Dün Yeni İstanbul Havalimanı'ndan dalga dalga tüm yurda yayılan bu tartışmanın bir benzerine şahit oldum.
Arkadaşımla Ulus'taki bir kafede kahve sırasında beklerken kadının biri garsonlarla tartışmaya başladı. Özel bir şirkette piarcılık yaptığını öğrendiğimiz Yeni Havalimanı canavarından biraz yaşlıca...
Derken 30 yaşındaki garsona "geri zekalı" imalı hakaretlere başladı. İş zaten firma sahiplerinin de bu işi yapmaya yeterlilikleri olmadığı, bu ülkede herkesin aptal olduğu noktasına kadar geldi.
Tam o esnada, müşterilerin içinden genç bir hanımefendi, çok sert ancak cool bir üslupla "bu işkenceye" bir son verdi.
Yine ezberden, hatırladığım kadarıyla aktarayım:
"Hanımefendi lütfen sesinizi kesin. Buradaki herkesi geriyorsunuz.
Buna hakkınız yok.
Sorununuzu daha medeni şekilde çözün. Bizi rahatsız etmeyin." Bizlerin de ufak bir desteğiyle bir anda gürültü kesildi!
Sonra tüm müşteriler döndük asıl gündemimize... Ne olacak, Yeni Havalimanı canavarına.
Evet, maya bu kez tuttu.
Uzun zamandır ak ve kara düzlemine sıkışan toplumsal atmosferi soluyoruz.
Müştereklerimizi değil farklılarımız üzerinden yan yana geliyoruz.
Bu yüzden Türkiye toplumunun tamamına yakınının bu vakada ortak aklın sonucu satın alması bile iyi geldi.
Bence artık, Havalimanı vakasındaki anti kahramanımızın şahsını unutup bu kazanımızı konuşmalıyız.
Benzerleri adına da dersini yeterince aldı. Hem unutmayın yalnızca duygusal değil mantıki zemininde de uzlaşmamızın mümkün olduğunu o canavar bizim gözümüze soktu.