Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen IDEF'19 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nın açılışına katıldı. Fuarın açılışında konuşan Erdoğan şunları söyledi:
Suriye'de sınırlarımızı dibinde yuvalanan terör örgütüne, bize para ile verilmeyen silahların bilabedel yığıldığını üzüntü ile takip ediyoruz. Kendileri binlerce kilometre öteden tehdit algıları üretip orantısız güçle üzerine gidenler, bizim meşru hassasiyetlerimizi görmezden gelmeye çalışıyor.
Sınırlarımızda yaşadığımız tacizler sebebiyle hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyduğumuzda ilk başvurduğumuz yer müttefiklerimiz olmuştur. Maalesef taleplerimiz ya tümden cevapsız kalmış, ya da işi yokuşa sürme anlamına gelen şartlar önümüze konmuştur. Kendimizi savunma hakkımızın hiçe sayılması karşısında herhalde sesiz kalmayacaktık. Nitekim öyle de yaptık. Rusya ile vardığımız S-400 anlaşmasının gerisinde işte böyle bir süreç vardır. Kendi hava savunma sistemlerimizi üretme konusunda hızlı şekilde yol alıyoruz.
Bugünlerde F-35 konusunda da benzer bir haksızlığa, dayatmaya maruz kalıyoruz. Proje ve üretim ortağı olduğumuz bir konuda bizi dışlamaya çalışanların hala bu işin sonunun nereye varacağını göremediklerini düşünüyoruz. Türkiye'nin dışlandığı bir F-35 projesi tamamen çökmeye mahkum. Şimdi biz kendi milli muharebe uçağımızı üretecek adımları da hızla atmaya başladık. İnşallah Hava Kuvvetlerimizin bundan sonraki filoları ağırlıklı olarak kendi milli muharebe uçaklarından oluşacaktır. Uçaklarımızda kullandığımız bombaları bize vermemek için kırk takla atanlar, şimdi ürettiğimiz bombaların gücü ve ekonomikliği karşısına şaşkınlığını gizleyemiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş F-35 açıklaması!
Terörle mücadelede insansız hava araçlarına ihtiyaç duyduğumuzda yine müttefiklerimizde yardım istedik. Destek alamayınca, bölgemizdeki bir ülkeden bu araçları edindik. Bu şekilde aldığımız İHA'ların bakımı konusunda bize yaşatılan sıkıntıların iyi niyetli olmadığını görünce kolları sıvadık. Bugün Türkiye silahlı ve silahsız insansız hava araç ları konusunda dünyada söz sahibi bir konuma gelmiştir. Yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayi ürünlerinin tasarım ve üretimi konusuna büyük önem veriyoruz. Zira optik, yazılım, motor, simülasyon, patlayıcı teknolojileri başta, ülkemizin önünü kesmek için araç olarak kullanılan her hususta kendimizin ve dostlarımızın ihtiyacını karşılayacak alt yapıyı kurmakta kararlıyız. Engeller karşısında asla pes etmedik. Hep yeni ve daha ileri çözüm yolları aradık. Yeri geldi sabotajlara, ihanetlere maruz kaldık. Ama asla yılmadık.
PUTİN İLE SURİYE'Yİ GÖRÜŞTÜ
Başkan Erdoğan dün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştü. Erdoğan ve Putin, ikili meseleler ve Suriye'nin yanısıra Libya'daki son gelişmeleri değerlendirdi. Görüşmede, Türkiye'nin, Libya'nın huzur ve istikrarına desteği yeniden teyit edildi. İki lider, Suriye krizinin çözümü için Astana Süreci kapsamında yakın işbirliğinin sürdürülmesi konusunda da mutabık
kaldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, kuvvet komutanları ve konuk ülke bakanları açılış kurdelesini keserek, İDEF'19'un açılışını gerçekleştirdi. Kurdele kesiminin ardından aile fotoğrafı çekildi. Erdoğan ve beraberindekiler, açılış töreninin ardından fuarı gezdi.
İHTİLAFLARDA ASKERİ SEÇENEKLER KONUŞULUYOR
Coğrafyamızda son bin yıldır Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyet olarak varlığımızı sürdürebilmemizi etkili bir savunma altyapımıza sahip olmamıza borçluyuz. Biz dünyanın en güçlü kara ve deniz ordularını kurmuş, sadece Osmanlı ile 24 milyon kilometrekareye ulaşan hakimiyet alanlarını tesis etmiş bir ülkeyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı açılışında önemli açıklamalar
Bu durum bizim her alanda kendimizi sürekli teyakkuz halinde tutmamızı zorunlu hale getirmekte. Dünya bugün tüm insanlığın ortak ihtiyacı olan istikrar ve güven iklimini tehdit eden gelişmelerle diken üzerinde. Kurallara dayalı uluslararası düzen her gün biraz daha erozyona uğratılmakta. Tek taraflı güç kullanma ve yaptırım tehditleri daha çok başvurulan bir yol haline geldi. Yeni bir silahlana yarışına yol açacak güç rekabetinin hortlama ihtimali artıyor. İhtilafların çözümü konusunda askeri seçenekler daha çok konuşulmaya başlandı. Bölgesel krizler süratle küresel boyut kazanırken, terör örgütleri de bu gidişin tehlikeli araçları haline getirilmiştir.
PROVOKASYONDAN UZAK BİR BAYRAM KUTLANSIN
Başkan Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında şu ifadeleri kullandı: "İstihdamı artırmak, işsizlik oranını düşürmek için pek çok tedbiri, programı hayata geçirdik. Bu anlayışla, emekçilerimiz ücretten sosyal haklara kadar her alanda önemli kazanımlar elde ettiler. Emekçilerimizin demokratik yollarla dile getirdiği tüm taleplerini dikkate alarak, devletimizin tüm kurumlarıyla, sendikalarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, çalışanlarımızın sorunlarının çözümü ve hayat şartlarının iyileştirilmesi hususlarında çalışmaya devam edeceğiz. İşçi ve emekçi kardeşlerimizin, üretimden gelen güçlerini kullanarak, haklı taleplerini demokratik platformlarda dile getirmesi, sorunların karşılıklı diyalog ve uzlaşma içerisinde çözüme kavuşturulmasını sağlayacak ilk adımdır. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün anlamına uygun şekilde, provokasyonlardan uzak bir bayram havasında kutlanmasını diliyor, tüm vatandaşlarımı en kalbi duygularımla selamlıyorum." ANKARA
ŞİRKETLERİMİZ DÜNYA MARKASI
Türkiye bir yandan savunma sanayiinde dünyada ilk yüze giren firma sayısını 4'e çıkarırken, diğer yandan da kobilerini destekliyor. Önümüzdeki yıllarda bu fuarı her bakımdan çok daha ileri taşıyacak adımları birlikte atacağız.
Savunma Sanayii Başkanlığımızın portföyünde proje bedeli 75 milyar doları bulan 690'dan fazla başlıkta çalışma var. Hisseleri doğrudan veya dolaylı olarak kamuya ait savunma sanayisi şirketlerimizin her biri kendi alanlarında dünya markası haline geldi. Özel şirketlerimiz sınırlı imkanlarla büyük başarılara imza atıyor. Artık dışarıdan uzman getirmek yerine dışarıya uzman göndeririyoruz.
Savunma sanayisi çalışmalarının ticari alana uyarlanmasında giderek daha başarılı örneklerle karşılaşıyoruz.