Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) ve Lahor Barış Araştırmaları Merkezi (LCPR) tarafından "Küresel Barış ve Bölgesel İşbirlikleri 2. Uluslararası Sempozyumu" düzenlendi.
Açılış konuşmasını yapan GASAM Başkanı Cemal Demir, birinci ve ikinci dünya savaşları ve soğuk savaşın ardından oluşan güvenlik sorunlarında İslam'ın siyasi söylemlerle güvenlik sorunu olarak tanımlanmaya çalışıldığını söyledi.
"Küresel sistem barış getirmekten ziyade çatışmaları destekliyor"
İslam'ın sabit bir düşünce sistemi olmadığının altını çizen Demir, "Arakan, Keşmir ve Filistin gibi yerlerdeki sorunların devam etmesinin nedeni küresel güçlerin hak ve adalet temelli bir yaklaşımdan uzak olmalarının sonucudur. Bugün küresel olarak çatışmaları durdurmak ve barışı tesis etmek için bir arada yaşama ahlakına kavuşmamız gerekiyor. Barışta yarıştığımız zaman bunun olması imkansız değil." diye konuştu.
Türkiye-Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, küresel barışı tesis etmenin zorluklarına dikkati çekti.
Şahin, barışı anlamak için öncelikle suçun nasıl işlendiğinin anlaşılması gerektiğini belirterek, "İnsanların bilinçaltı suçun neden işlendiği konusunda bize bilgi verir. Habil ve Kabil arasındaki ilk çatışma bir örnek niteliğindedir. Aslında tüm çatışmalarda ve suçlarda iki insan tipi ortaya çıkar: İyi ve kötü insan. Tüm mesele iyi ya da kötü mü olacağız meselesidir. Küresel ve bölgesel barışı nasıl sağlarız sorusu bunu kimin engellediğinin bulunmasıyla cevaplanabilir. Maalesef küresel sistem barış getirmekten ziyade çatışmaları destekliyor. Haklının değil, güçlünün haklı olduğu bir sistem içinde barış üretmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanımlanması ya da Golan Tepeleri'nin İsrail'e ait olduğu gibi açıklamaların hukuksuz ve barış önünde büyük engel olduğunu dile getiren Şahin, uluslararası organizasyonların Ruanda, Yemen, Suriye, Filistin ve Keşmir'de yaşananlara çözüm bulmakta yetersiz kaldığını söyledi.
Şahin, son 20 yılda giderek artan mülteci akınına da değinerek, "Mülteciler kendilerini sömüren devletlerin onlardan aldıkları zenginliklere doğru bir yolculuk yapıyorlar aslında. Onlara sınırlar çiziliyor ama tarihin akışına baktığımızda 100 sene yaşadıkları toprakların nasıl sömürüldüğünü ve neden bu durumda olduklarını anlayabiliriz." değerlendirmesini yaptı.
- "GÜVENLİK, DEMOKRASİ VE REFAH İÇİNDE BİR ARADA YAŞAMAK ZORUNDAYIZ"
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, yaptığı konuşmada, tüm farklılıklara rağmen birlikte yaşamanın önemine dikkati çekti.
Güllüce, güncel güvenlik sorunlarının tüm toplumları tehdit ettiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Demokrasi adalet varsa ve her bir kişi eşit vatandaşsa vardır. Güvenlik, demokrasi ve refah içinde bir arada yaşamak zorundayız. Üçünün de seçilmesi lazım. Bunların biri olmadığında her zaman sorunlar olur ve birbirine asla seçilemez. Bugün Avrupa'da ve dünyanın değişik yerlerinde farklılıklarla yaşamaya çalışan devletlere Osmanlı Devleti'nde farklı inançlar nasıl barış içinde yaşıyorsa öyle yapmalarını tavsiye ediyorum. Temel insani hakları korunarak inanç ve fikir özgürlüğü tüm ülkelerde sağlanmalı."
Barışın sadece çatışma bölgelerinin değil, tüm dünyanın ihtiyacı olduğunu kaydeden Güllüce, barış sağlanmadığı takdirde terörün onu bir şekilde üreten ya da ona duyarsız kalan tüm ülkeleri tehdit edeceğinin altını çizdi.
- "EKONOMİLER BARIŞA KATKI SAĞLAR"
Pakistan'ın İstanbul Başkonsolosu Bilal Khan Pasha, dünyanın hiç olmadığı kadar birbirine bağlı ve hiç olmadığı kadar çatışmalara sahne olduğunu dile getirdi.
