Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), gerçek dışı haberlerle Türkiye ve dünya kamuoyunu etkilemeye çalışarak Türkiye'ye operasyon çeken, algı operasyonlarına imza atan uluslararası basın yayın organlarını, bir raporla deşifre etti. Raporda, Türkiye güçlendikçe uluslararası medyanın ülkemize ilgisinin arttığı, dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının Türkiye aleyhtarı haberleri artırdığı vurgulandı. Raporda, Gezi Parkı eylemleri ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, yabancı basının Türkiye'deki hükümet karşıtı medya organlarıyla iş birliği yaptığı vurgulandı. Paylaşımlarında sık sık Sabah, Daily Sabah ve Yeni Şafak'ın haberlerine 'yalan haber' yaftası yapıştıran bu gazetecilerin, Cumhuriyet, Bir-Gün ve T24 gibi yayın organlarının haberlerini ise tarafsız gibi gösterip, İngilizceye çevirerek dolaşıma soktukları ifade edildi.
SETA'dan kara propagandaya sert yanıt! İsmail Çağlar A Haber'e konuştu
KRİTİK DÖNEMDE SALDIRIYA GEÇTİLER
Raporda, İngiltere'nin önemli mecralarından Independent'ın Türkçe uzantısı olan "Independent Türkçe"nin kurulması ve BBC, DW, France 24 ile VOA'nın birlike "90+" isimli yeni bir YouTube kanalı açması uluslararası basının Türkiye'ye olan ilgisine örnek olarak gösterildi. SETA araştırmasında, BBC Türkçe, Deutsche Welle (DW) Türkçe, Amerika'nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu-Türkiye), Independent Türkçe adlı basın kuruluşlarının Türkiye'deki kritik olaylarda, Türkiye karşıtı tutum takındıkları, örnekleriyle belirtildi. Söz konusu medya kuruluşlarının Türkiye algısı 15 Temmuz darbe girişimi, PKK'nın hendek terörü ve HDP'li milletvekillerinin tutuklanması, Fırat Kalkanı Harekâtı ve Zeytin Dalı Harekâtı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı'nın açılışı ve son olarak Rahip Brunson krizinden sonra yaşanan ekonomik dalgalanma üzerinden ölçüldü.
YABANCI MEDYA ALGI PEŞİNDE
İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker tarafından hazırlanan 202 sayfalık raporda, BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika'nın Sesi (Voice of America,VOA), Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu) ve Independent Türkçe ele alındı. SETA yaptığı açıklamada ise tüm bilgilerin açık kaynak haber akışlarından oluştuğuna yer vererek, "fişleme" iddialarının çarpıtma olduğuna yer verdi.
FİŞLEME DEĞİL MEŞRU BİLGİLER
Siyaset bilimciler, sosyologlar ve gazeteciler SETA'nın "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı raporunu şöyle değerlendirdi:
SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü Dr. İsmail Çağlar: Tarafsız olduklarını iddia edenlerin hepsi tam Türkiye karşıtı olan kuruluşlar. Bu tarz çalışmalar tüm dünya ülkelerinde yapılan çalışmalardır. Gizli saklı elde edilmiş bir bilgi de yok. Her şey açık.
Sabah Gazetesi yazarı Hilâl Kaplan: SETA raporu, tamamen açık kaynaklardan yararlanılarak yapılmış bir araştırma. Gizli saklı ve kişisel hiçbir bilgi yok. Bunun nesi fişleme oluyor? Yoksa yabancı medya kurumlarında çalışanlar bunun gizli bilgi sayılmasını mı arzu ediyorlar?"
Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok: Tarihte bugün... O günlerde kimse, hiç bir basın kuruluşu bu manşetlere fişleme, hedef gösterme dememişti. Şimdi o gün ağızlarını açmadıkları andıçtan bahsediyorlar. Bu ikiyüzlülüktür. Bunlarda huydur.
Star Gazetesi yazarı Halime Kökçe: Önemli bir rapor... Uluslararası medya organ ve aktörlerinin Türkiye'nin iç siyasi süreçleri ve hatta terör gibi güvenlik meselelerinde nasıl tavır belirledikleri ve içeride hangi aktörlerle nasıl ilişki geliştirdiklerini anlatıyor.
Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer: SETA'dan önemli bir rapor: Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları. Söz konusu medya kuruluşlarının nasıl bir kimliğe/ duruşa sahip olduğu noktasında gayet net, objektif ve sağlam bir çalışma...
Sosyolog Ramazan Akkır: SETA nin bu çalışması diğer birçok çalışmasından daha da önemli. Kim hangi ajandayı takip ediyor veya Kim kimin kılıcını sallıyor gibi tüm sorular bütün çıplaklığı ile bu raporda. Okunmalı... Tebrikler.
SETA'dan çarpıcı uluslararası medya raporu!
TÜRKİYE'DEKİ YABANCI MEDYA TEK SESLİ
Raporda uluslararası medyanın Türkiye karşıtlığı şöyle özetlendi:
Türkiye'de yayın yapan yabancı medya organlarının tamamına yakını tek sesli bir profil çizmektedir. Medya organlarının ilan ettikleri yayın ilkeleri doğrultusunda tarafsız ve çok sesli bir haber aktarım dili geliştirmeleri gerekmektedir. Bu hususta Türkiye'ye mahsus öz denetim mekanizmalarını geliştirmeleri faydalı olacaktır.
Global mecraların Türkiye uzantıları bağlı oldukları ana kademe tarafından denetlenmelidir. Zira zaman zaman medya organının ana haber birimiyle Türkiye uzantısının farklı haber politikaları takip etmesi söz konusu olabilmektedir.
İncelenen mecraların tek sesliliğini kırması için çalışan profilini çeşitlendirmesi ve toplumun farklı kesimlerini yansıtan kişilere bünyesinde yer vermesi gerekmektedir.
Mecraların yayın ilkelerinde çalışanlarının siyasi kimliğini belli edecek kamusal paylaşımlarda bulunmaması kuralı yer alırken bu kurala uymayan birçok çalışan olduğu görülmüştür. Medya aracının çalışanlarını bu noktada denetlemesi ve haber diline siyasi kimliğinin yansımamasına özen göstermesi gerekmektedir.
Özellikle kamu yayıncılığı yapan Batı medyası organlarının Türkiye uzantılarının gündeme dair konularda hükümetin resmi kanatlarından yapılan açıklamaları mutlaka iletmeye dikkat etmesi gerekmektedir. Hükümete yönelik eleştirilerle beraber resmi açıklamaların da haberlerde yer alması okuyucuyu doğru yönlendirme açısından gereklidir.