Kırım Tatarlarının 75 yıl önce Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin'in kararı ile vatanlarından bir gecede toparlanarak tren vagonlarıyla Orta Asya'ya sürgün edilmesi sonucu yaşanan acılar hala sürüyor.
Çarlık Rusyası döneminde Çariçe 2. Katerina'nın Kırım Tatarlarını yok etme politikası takip eden yıllarda tekrarlandı. Sovyetler Birliği ve Rusya, Kırım Tatarları üzerindeki baskı ve imha politikasını sürdürdü.
Osmanlı-Rus savaşının ardından 1774'te Küçük Kaynarca Anlaşması'nın imzalanması ile Kırım Hanlığı Osmanlı Devleti'nden ayrıldı. Rusya 1783'te Kırım Hanlığı'nı işgal ederek Kırım Tatarlarına baskı uygulamaya başladı. Baskı politikaları nedeniyle pek çok Kırım Tatarı Osmanlı topraklarına göç etti.
Kırım Yarımadası, İkinci Dünya Savaşı döneminde bir süre Nazi Almanyası'nın kontrolünde kalsa da Kızıl Ordu tarafından geri alındı. Kırım Tatarları, Sovyet ordusunda savaşmalarına rağmen bazı Rus komutanlar tarafından Almanlarla iş birliği yaptıkları iddiasıyla suçlandı.
Kırım Tatarlarına yönelik baskı ve imha politikasının bahanesi olan bu iddia üzerinden Kırım Tatarlarının vatanlarından sürülmesi istendi.
Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin'in çıkardığı bir gizli kararname ile Kırım Tatarlarının Orta Asya'ya sürgün edilmesi kararı alındı.
Sovyet askerleri, 18 Mayıs 1944'te saat 03.00 sıralarında ansızın başlatılan operasyonla, çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan Kırım Tatarlarını hayvanların taşındığı tren vagonlarına dolduruldu.
Üç gün içerisinde 250 bine yakın Kırım Tatarı, Orta Asya'nın değişik bölgelerine ve Sibirya'ya tren vagonlarında sürgün edildi. Sürgüne maruz kalan Kırım Tatarları'nın bir kısmı kötü ve ağır şartlardan yolda bir kısmı da sürgün edildikleri bölgelerde hayatını kaybetti.
Kırım, Stalin'in ölümünden sonra 1954'te Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne hediye edildi. 1965 itibarıyla yarımadadan sürgün edilen Kırım Tatarları öz vatanlarına dönüş çalışmalarına başladı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Kırım Tatarları'nın vatanı, Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti olarak ilan edildi.
Yıllar sonra Kırım Tatarlarının 1944'te öz vatanlarından sürgün edilmesiyle açılan yarası tekrar kanamaya başladı.
Rusya, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de 2014'te baş gösteren meydan olaylarıyla birlikte Kırım'ı yasa dışı ilhak etti. Rus yönetimi altında Kırım Tatarları Çarlık Rusyası ve Sovyet Rusyası'nda olduğu gibi yine baskı politikalarına maruz bırakıldı.
Sürgünün 75. yılında Kırım Tatar'larının yarası kanamaya devam ediyor
Rus yönetimi, başta Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Türklerinin iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi'nin (KTMM) yöneticilerine yarımadaya giriş yasağı koydu.
Rus mahkemesi Kırım Tatar Milli Meclisi'ni "aşırıcı örgüt" kapsamına alarak faaliyetlerini yasakladı. Meclis Kiev'e taşınmak zorunda kaldı.
Rus güvenlik güçlerinin baskıları nedeniyle binlerce Kırım Tatarı evlerini terk ederek yarımadadan ayrılmak zorunda kaldı.
Yarımadada kalan Kırım Tatar halkının evlerine, camilerine, okullarına baskınlar ve gözaltılar Kırım'ın ilhakından beri sürüyor.
Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi yetkilileri ile birlikte Kırım Türklerinin öz vatanına dönüş mücadelesini hem Ukrayna'da hem de uluslararası alanda devam ettiriyor.