31 Mart 2015 günü makamında şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın suikastına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadeler veren Cavit Yılmaz teröristlerin kullandığı silahın nereden temin edildiğini deşifre etmişti.
28 Mart'da emniyette 26 Aralık 2018'de ise İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde SEGBİS aracılığı ile ifade veren Yılmaz, "Şehit savcıya yönelik eylemden yaklaşık 1-2 ay öncesinde sanık Cengiz Özel'in evinde Şafak Yayla, Berk Ercan, Mustafa Koçak ve ben bir gece kaldık. Evde esmer, bıyıklı birisi bizi karşıladı, içeride iki kadın daha vardı. Bu evden ayrıldıktan sonra, Gençlik Federasyon merkezine gittik. Burada Şafak Yayla, bize 'Bu evin 'temiz bir ev' olduğunu, başka bir amaçla kullanılacağını bu nedenle bir müddet bu eve gidilmeyeceğini' söyledi" demişti.
Cavit Yılmaz, savcı Kiraz şehit edildikten yaklaşık 1 yıl sonra sanık Mustafa Koçak'ın kendisine, 'Eylemde kullanılan silahı sanık Murat Canım'dan temin ettiğini ve silahı kaldıkları eve bıraktığını' söylediğini belirtmişti. Yılmaz, "Ben kimseye haber vermeden peşime düşeceklerini bildiğim için örgütten ayrılmak için yurtdışına çıktım. Ama aramızdaki duygusal bağdan dolayı Şafak Yayla'nın cenazesine katılmak için geri geldim" demişti.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ifadesi ardından ilerleyen süreçte Almanya'ya giden Yılmaz, birden Türk güvenlik güçlerini suçlamaya başlamıştı. Türk polis ve MİT görevlilerinin kendisine baskı yapıp zorla itirafçı olmasını sağladıklarını ileri süren ve bu şekilde mahkemeye 28 Haziran 2019 tarihli bir mektup gönderen DHKP-C itirafçısı Yılmaz'ın mahkemede alınan ifadesinde kimseden baskı görmediğini söylediği ortaya çıktı. Bu yöndeki sözleri mahkeme tutanaklarında görüldü.
"DARP, CEBİR, ŞİDDET OLMADI"
Şehit savcının katledilmesi ile ilgili davanın duruşmasına 26 Aralık 2018 tarihinde SEGBİS ile bağlanan tanık Cavit Yılmaz'a sanık Mustafa Koçak'ın avukatı Bahattin Özdemir'in "Herhangi bir şekilde, polisler sana böyle bir korkutma, bir şey falan, böyle bir şey oldu mu?" şeklinde soru sorduğu belirlendi. Cavit Yılmaz'ın ise bu soruya, "Yok, herhangi bir darp, cebir, şiddet olmadı" dediği tutanaklarda yer aldı.
YURT DIŞINA ÇIKIP AĞIZ DEĞİŞTİRDİ
İlerleyen süreçte Almanya'ya giden Cavit Yılmaz, aynı mahkemeye bir mektup göndererek polis ve MİT tarafından kendisine baskı yapıldığını, bu şekilde ifade verdiğini ileri sürmesi şaşırtıcı bulundu. Almanya'ya gittikten sonra DHKP-C terör örgütünün etkisi altında kaldığı anlaşılan Cavit Yılmaz'ın mahkemedeki ifadeleriyle yurt dışına kaçtıktan sonra gönderdiği mektup arasındaki derin çelişki dikkat çekti. Tanık Yılmaz'ın örgüt tarafından yurtdışında tehdit edildiği değerlendiriliyor.