Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de görüşme yapacağı G-20 Liderler Zirvesi'ne katılmak için Japonya'ya doğru yola çıktı. Erdoğan, Türkiye'den ayrılmadan önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kabul, basına kapalı gerçekleşti. Erdoğan, Japonya'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, şunları söyledi:
MÜLTECİLER KONUSUNU G-20'YE TAŞIYACAĞIZ: Mülteciler konusunu G-20'de gündeme taşıyoruz. İşbirliğinin artırılması konusunda fikirlerimizi sunacağız. Zira dünyada mülteciler konusunda en önemli bedeli ödeyen ülke Türkiye. Bu minvalde uluslararası işbirliğinin artırılması ve külfet paylaşımının sağlanması yönündeki görüşlerimizi bir kez daha muhataplarımızın dikkatine sunacağız.
ÇEYİZ SANDIĞINDA KALSIN: S-400 ile ilgili bugüne kadar birçok kez gerek şahsım gerek ilgili arkadaşlarım işin bittiğini, işin teslim süreci içinde olduğunu ifade ettik. Nedense bizim söylediklerimize inanılmıyor, bizim dışımızda söylenenler itibar görüyor. Türkiye bir NATO ülkesidir. Amerika da bir NATO ülkesidir. NATO ülkeleri birbirlerine yaptırım uygulamaya başladıysa doğrusu bunu bilmiyorum. Bizim Amerika ile münasebetlerimiz stratejik ortaklık çerçevesinde yürümektedir. Bugüne kadar Sayın Trump ile yaptığım görüşmelerde bu izlenimleri almadım. Alt kademelerde birileri bunları dillendiriyor. Bu seyahatte Sayın Trump ile bu konuyu ele alma fırsatımız olacak. Ancak B planı, C planı böyle daha doğmamış çocuğa don biçme yoluna gitmeyelim, o bizde saklı kalsın, adeta çeyiz sandığında kalsın, zamanı gelince onu meydana çıkartırız.
KENDİ SÖYLÜYOR KENDİ DİNLİYOR: (Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin referandum açıklaması) Sayın Kılıçdaroğlu, kendi söylüyor kendi dinliyor. Yeni yönetim sistemine biz parlamento kararı ile mi girdik, yoksa AK Parti kendi verdiği kararla mı girdi, yoksa millete mi gittik? Bunun kararını millet vermedi mi? Millet kararını verdi, bu iş bitmiştir. 1 yılı geride bıraktık, eksiği ile artısı ile her şey ortaya çıkıyor. Bundan sonraki süreçte de nerelerde ne gibi aksamalar varsa bunlar da giderilerek yolumuza devam ederiz. Akşam yat sabah kalk bir referandum, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Başkanlık sistemi ülkemizde ilk defa bizimle deneniyor. Ondan önce parlamenter sistemin bizi nerelere getirdiğini biliyorsunuz. Çok bedeller ödedik, aynı bedeller ödemek istiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu ifadesi ile hareket edecek değiliz. Şu anda yolumuza aynı kararlılıkla devam ediyoruz.
ERDOĞAN'A FAHRİ DOKTORA UNVANI VERİLECEK
BAŞKAN Erdoğan'a Mukogawa Kadın Üniversitesi'nde fahri doktora unvanı verilecek. Törende, Türkiye'nin Suriyeli mültecilere yönelik yardımları konulu bir video gösterimi de yapılacak. Hasan AY/OSAKA
KIRMIZI BÜLTENLE ARANDIĞINI BİLMİYORUM: (Osman Öcalan'ın TRT Kürdi'de çıkan röportajı) Doğrusu ben Osman Öcalan'ın kırmızı bülten ile arandığını bilmiyorum. TRT'ye müracaat etmiş ve TRT Kürdi'de böyle bir program yapmışsa bunu da TRT'deki arkadaşlarımız bilirler. Ben o kurumdaki arkadaşlarımın da bu hassasiyet içinde adım attıklarına inanıyorum, bu konularda kendilerine güveniyorum.
MUHATABIMIZ RUSYA: Suriye konusunu Sayın Trump'la da Sayın Putin'le görüşmelerimizde gündeme getireceğiz. PYD/YPG'nin terör koridoru olarak belirledikleri yerden onları tamamen derdest ettik. Mümbiç'te işin takipçisiyiz, verilen sözü tutmaları gerekiyor. Mümbiç yüzde 90'a yakın Araplara aittir, Kürtlerin orada hiçbir hakkı yoktur. Kürtlerden kastım terör örgütü. Bizim isteğimiz Mümbiç'te şu anda işgalciler var, bu işgalcilerin süratle Fırat'ın doğusuna çekilmesidir. İdlib'de rejim acımasız davranıyor. Bizim orada 12 gözlem kulemiz var, zaman zaman tacize uğruyor. Gereken noktada, zamanda onlara gereken cevabı en güzel şekilde verdik. Biz bu noktaya iş gelsin istemiyoruz. Planlanan neyse, verilen sözler neyse o istikamette bunu götürelim istiyoruz. Bu konuda bizim muhatabımız Rusya'dır.
NE ZAMAN NEREDE DEĞERLENDİRECEĞİMİZİ BİZ BİLİRİZ: Binali Yıldırım'ın kabineye girme ihtimalinin sorulması üzerine Erdoğan, "Yeni yönetim sistemine göre oluşmuş bir yapımız var. Bunlar özellikle partimiz içinde bir fitnenin çıkartılmasına yönelik atılmış adımlardır, söylemlerdir. Bu tür söylemlere kimsenin kulak asmaması gerekir. Ne zaman, nerede, kimi, nasıl değerlendireceğimizi biz gayet iyi biliyoruz. Dıştan ahkam kesilmesine prim vermeyiz, bundan sonra da vermeyeceğiz. AK Parti dışarıdan kumanda edilen parti değildir" dedi.
DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE VE KKTC'NİN HAKLARI VAR
ABD Senatosu'nun Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasa Tasarısı'nı onaylaması ve bu konuyu Trump ile görüşüp görüşmeyeceği sorusuna Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: "Gündeme gelirse görüşürüz, o ayrı mesele. Ama bu bölgede Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'ın hakları var. Adı geçen ülkelerin nereye kadar hakkı var? Hele hele Amerika'nın orada ne hakkı var? Amerika'nın senatosu böyle bir kararı nasıl alıyor? Bunların hepsi soru işaretidir. Bakıyoruz son zamanlarda senatonun önüne ne gelirse bunların kararını alıyor. Bizim burada garantörlük hakkımız var. Biz Kuzey Kıbrıs'a karşı yapılacak herhangi bir saldırıda garantörüz. Hep söylüyorum, Yunanistan konuşur, İngiltere konuşur, bunlar garantör ülkelerdir. Burada zaten konuşabilecek 3 ülke var. Olay oradaki denizler noktasına gelince burada da biz diyoruz ki bu denizlerden çıkabilecek nema neyse Kıbrıs'ta yaşayanların orada eşit hakkı vardır. 'Bunu Güney Kıbrıs'ın kontrolünde yapacağız' derseniz biz buna 'evet' diyemeyiz. Birlikte masaya otururlar, heyetler oluşturulur, ne çıktıysa onlar karar verir. Şu ana kadar bir şey çıkmış yok zaten. Bizim sondaj gemilerimiz devreye girdi, baktılar Türkler ciddi gidiyor, tabi ciddi gidiyoruz, bunu bekleyecek halimiz yok. Bir şey varsa biz de görelim, biz paylaşmasını da biliriz. Eşit miktarda dağıtmasını da biliriz. Karşı taraftakiler de bize aynı adaletle davranması lazım."