğusundaki duruma daha fazla seyirci kalma şansı yoktur. Geçtiğimiz günlerde de ifade ettiğim gibi, Eylül'ün son haftasına kadar Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge oluşumunu kendi istediğimiz şekilde fiilen başlatmakta kararlıyız. Bunu Amerikalı dostlarımızla birlikte yapmak hepimiz için en ideal yoldur ama böyle bir zemin oluşmazsa hazırlıklarımız tamam, kendi imkanlarımızla bu işe başlayacağız. Hedefimiz ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizden en az 1 milyonunu 450 kilometrelik sınır hattı boyunca oluşturacağımız güvenli bölgede iskan etmek. Gerekirse dostlarımızdan alacağımız desteklerle yeni şehirler inşa ederek bölgeyi Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getireceğiz. Önümüzdeki günler ve aylar bu çerçevede vereceğimiz büyük mücadeleyle geçecektir.
'ÖNCE ÜLKEM, ÖNCE MİLLETİM, ÖNCE PARTİM' DEYİN
HERHANGİ bir arkadaşımız, kendi özel işi ve ilişkileri dahil, şayet herhangi bir konuyu davasının önüne koyuyorsa, görevinin hakkını veremiyor demektir. İstisnasız her birimiz, 'önce ülkem, önce milletime hizmet, önce partim' diyerek işlerimize dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz. Aksi halde sadece milletimize mahcup olmakla kalmaz aynı zamanda kutlu davaya da zarar veririz. Eğer bir şehirde teşkilatımız aksarsa, tökezlerse, işini yapmazsa diğer her kademe adeta çöker. Kibri boyunu aşmışlara sırtınızı dönün. Bizim
CHP, MİLLİ İRADE DÜŞMANLARIYLA YÜRÜDÜ
YENİKAPI ruhuna ilk darbe 'kontrollü darbe' söylemiyle CHP Genel Başkanı tarafından vuruldu. CHP, FETÖ'nün argümanlarını sahiplenerek kısa sürede fabrika ayarlarına geri döndü. Bu parti ülkemiz için kritik bir dönemde FETÖ ile mücadeleyi zaafa uğratmaya çalıştı. CHP ve şürekasına maalesef terörle mücadelenin bir beka meselesi olduğunu anlatamadık. Milletin safında yer almak varken artık diyet borçlarından mı bilmiyoruz, CHP ekibi hep milli irade düşmanlarıyla yol yürümeyi tercih etti. CHP ve şürekası imtiyazlarını kaybettikleri için yeni sistemden bu kadar rahatsız. Ancak bu kazanımdan geriye dönüş yok.rabbimizden başka yönelecek hiçbir mabudumuz, milletimizden başka yaslanacak hiçbir dayanağımız yoktur.
KAHRAMANLARIMIZI SAVUNMAYANLAR KORKAK MANDACILAR!
BUGÜN parlamentodaki partilerin içerisinde olan korkakları iyi biliriz. Bize 'Ortadoğu'da ne işiniz var' diyenlere ne işimizin olduğunu gösterdik, göstereceğiz. Bunlar mandacı, bunlarda bu noktada yürek yok. Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler- Dereler'de kahramanların savunucusu değil, önünü kesmeye çalışanlar! Ama biz her zaman dik duracağız. AK Parti'nin güçlü kalması Türkiye'nin büyük mücadelenin istikrar içinde yürümesi bakımından önemli.
DOĞU AKDENİZ'DE BİZ VARIZ
DOĞU Akdeniz'deki hidrokarbon arama faaliyetlerinde söz sahibi konuma gelmemizi vakitlice edindiğimiz sondaj ve sismik araştırma gemilerine borçluyuz. Üçüncü sondaj gemimizin de gelme durumu söz konusu olabilir. Biz Doğu Akdeniz'de varız ve 'Biz ne diyoruz' buna bakıyoruz. Haklarımızı sonuna kadar savunucağız.