Çatışmaların siyasi süreçleri olduğu kadar ekonomileri de etkilediğini belirten Pasha, şöyle devam etti:
"Ekonomiler barışa katkı sağlar. Barış olursa ekonomik gelişmeler de olur, barış yok olursa ekonomiler de çökmeye başlar. Günümüzde büyük saldırılar ve savaşlar ekonomileri zorluyor. Askeri harcamalar trilyonlarca doları buldu. Bunun yanında güvenlik harcamaları için de 4 trilyon dolara yakın para harcanıyor. Bunlar yüksek rakamlar ve barışın tesisi için de harcanabilir. Pakistan bu nedenle bölgesinde barışı tesis etmek için mücadele veriyor. Hem Afganistan'daki çatışmaları durdurmak için hem de Hindistan'la iyi ilişkiler kurmanın yollarını arıyor. Keşmir sorunu aramızdaki en önemli sorun olduğu kadar İslam dünyasının ve dünyanın da önemli sorunlarından. Çözüm için yapıcı diyaloglara ihtiyacımız var."
Pasha, Türkiye'nin de bölgedeki çatışmalardan etkilendiğini, Pakistan'la beraber hem bölgesel hem de küresel barışa katkı sağlamak için mücadele verdiğini anlattı.
- "ASGARİ ETKİLİ VE KAPSAYICI DİYALOG DÜNYANIN ÇIKARINA"
Pakistan Punjap Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden emekli Prof. Dr. Hasan Askari bölgeler arasındaki sorunların bölgeleri aştığına değindiği konuşmasında istikrarın önemini vurguladı.
Asgari etkili ve kapsayıcı bir diyaloğun tüm dünyanın çıkarına olacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu da zamanla uluslararası düzenin yararına olacaktır. Soğuk savaşın bitişinden sonra bölgeler arası iş birliği güçlendirilmeye çalışılıyor. Çünkü artık bölgeler buna mecbur. Tüm ülkeler ve bölgeler birbirine ayrılamaz çizgilerle bağlı. Bugün uluslararası sistemi tek bir güç kontrol etmiyor. Böyle bir dünyada iş birlikleri teröre ve anarşiye karşı zorunlu hale geldi. Daha kapsamlı güvenlik tedbirleri gerekiyor. Sadece askeri değil, sosyal ve ekonomik güvenlik kavramları da önem kazandı.
Diplomasi daha kapsamlı bir şekilde kullanılıyor. Bunlar resmi diplomasi değil, daha çok resmi olmayan ilişkileri kapsıyor. Yumuşak güç de daha çok önemli. Sanat, kültür ve insanlar arası ilişkiler de öyle. Bilgi, teknoloji ve kültür artık sınırları aşıyor ve dünyaya yayılıyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı bölgesel iş birliği ekonomi, sosyal hayat, medya, akademi ve güvenlik konusunda kaçınılmaz."
Kosova'nın Ankara Büyükelçisi Avni Spahiu, Türkiye'nin hem bağımsızlık döneminde hem de sonrasında Kosova'ya çok yardımcı olduğunu dile getirdi.
Spahiu, "Türkiye bağımsızlıktan sonra demokratik kurumların işler hale gelmesi için her zaman yanımızda oldu. Aynı şekilde Pakistan'la da iletişimimiz çok kuvvetli." diye konuştu.
- "HERKES İÇİN BARIŞ İSTİYORUZ"
Sri Lanka Savunma Hizmetleri Komuta Komutanlığı'nda görevli Tümgeneral Jeewaka Ruwan Kulatunga da dünyada artan ırkçılığa ve aşırı fikirlere dikkati çekti.
Kulatunga, Türkiye'nin kültürel çeşitliliği koruma ve barışı tesis etme konusundaki çabalarının önemli olduğunu söyledi.
Pakistan'ın bölgede terör ve terörü besleyen fikirlere karşı mücadelede öncü olduğunu aktaran Kulatunga, Sri Lanka'daki saldırılara ilişkin şunları kaydetti:
"Sri Lanka hiçbir ülke için tehdit değil ve herkes için barış istiyoruz. Gelişmeye çalışan bir ülkeyiz. Terör saldırıları neden ülkemizde oldu diye hala kendimize soruyoruz. Terör bizim için değil, herkes için önemli bir sorun. Pakistan ve Türkiye barışın tesis edilmesi konusunda bize her zaman el uzatmıştır. Sri Lanka ve Pakistan iş birliği tabii ki ayrıca önemli. Pakistan'la askeri olarak ilişkilerimiz çok kuvvetli ama kültürel ve sosyal ilişkilerimizin de geliştirilmesi gerekiyor. Hepimizin benzer hayalleri var ama bazen de ortak olmadığımız konular olabiliyor. "