Yazar, çevirmen ve düşünür Cemil Meriç'in kütüphanesindeki her biri eşsiz 300 Osmanlıca eser, Prof Dr. Ümit Meriç tarafından Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne bağışlandı.
BABA YADİGÂRI 300 EŞSİZ ESER
Dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji dahil sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yapıp yazılar kaleme alan, ardında onlarca makalenin yanı sıra 8 çeviri ve 12 kitap bırakan ve 2015'te Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Vefa Ödülü'ne layık görülen düşünce adamı Cemil Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, babasının kütüphanesinden kendi payına düşen baba yadigarı emsalsiz Osmanlıca eserleri, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Kütüphaneler Daire Başkanlığı görevlilerine teslim etti. Görevliler, Ümit Meriç'in evindeki eserleri hassasiyetle kutulara yerleştirerek, araçlarla taşıdı. Manevi değeri yüksek baba mirası eserleri bağışlama fikrini anlatan Prof. Dr. Meriç, kitapların Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nde beşeriyete açılacağına inandığını ifade etti. Meriç, eserlerin aynı zamanda dijital arşivde de yer alacağını, böylelikle araştırmacıların dünyanın her noktasından bu kitaplara ulaşabileceğine işaret etti. Babasının kütüphanesinde 11 bin 500 kitap bulunduğunu, Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne hediye edilen Osmanlıca 300 kitabın büyük kısmının İstanbul Konstantiniyye Dersaadet'te basıldığını, aralarında baskısı Bombay (Hindistan) ve İskenderiye'de (Mısır) yapılmış olan eserlerin de yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Meriç, "Kitaplar arasında Cemil Meriç'in girişine ismini yazdığı, nereden aldığını ifade ettiği eserler de var. Bir kısmının yanına notlar alınmış bulunuyor. Velhasıl kitapların hepsi teker teker Cemil Meriç'in elinden geçmiş olan, gözleri gördüğü sırada kendisinin okuduğu, daha sonra annemin okuduğu kitaplar, bir kısmı da benim okuduğum kitaplar." dedi.
5 MİLYON HEDEFİNE KATKI
Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinde 5 milyon kitabın yer almasının hedeflendiğini, kendisinin de bu hedefe katkı sunmak istediğini belirten Prof. Dr. Meriç, şöyle konuştu: "Ben bir sosyoloji hocası olarak bu külliyedeki kütüphanenin Türk-İslam tarihinin dünyadaki en önemli merkezi olması gerektiği görüşüne sahibim. Dolayısıyla Kanada'da, Japonya'da, Çad'da ya da Rusya'da, dünyanın neresinde çıkmış olursa olsun, hangi dünya dilinde olursa olsun Türk ve İslam medeniyetiyle ilgili dünyada ne kadar kitap varsa bunun merkezinin, beyninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kütüphane olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla irfan dünyamızın bu en önemli eserlerini oraya armağan ederek, kaybolmakta olduğunu ızdırap ile seyrettiğim millet şuurumuzun ve milli hafızamızın yeniden gençliğe kazandırılması anlamında bu kitapların orada yer alması gerektiğine inandım."
'BERABER OKUDUĞUMUZ KİTAPLAR'
Her kitabın babasından bir iz taşıdığına değinen Meriç, "Bütün ciltlerinde babamın ellerinin sıcaklığını hissediyorum. Bir kısmı beraber okuduğumuz kitaplar, fakat böyle olmasına rağmen kitapların benim kütüphanemde kalmasının egoizm olduğu kanaatine vardım. Külliyeye kitapları hediye etmek suretiyle, 'kökü mazide olan atiyim' inancına sahip olan ülkemin hafızasının hücrelerine birkaç hücre de ben ilave ederek onu devletime armağan ediyorum, dolayısıyla toplumuma, beşeriyete armağan etmiş oluyorum" dedi.
KARANLIK DÜNYASINI AYDINLATTI
Cemil? Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, "kahraman" olarak nitelediği babasının 38 yaşında görme yetisini kaybettiğini, 68 yaşında felç olduğunu, 71 yaşında da hayatını kaybettiğini söyledi. 20. yüzyıl Türkiye'sinin yetiştirdiği en büyük mütefekkirlerden Cemil Meriç'in kitap okumayı, "bilmece çözmenin güzelliği gibi" diye tarif ettiğini aktaran Prof. Dr. Meriç, babasının hayatını "kitap almak ve kitap yazmak" şeklinde özetledi. Babasının görme yetisini kaybettikten sonra karanlık dünyasını kitaplarla aydınlattığına vurgu yapan Prof. Dr. Meriç, Cemil Meriç'in, eserlerini ülkenin değerlerine adayan fikir işçisi olduğunu kaydetti.