Vazifeleri başında son nefesini veren hakim ve savcılarımız başta olmak üzere ülkemize hizmet ederken hayatını feda eden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ülkem ve milletim adına tüm yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum.
BUGÜN HAZRETİ ÖMER'İN SÖZLERİ HER MAHKEME SALONUNDA KAZILIYSA...
Görevimiz gereği üstlendiğimiz sorumlulukların yanısıra adalet kavramı üzerinde sık sık durmak, konuşmak ve tartışmak zorunda kaldık. Sizlerle bugünün vesilesiyle de adalat kavramı ve görüşlerimi paylaşmak istiyorum. İnancımıza göre hayrı ve şerri seçme iradesine sahip bir canlı olması bakımından insan diğer canlılardan ayrılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adli yıl açılışında önemli açıklamalarda bulundu
Batının ve Doğunun tüm önemli mütefekkirleri çalışmalarını bu kavram etrafında yürütmüşlerdir. Düzen denge eşitlik gibi pekçok anlamına atıfta bulunulmuştur. Peygamberler başta olmak üzere tüm önemli şahsiyetler adalet konusuna büyük önem göstermiştir. Günümüzde dahi Hazreti Ömer deyince aklımıza adalet geliyorsa. Onun sözünü mahkemelerimize, adliyelerimizin duvarlarına kazımışsak önemi de ortadadır.
KANUN BAŞKA; ADALET BAŞKADIR
Kanun başkadır, hukuk başkadır, adalet başkadır. Biz kendimiz ve tüm insanlık için daima adaletin peşinde koşmalıyız. Çünkü bugün yakın coğrafyamız başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde zulüm altında inleyen insanın ahı adalet kavramının olmayışından kaynaklanıyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK SORUNU BU ANLAYIŞTIR
Dünyanın kalanını sömüren, gözyaşı ve ateşa boğmaktan çekinmeyen bir anlayış bulunuyor. Üstelik bu zalimliklerin zulümleri demokrasi, adalet adına yaptıklarını iddia etmesi konuyu daha vahim bir noktaya götürüyor. Bize göre bu çarpık anlayış dünyanın şu andaki en büyük sorunudur.
Dünyanın hiçbir yerinde zalimler eksik olmamıştır. Ama aynı şekilde zulüm de payidar olmamıştır. Bu zulümler bir gün elbet sona erecektir. İşte bize düşen o güne kadar adalet mücadelesini sürdürmektir. Herkesin üzerinde ittifak edeceği bir biçim bulmak elbette imkansızdır. Ama adalet meşalesini hep yukarıda tutarak mümkün olan en geniş mutabakatın mümkün olduğuna inanıyoruz.
KUVVETLER AYRILIĞI PRENSİBİ DEMOKRASİNİN TEMELİDİR
Kuvvetler ayrılığı prensibi, demokrasi ve cumhuriyetin temelidir.
Türkiye, darbelerden vesayete kadar pek çok sıkıntılı süreç yaşamış olsa da kuvvetler ayrılığı üzerine bina ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır. Geçtiğimiz dönemde fiilen hayata geçirdiğimiz yeni yönetim sistemimiz de kuvvetler ayrılığı ilkemizin daha belirgin ve keskin bir şekilde işletilmesine dayalıdır. Bunun işlemesini temin etmek de Cumhurbaşkanının en önemli görevidir. Bu yaklaşım kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil tam tersine birleştirici bir güçtür.
BU GAZİ MEKAN MİLLETİMİZİN VE TÜM KURUMLARIMIZIN EVİDİR
Yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir. Bu törenin gerçekleştiği yerden ötürü provoke eden bazı baroların bu bağnaz dayatma ve tutum konusunu milletimizin takdirine bırakıyorum. Bu mekan şahsıma ait değil. Her zaman söylediğim gibi milletin evi. Ve devletin her kurumu bu mekanı kullanma hakkına sahiptir. Bu tür yanlışların ileride tekrarlanmayacağına inanıyorum.
SADE VE ETKİN BİR SİSTEM İÇİN REFORMLAR SÜRECEK
Reformlarımızı sürdürecek, sade ve etkin bir sistemi inşa etmekte kararlıyız. Hakim ve savcı yardımcılıklarını hayata geçirerek bu anlamda önemli bir adım atacağız. Sistemi mümkün olduğunda sadeleştirerek, görevsizlik ve yetkisizlik sorunlarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yeni reformlarla sistemi geliştirerek, güçlendirerek adaletin en etkin ve hızlı şekilde işlemesini sağlamak için sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz.