Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Dairesi Başkanlığınca "FETÖ/PDY askeri mahrem yapılanması"ndaki şüphelilerin iletişim için kullandığı kontörlü sabit/ankesörlü telefon hatlarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerin yer aldığı "Kontörlü (Büfe) Sabit/Ankesörlü Telefon Hattı ile İletişim Modeli Değerlendirmesi" raporu hazırlandı.
Rapor hazırlanırken tüm kurum ve kuruluşlar ile İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıklarından TEM Dairesi Başkanlığına iletilen bilgilerin yanı sıra, soruşturmalarda şüpheli, tanık, müşteki, mağdur ve bilgilerine başvurulan kişilerin beyanları, raporlar, tahkikat evrakları, müfettiş raporları ve açık kaynaklardan faydalanıldı.
Rapora göre, 1980'li yıllardan beri Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisine sızmaya başlayan FETÖ, 1990'lı yıllardan itibaren bu sızmayı sistematik hale getirdi.
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in 1980'li yıllarda örgüt mensubu Hava Harp Okulu öğrencileriyle yaptığı bir sohbet toplantısında, "Bizim işimiz çok uzun soluklu bir iş, acele etmeyin ve kendinizi belli etmeyin. Askeriyede, maarifte, emniyette, yargıda ve bunların en etkin yerlerinde yerimizi alacağız. En az 20-30 sene sonra harekete geçtiğimizde kimsenin yapacak bir şeyi kalmayacak zaten. İçki içebilirsiniz, amirinizin bütün işlerini halledin ki sizden vazgeçmesin." şeklindeki söylemleri doğrultusunda stratejisini belirleyen örgüt elemanları söz konusu kurumlara sızmaya başladı.
15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ/PDY, TSK'deki yapılanmasını "mahrem hizmetler" olarak isimlendirirken bu yapılanmadaki mensuplarından gizliliğe azami derecede bağlı kalınmasını istedi.
ASKERİ MAHREM ÖRGÜT 4 SÜREÇTEN GEÇTİ!
Askeri mahrem yapılanma içerisindeki bir örgüt mensubu, "Işık evi", "Hususi/özel ev", "Askeri okullardaki eğitim süreci" ve "Birim yapılanması" süreçlerinden geçti.
Çocuk yaşta örgüte kazandırılan öğrenciler, talebe evlerinden alınarak sadece "mahrem hizmetler"de kullanılan özel evlere yerleştirildi. Bu evlerde düzenlenen toplantılara katılanlara örgüt elebaşının sohbet videoları izletilip kitapları okutularak örgütsel bir bakış açısı kazandırıldı.
Söz konusu sohbet toplantılarıyla, örgüt elebaşı Gülen'in olağanüstü kişiliğe sahip olduğu bilincinin aşılanması, "kutsal dava" fikrinin yerleştirilmesi, kişilerin örgüt elemanına dönüştürülmesi, kişilere örgütün ideolojisi ile öğretilerinin empoze edilmesi, toplantıya katılanların bireysel dönüşümlerinin sağlanması ve radikalleştirilmesi, grup aidiyetinin keskinleştirilmesi, dayanıklılık, katı disiplin ve mutlak itaatin sağlanması, bağlılık, güven ve sadakatin oluşturulması, birlik ruhunun sağlanması ve hizmet uğruna ölmenin erdemi ve mükafatının cennet olduğu bilincinin yerleştirilmesi amaçlandı.
Örgüt, askeri mahrem yapılanmada, özel olarak seçip yetiştirdiği elemanlarını askeri okullara sokarak "dikey büyüme stratejisi"ni takip etti.
Yapıdan ayrılanlar "arıza" olarak kodlandı
Mahrem yapılanmaya yerleştirilmesi planlanan bir öğrencinin, sınav öncesi gelişim aşamasını takip eden, aksaklıkları gideren, "birim yapılanması" ile "bölge yapılanması" arasındaki bağlantıyı sağlayan, örgüt mensuplarının devlet birimlerine sızdırılmasına ve yerleştirilmesine işlerlik kazandıran ve mahrem yapılanmanın devamlılığına katkıda bulunan örgüt mensupları "gezici yapılanma"da yer aldı.
Askeri mahrem yapıyla irtibatını koparan örgüt üyeleri, "arıza" olarak kodlandırılırken, "gezici yapılanma"da yer alan örgüt mensupları bu muvazzaflardan ve onların tekrar yapıya kazandırılmasından sorumlu "ümitçi yapılanma" mensuplarıyla yılda birkaç kez görüşme yaptı.
FETÖ, birimden kopan öğrenci (askeri personel) hangi ilden askeri okula kazandırıldıysa o ildeki sorumlusundan, öğrencinin nerede, nasıl ve neden örgütten koptuğuna ilişkin rapor hazırlanmasını istedi.
Söz konusu askeri personelle görüşen sorumlu, yeniden birim yapılanmasına kazandırmak için bu kişiyi ikna etmeye çalıştı.
Askeri okulu kazanmasında çok sayıda kişinin emeğinin olduğu söylenerek psikolojik baskı altına alınan öğrenci, birim yapısına devam etmek istememesi halinde görev yaptığı yerdeki birim içerisinde faaliyet gösteren bir öğrenciye zimmetlenerek takip edildi.
Örgüte geri kazandırılamayan öğrenciye, örgüt tarafından "şefkat tokadı" olarak adlandırılan adli veya idari müeyyideler uygulandı.
