İstanbul seçimlerinin yenilenmesi süreci, Kürt seçmenin kime oy vereceği üzerinden tartışılırken, HDP içinde yaşanan derin kırılmayı da açığa çıkarttı. O kırılmanın geçmişi de gerilere, 7 Haziran öncesine kadar uzanıyor.
O günlerden bugüne Kandil'in baskısına rağmen şu sorular içten içe hep soruldu: Başka seçenekler varken, çözüm süreci Suriye için neden heba edildi? 7 Haziran'daki sandık başarısı neden terör ve hendek siyasetiyle bitirildi?
Cesaret edip açıktan soranların ise hepsi susturuldu. Bunların başında da Leyla Zana geliyor.
Zana özellikle 2012 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan'la ilgili söylediği şu sözlerle dikkat çekmişti: "Ben bu işi onun çözeceğine inanıyorum. Buna dair umudumu da, inancımı da yitirmedim. Yitirmek de istemiyorum." Bu umudun yeşermesine ABD'den Kandil'e kimse izin vermedi ve sivil siyasetin önü kesildi. Zana da siyasetten elini eteğini çekti ya da çektirildi.