Bodrum'da 14 kişinin bulunduğu fiber teknenin 2 Eylül 2015'te batması sonucu Suriyeli Aylan bebeğin de arasında olduğu 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda, minik Aylan'ın cansız bedeni Akyarlar Mahallesi'ndeki Fenerburnu sahiline vurdu.
Kıyıya vuran cansız bedeniyle dünyayı derinden sarsan Aylan bebeğin ölümünün ardından dört yıl geçti ama olayın tanıkları yaşadıklarını hala unutamıyor.
Olayın tanıklarından 75 yaşındaki emekli Uğur Özdoğan, AA muhabirine, 30 yıla yakındır yaz aylarında Akyarlar bölgesinde yaşadığını, dört yıl önce şahit olduğu dramın kendisini derinden etkilediğini söyledi.
Turgutreis'ten Akyarlar'a gelirken sahilde bir kalabalık olduğunu, jandarma ile bazılarının bir şeylerle uğraştığını gördüğünü anlatan Özdoğan, yaklaştığında bir çocuğun cansız bedenini fark edince ne yapacağını bilemediğini dile getirdi.
O günü unutmasının mümkün olmadığını vurgulayan Özdoğan, "Belkide Aylan bebek dışında kaç çocuğun bedeni sahile vurmadan kaybolup gitti. Bu insanlar, mülteci olarak iptidai botlarla karşıya geçmeye çaba sarf etmesinler. Buradan yakın gibi görünen yerin bir boğaz olduğunu, çok kalın dalgalı yerden geçeceklerini bilmeleri lazım. Düzensiz göçmenler para için böyle yanlış yollara seferber ediliyor. Bu tür işler, bilmeyen kişiler için ölüm tuzağı gibidir." diye konuştu.
Bu şekilde devam edildiği takdirde benzer birçok olayla karşılaşılacağına dikkati çeken Özdoğan, bunun önüne geçilmesi gerektiğini bildirdi.
Para için göçmenleri yanlış yönlendiren kişilerin bulunması gerektiğine değinen Özdoğan, "Benim teknem de geçtiğimiz günlerde mülteci taşımak için kaçırıldı. Aylan'ın öldüğü kumsaldan yolcu almak üzereyken sığ olduğu için saplandı. İhbar üzerine teknemi burada buldum. Eğer çıkabilselerdi belki de onlar da ulaşamadan yarı yolda ziyan olacaklardı." dedi.
- Aylan bebek film oluyor
Bodrum ilçesinde çekimleri devam eden "Aylan Baby" adlı filmin yönetmeni Ömer Sarıkaya da dört yıl önce tüm dünyanın güne ağlayarak başladığını ifade etti.
Olayın yaşandığı gün Hollanda'da olduğunu belirten Sarıkaya, şöyle konuştu:
"Diğer insanlar gibi benim de içim sızladı. Bunun filmini çekeceğimi hiç sanmıyordum. Avrupa'nın mülteci konusunda Türkiye'yi yalnız bıraktığını biliyorum. Bunlar bizim komşularımız, gidecek hiçbir yerleri olmadığı için mecburen Türkiye kapısını açtı. Bu sadece bir Aylan Kurdi filmi değildir. O, bu olayın bir sembolüdür. Tüm dünyaya bu olayın mesajını vermek istedik. Bu filmi yaparken kar amacını hiç düşünmedik. O yüzden bütün oyuncularımıza bunu bildirdik. Filmin tüm geliri de mültecilere gidecek. Sayın İçişleri Bakanımız da 'Biz insanlığı yalnız bırakmayacağız' cümlesiyle bu filmde bütün dünyaya mesaj verdi. Dünya inşallah bunu anlayacaktır."
Sarıkaya, filmde yerli ve yabancı birçok oyuncunun yanı sıra siyasileri ve gerçek mültecileri de oynattıklarını bildirdi.
- "Umarım bu sahiller bundan sonra hep yüzen çocuklara kalır"
Filmin yapımcısı ve ana sponsoru Bahattin Öztürk de sahillere cansız bedenlerin değil, oynayan çocukların gelmesi gerektiği düşüncesiyle filme destek verdiğini kaydetti.
Aylan Kurdi'nin ölümünün akıllarda yer edindiğini anlatan Öztürk, "Dört yıl önce cansız bedeni bu kıyıya vuran Aylan bebeğin dramını dünyaya sanatla anlatabileceğine kanaat getirdik ve sanatla bunu dünyaya anlatma gereği duyduk. Umarım bu sahiller bundan sonra hep yüzen çocuklara kalır." diye konuştu.
Bodrum'da, 2 Eylül 2015'te Yunanistan'a geçmek isterken bindikleri lastik botun batması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi'nin yanı sıra ağabeyi ve annesinin de aralarında bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirmişti. Aylan bebeğin sahile vuran cansız bedeninin görüntüleri, Suriye'deki savaşın korkunç yüzünü bir kez daha ortaya koymuş, uluslararası toplumun da mülteci sorununa dikkatini çekmişti.