TSK içerisinde hücre tipi yapılanmaya giden FETÖ, buradaki mensuplarını "sivil abiler/imamlar"ın sorumluluğunda "üst düzey komutanlar" (General, albay, yarbay, binbaşı), "alt rütbede subaylar" (Teğmen, üsteğmen, yüzbaşı) ve "astsubay" şeklinde gruplandırdı.
Askeri mahrem yapılanmanın örgütlenme şeması
Raporda, FETÖ/PDY askeri mahrem (birim) yapılanmasına ilişkin örgüt şemasına da yer verildi.
Buna göre, yapılanmada, her askeri kuvvetin (kara, hava, deniz, jandarma) başında ayrı ayrı olacak şekilde "birim sorumlusu" yer aldı.
Birim sorumlusunun altında bulunan "temsilci"ye, general rütbesindeki personel ve üst düzey subaylardan oluşan "temsilci öğrencileri", belge enformasyon yöneticisi olan "bey" ve "müdür" bağlandı.
"Müdür"ün altındaki 3 müdür yardımcısına ise 3 gruba ayrılmış subay öğrenci gruplarından sorumlu 3 öğretmen grubu ilişkilendirildi.
Veri toplama görevlisi olarak görevlendirilen müdür yardımcılarından birisi, aynı zamanda "bey"e karşı sorumlu olacak şekilde örgütlenildi.
Birim yapılanmasındaki örgüt mensupları arasında düzenlenen toplantılarda, öğrencilerin durumunun ve örgüt mensubu olmayan personel hakkında bilgi toplanması için neler yapılabileceği ele alındı.
Ayrıca bu toplantılarda genel gündem olarak gizlilik için yapılması gerekenler, örgüt elebaşı Gülen'den gelen örgütsel notlar, mevsimsel gündem olarak sene başı, tatiller, tayin dönemleri, sicil, okuyan öğrencileri illerinde ziyaret ve izdivaç gibi konular görüşüldü.
Üst düzey görevlerde bulunan FETÖ'cü yapıyı anlattı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan örgütün askeri mahrem yapılanmasında müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen görevlerinde bulunan bir kişi örgüte dahil olduğunda kendisine içerisinde hat olan bir telefon verildiğini kaydetti. Söz konusu kişi bu telefonun sadece müdür, müdür yardımcıları ve öğretmenler arasında kullanıldığını ve öğrencilerin kesinlikle bu telefonla değil, sadece büfelerden arandığını belirterek yapılanmaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"Öğretmen, örgütün hiyerarşik yapısında müdür yardımcısına karşı sorumludur, öğrencilerle direkt temastadır. Örgüt, iş bulana kadar öğretmene maaş vermek zorundadır. Öğrencilerle haftada bir görüşmek zorundadır. Görüşmeyi aksatan öğrenciyi müdür yardımcısına bildirmek zorundadır. İlgilendiği öğrenciler bekarsa ve bekar evinde kalıyorsa onların evinin temizliği ve tedbire uygunluğu öğretmenin sorumluluğundadır. Evlerde örgüt öğrencileri ile ayda bir yatılı kalarak kitap okumak zorundadır. Öğretmen, maaşını tam alıyorsa aylık, evli ise yüzde 5, bekar ise yüzde 10 verir.
Öğrenci, örgütün hiyerarşik yapısında en altta yer alan ancak en önemli kişidir. Orta üçüncü sınıftan itibaren örgüte kazandırılmış olabileceği gibi lisede de örgüte girmiş olabilir. Örgüt içerisindeki teslimiyetine göre subay ise yükselir, astsubay ise subay olur veya en iyi yerlere gelir. İş yapabilme durumuna göre örgütün şifreli USB'si verilir ve bunu kullanması söylenir. Askeri alan içerisinde etrafında bulunan askeri personelin bilgilerini öğretmene iletir. Bekarsa katalog evliliği yapması istenir. Mahrem yapının para kaynağı öğrencidir. Aldığı maaşın, bekar ise yüzde 10'unu evliyse yüzde 5'ini vermesi istenir. Nema, promosyon gibi paralara dokunması yasaktır. Bu paraları direkt öğretmenine teslim eder. Kurban, zekat, fitre, sadaka, medya paralarını öğretmenine verir. Örgütün belirlediği her türlü tedbir kuralına ve ima yöntemlerine koşulsuz uymak zorundadır."
"HALI KOYMAYIN, ATATÜRK FOTOĞRAFI KOYUN"
Örgüt öğrencilerinin ev tutarken dikkat ettiği hususlara ilişkin de yine aynı kişi şu bilgileri aktardı:
"Ev ara kat olmalıdır, giriş katı olmamalıdır. Aynı binada başka bir askeri personel olmamalıdır. Binada kamera olmamalıdır. Girişte güvenlik olmamalıdır. Genelde eski eşya satanlardan eşya alınır. Evin girişine kesinlikle halı konmaz. Bundaki sebep eve girerken ayakkabı çıkarma süresini ortadan kaldırmak ve evin örgüt evine benzemesine engel olmaktır. Çünkü örgütün sivil yapılanmasındaki evlerde girişten itibaren hemen her yerde halı bulunur. Evde 'Nutuk' ve 1-2 tane Atatürk fotoğrafı bulunur. Bunlar belirgin yerlerdedir. Evde seccade, takke kesinlikle olmaz."
İfadesine başvurulan kişi FETÖ'nün, Ankara'ya tayini çıkan öğrencinin lojmanda kalmasını istemediğini ancak tayini Doğu illerinden birine çıkan öğrencileri lojmanlara yönlendirdiğini de anlattı.