Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tacikistan'a gidişi öncesinde İstanbul'da Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle:
(Binali Yıldırım-Ekrem İmamoğlu ortak yayını) Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız ön hazırlıkları gayet iyi bir şekilde yaptılar. Tartışmanın moderatörünü belirlemede her iki görevli arkadaşlar müşterek bir çalışma yaparak ismi belirlediler. Kim istiyorsa rahatlıkla yayın yapma imkanını yakalayacak. Sadece Türkiye'de İstanbul bunu izlemeyecek, tüm Türkiye'nin bu müzakereyi, tartışmayı inşallah izleme imkanı olacak. Çünkü İstanbul adeta 81 vilayetin özeti. Sivas'tan Sivaslı bile İstanbul'daki hemşehrisini arayıp inanıyorum ki onunla bu müzakereyi konuşacak. Tokatlı Tokatlıyı, Giresunlu, Trabzonlu hepsi... İstanbul gibi dünyanın örnek bir şehrini en ideal hangi yönetici yönetebilir bunu bizzat müzakereden sonra çok daha net, güzel değerlendirme fırsatını halkımız bulacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kimsenin devletin valisine böyle ifadeler kullanma hakkı yoktur"
(CHP heyetinin İl Seçim Kurulu Başkanı ile adliyede buluşma görüntüleri) Artık bununla ilgili sizler medya olarak görevinizi yaptınız. En isabetli kararı da verecek olan YSK'dır. Artık kim kiminle el ele kol kola dolaşıyor, bunları da bütün görsel medyada yayınladınız. Yazılı medyada da yayınlandı. Benim ilgi alanım olsa diyeceğim ki "Şunu yaptım, yaparım." Ama benim ilgi alanım YSK'dır. Sizler de medya olarak her şeyi yaptınız. Ben inanıyorum ki YSK da gerekli adımı atacaktır.
(CHP adayının Ordu Valisi'ne hakareti) Valiler başkanların o ildeki temsilcisidir. Ve devletin valisini bu şekilde bir küfürle anmak kabul edilebilir bir şey değil. Vali bey valilik olgunluğu içinde süreci işletiyor. Vali bey seçim sebebiyle sadece belki burada bir suç duyurusunda bulunmuş olabilir. Bana gelen bilgiler "Seçim öncesi, doğru olmayacağına inandığım için işi hızlandırmak istemiyorum" gibi bir yaklaşım ki bu zaten çok çok büyük bir olgunluk. Bu işin arda bırakılır bir yanı yok. Valimiz inanıyorum ki seçim sonrası da bu işin takipçisi olacaktır. Çünkü bu devletin valisine kimsenin ben edep ederim, ağzıma alamam bu ifadeyi... Böyle bir ifadeyi kullanma hakkı yoktur, kullanamaz. Demek ki belediye başkan adayı olarak henüz bu devleti tanımamış, devletteki ilişkileri, protokolü, protokolün çeşitli yerlerdeki giriş çıkışlarını, kimler kullanma hakkına sahiptir değildir bunları bilmiyor. Affedilemez bir yanlışı yapmışlardır. Kim bilir bundan sonra da daha neler çıkacak.
(İstanbul'da seçimlerine ilişkin) Önümüzdeki hafta halkla buluşma çerçevesi içinde İstanbul'umuzu beraber dolaşacağız. Halkımızla görüşeceğiz. Kaldı ki ramazan boyu birçok organizasyon yaptık.
İDLİB'DE OLANLARA SESSİZ KALAMAYIZ
İdlib'e bizim yaklaşımımız olmamış olsaydı, 3 milyona yakın insanın yaşamış olduğu İdlib'den çok ciddi bir göç dalgası ülkemize doğru gelebilirdi. Fakat Rusya ile yapmış olduğumuz müzakereler, değerlendirmeler; gerek Soçi müzakeresi süreci, gerek Astana ile ilgili süreçler ve Sayın Putin ile görüşmelerimiz buradaki sıkıntıları minimize etti.
Son olarak bir karara varıldı ve silahların sustuğu bir an oldu. Ama ardından arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Yaralılarımız oldu, şehidimiz de oldu. Bunu karşı tarafa çok ağır ödettik. Ancak rejim yani burada bizim gözlem kulelerine saldırılar devam ettirecek, bu yanlışa inatla devam edecek olursa, sessiz kalmamız mümkün olmaz. Gereğini yaparız. Çünkü biz barışın egemen olmasını, ölümlerin durmasını istiyoruz. Ama varil bombalarıyla, fosfor bombalarıyla saldırılarında devam etmesi hiçbir zaman affedilemez. Ve buna da sessiz kalamayız. Adana mutabakatını bir kenara koyamayız.
Münbiç ile alakalı ABD sözünde durmadı. Ama beklenenlerin olmaması, oradan elimizi çekmemiz anlamına gelmez. Biz Münbiç ile ilgili bütün planlarımızı aynı şekilde koruyoruz. Bunu yine aynen devam ettireceğiz. Biz oraları kesinlikle bırakamayız. Çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
PROFESYONEL ORDU, AB KRİTERLERİ İÇİNDE VARDI
Terörle mücadelede bizim en ufak bir tereddüdümüz yok. Güven kaybımız söz konusu değil. "Ağzı olan konuşuyor" diye literatüre yerleşen ifade vardı ya şimdi de öyle. Bizim bir silahlı kuvvetlerimiz var ve bir genelkurmay diye kuvvetlerle birlikte oluşmuş, oturmuş 2 bin 200 yıllık bir geçmiş olan orduyuz. "Güvenlik zaafı olur" gibi ifadeler kullananlar var. Bu çalışma 1 ay içinde yapılmadı. 1.5-2 yıla varan bir çalışmadır. 2014 sonuna kadar atılması gereken adım ordunun sivilleşmesi süreciydi. AB kriterlerinin içinde bir de bu vardı. Biz o adımı da atmış değiliz. Ama şimdi burada da böyle bir adımı atmış bulunuyoruz. Tterörle mücadelede de askerimizin, polisimizin elde ettiği başarıya bakarsam, yıl başından bu yana 2 binden fazla terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bunlar şimdi kaçacak delik arıyorlar. Bu mücadelede bu şekilde devam edecek.
Yeni askerlik yasasında ise biz bu işi öyle bir noktaya getirelim ki... Diyelim ki başarılı bir astsubay eğer başarabiliyorsa generalliğe kadar çıkabilecek. Yeni askerlik yasasında bu var. Şimdi sürekli olarak bir hücre tazelenmesi olacak. Sayıda azalma diye bir şey söz konusu değil. Örneğin Kıbrıs ile mide bulandırsın diye birşeyler söylüyorlar. Kuzey Kıbrıs'ta bizim askerimizin azalması söz konusu değil. Ne kadar asker bulunması gerekiyorsa o kadar asker bulundururuz. Bunun için birilerinden izin almak diye mecburiyetimiz yoktur.
ASYA'DA İSTİKRAR BİZİM İÇİN ÖNEMLİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in aralarında bulunduğu 13 liderin katılımıyla Tacikistan'da düzenlenen Asya'da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (CICA) 5. Zirvesi'yle ilgili şunları söyledi: "Zirveye katılan devlet başkanlarıyla işbirliği mekanizmamızı güçlendirmenin yollarını arayacağız. Dış politikada etkin, çok taraflılık ayrı bir önem kazanmıştır. Birçok soruna birlikte hareket ederek çözüm sağlanması mümkündür. Asya'nın barış, güvenlik ve istikrarı ülkemiz bakımından önem taşıyor." Erdoğan'ın başkent Duşanbe'deki programına, eşi Emine Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katılıyor.