2019-2020 Adli Yıl açılışı töreni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirildi. 24 baronun temsilcisinin katıldığı törene 55 baronun temsilcisi gitmedi.
ÜSTÜNLÜK MİLLETİNDİR
Başkan Erdoğan törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Kuvvetler ayrılığı prensibinin, denge yerine çatışma anlayışıyla yorumlanması ülkeye ve millete zarar getirir. Çünkü, kuvvetlerin kendi içlerindeki faaliyetlerini yürütürken sahip oldukları bağımsızlık, başlı başına bir egemenlik hakkı değildir. Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa, bu ancak Anayasa'nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir.Kuvvetler ayrılığı prensibi, demokrasinin ve cumhuriyetin temelidir. Her toplum ve devlet, kuvvetler ayrılığı ilkesini, kendine uygun şekilde hayata geçirmektedir. Dolayısıyla, dünyada tek ve değişmez bir kuvvetler ayrılığı, demokrasi, cumhuriyet, hukuk devleti uygulamasından bahsedilemez. Örneğin, ABD'de seçimle gelen Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Senato'nun ve Kongre'nin de Başkanıdır. Yine bu ülkede, Anayasa Mahkemesi'nin tüm üyeleri, Başkan tarafından atanmaktadır. Ancak bu durum kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bir durum olarak anlaşılmamaktadır. İngiltere'de Kraliçe, halkın iradesi olan halkoylaması sonuçlarının uygulanmasını sağlamak üzere, Başbakan'ın teklifi üzerine, parlamentoyu bir ay süreyle askıya aldı. İngiliz demokrasisi, kendi içinde kuvvetler ayrılığı ilkesini bu şekilde yorumlayarak, tıkanan sistemi açma yoluna gitti. Yeni yönetim sistemimiz de, kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha belirgin ve keskin bir şekilde işletilmesine dayalıdır. Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin değil, aynı zamanda devletin de başıdır. Bu anlamda kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil, tam tersine birleştirici bir güçtür.
Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içlerinde bağımsız bir şekilde çalışması, hepsinin de, Anayasada Cumhurbaşkanına verilen "devletin başı" misyonu etrafında birlikte hareket etmelerine mani değildir. Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan Cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir. Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan Cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır. bu en başta yargı kurumuna saygısızlıktır. Açılışı provoke edenler bilmelidir ki bu mekan şahsımın değil milletin evidir.
Adalet sistemini daha da geliştirecek yeni reform hazırlığımız son aşamaya geldi. Yargı süreçleri sadeleşecek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları getirilecek. Sade ve etkin bir sistemi inşa etmekte kararlıyız. Hakim ve savcı yardımcılıklarını hayata geçirerek bu anlamda önemli bir adım atacağız. Hak ve özgürlükler için kapsamlı bir İnsan Hakları Eylem planı hazırlıyoruz.
AB, YARGI BAĞIMSIZLIĞINI TERÖRE BAĞLILIK SANIYOR
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, adli yıl açılışının tüm tarafların katılımıyla şeffaf ve demokratik bir şekilde yapılmasının önemine işaret ederek, "Bu yapıcı ve uzlaşmacı tutuma destek olan barolarımıza şükranlarımı sunuyorum" dedi. AB Komisyonu'nun Türkiye raporunda Türk yargısı bağımsızlığına dair ifadeleri eleştiren Cirit, "Yargı bağımsızlığını terör örgütüne bağlılık olarak anlayanlar sözkonusu raporu değersiz bir kâğıt parçasına dönüştürmüştür. Siyasi bir organ olan AB, nasıl bir meşru gerekçeyle kendisini Türk Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in yerine koymaktadır. AB'nin bu tutumu skandaldır" dedi.
İDEOLOJİK GÖZLÜKLERLE BAKIYORLAR
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Bizim için vatan söz konusu ise gerisi teferruattır. İşte biz bugün bunun için buradayız. TBB hiçbir siyasi partinin muhalifi, destekçisi değildir. Yargı erkinin üç eşit kurucu unsurundan savunmayı teslim eder. Dünyaya baktığı o pek katı ideolojik gözlüklerle bizlere kendi ideolojilerine uygun roller biçmek isteyenleri bir kez daha düşünmeye davet etmek zorundayız. Biz tarafsızız, sadece hukukun ve Cumhuriyetimizin tarafındayız" diye konuştu.