İşte Altınok'un yazısından öne çıkanlar;
İstanbul seçimleri üzerinden tartışma devam etse de Türkiye son seçim sınavını sağ salim atlattı.
Çok şükür, 7 Haziran seçim sürecinin belirsizliğinde maruz kaldığımız ve yüzlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz provokasyon süreçlerine müsaade etmedik. Kendi göbeğimizi kendimiz kestik.
Ancak dikkatli olmamız gereken günler bitmedi.
Bakın, yediği operasyonlardan ötürü kafasını kaldırmayan PKK, 31 Mart seçimlerinin ardından yine sahnede. Dört askerimizin şehit olmasına neden olan kapsamlı bir terör saldırısına kalkışabiliyor.
Pazar günü de o askerlerimizin cenaze törenlerinden birinde ana muhalefet lideri yumruklu saldırıya uğradı.
Dün bu perspektifle sağduyu mesajı verdiğim ve Kemal Kılıçdaroğlu'na geçmiş olsun dediğim twitime kimi takipçilerimizin "O da HDP ile ittifak yapmasaydı" türünden yorumlar yaptıklarını okudum.
Partilerin terör örgütünün siyasi kanadıyla kurdukları ilişkinin siyasi meşruiyetine dair eleştirilerimizi elbette unutturmamalıyız.
Acısı taze insanları da anlıyorum. Ancak dün Çubuk'ta yaşananların bu haklı eleştirilerimize bir katkısının olmadığını, tam aksine verilen 31 Mart'ta gördüğü umutla biti kanlanıp kan akıtan PKK'nın istediği tablo olduğunu da unutmamalıyız.
Arzu ettikleri, birbirinin simetrisinde olan etnik milliyetçilikleri körükleyip, seçimlerden huzur ve istikrar çıkartan Türkiye'nin yumuşak karnına yüklenmek.
Bize düşense yumruk atayım derken gardımızı düşürmemek.
Çünkü hedefte şu bu yok, soluğu kesilip nakavt edilmek istenen hepimiziz.