-Abdullah Bey İstanbul'daki süreci 31 Mart gecesinden en yakından takip eden isimlerden birisiniz. Oyların tamamı sayılsaydı İstanbul'da sonuç değişir miydi?
Bana göre kesinlikle değişirdi. Bazı sandıklarda seçmen listelerinin bulunmadığı görüldü. Oy sayım döküm cetveli ve sandık tutanağının bulunmadığı görüldü. Geçersiz oylar da çok karışık bir şekilde hazırlanmıştı. İlçe seçim kuruluna gelen o torbayı açtığınızda karmakarışık bir görüntü ile karşılaşıyorsunuz. Mühürsüz, imzasız, rakamsız tutanaklar vardı. Bazı tutanaklar çift hazırlanmıştı. Buradan yola çıkarak oy verme esnasında da sandık kurulu tarafından birçok usülsüz işlem yapıldığını tahmin edebiliyorsunuz. Bu sürecin mutlaka bir denetimden geçirilmesi gerekiyordu. Bizim de itirazımız buydu. Oyların sadece yüzde 10'u sayıldı. Fark 29 binlerden 13 binlere kadar geriledi. Tamamı sayılsaydı mutlaka sonuçlar değişirdi.
YSK kararını ne zaman verecek?
MALTEPE'DE KAOS VARDI
-İstanbul'un 6 ilçesinde yeniden oy sayımı yapıldı. 33 ilçede bu başvurular reddedildi. Bu bir çelişki değil mi sizce?
Biz itiraz başvurularımızı bütün ilçelerde yaptık. Her ilçe seçim kurulu kendi toplantısını yaptı. Orada sadece sizin siyasi parti temsilciniz yok. HDP, CHP, İyi Parti temsilcileri var. Bazı ilçelerde oy çokluğu ile reddedildi.
-Şu anda AK Parti'nin olağanüstü başvurusu YSK'nın gündeminde. Peki şimdi süreç nasıl işleyecek?
Sandıklardaki usulsüz işlemler, Maltepe, Büyükçekmece, Esenyurt ve Küçükçekmece ilçelerindeki yaşanan usülsüzlükler gündeme gelecek. Özellikle Maltepe'ye dikkat çekmek istiyorum. Oradaki kaotik ortam ve kargaşa kameralara da yansıdı. Oy sayım tasnif heyetleri arttırıldı ancak heyetlere AK Parti ve MHP'li üyeler davet edilmedi. Oldu-bittiye getirildi. O sandıklara kim ve nasıl müdahale etti hala belli değil. İlçe seçim kurulu seçim suçu işlendiğine dair Maltepe'de soruşturma yapması gerekirdi.
"OY VE ÖTESİ" NEDEN SUSUYOR?
-Geçmiş yıllarda seçim usülsüzlükleri ile mücadele ettiğini söyleyen "Oy ve Ötesi" gibi sivil oluşumlar vardı. Bu seçimde de vardı ama hiç seslerini duymadık. Bu sessizlik normal mi sizce?
Benim de dikkatimi çeken nokta tam da burası. İstanbul'da birçok seçimde görev aldım. Seçimlerden sonra CHP medyası ve bu tür sivil oluşumlarda şöyle haberler yaygınlaştırılırdı: Plakasız minübüsler dolaşıyor. Çöplerde CHP'ye atılmış oy pusulaları bulundu. Yanmış oy pusulaları. Bununla birlikte bazı -oy ve ötesi, sandığına sahip çık gibi- sivil toplum kuruluşları da hukukçular aracılığıyla bunu gündeme taşırdı. Bu seçimlerde bunlar neredeler? Neden sandık usulsüzlüklerine yönelik bir açıklama ya da müdahalede bulunmadılar? Demek ki arka planda birileri "Siz çok fazla ortalarda gözükmeyin, bizim başka bir planımız var" dedi. Demek ki bu arkadaşlarımızın derdi sandıkları korumak falan değilmiş.
AK Parti'den seçim açıklaması "FETÖ bu işin içerisinde"
CHP İLE FETÖ AYNI DİLİ KULLANIYOR
-CHP yetkilileri ve CHP medyasının hukuki itiraz süreci konusunda biraz tahammülsüz olduğu dikkat çekiyor. Bu yaklaşımı bir hukukçu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim çıktığımız bazı tartışma programlarında CHP'li yetkililer ve CHP'ye yakın medyanın temsilcileri "1 Nisan sabahı neden Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını vermediniz" şeklinde bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyoruz. Bakıyoruz FETÖ'nün sosyal medyadaki temsilcileri de aynı dili kullanıyor. Bakın biz ilk defa seçim yapmıyoruz. Her seçimde itirazlar oldu. Kimi kabul edildi, kimi rededdildi. 2014'te Antalya seçimlerinde CHP'li Mustafa Akaydın arada yüzde 5 net fark olmasına rağmen Anayasa Mahkemesine hatta AİHM'e kadar gitti. 2014 İstanbul seçimlerinde CHP'nin adayı Mustafa Sarıgül tüm itiraz haklarını kullanmıştı.
-YSK'daki itiraz süreci ne zaman sonuçlanır?
Önümünüzde bir 2014 Yalova seçimi örneği var. 30 Mart'ta yapılan Yalova seçimleri hakkında 21 Nisan'da seçimin yenilenmesi kararı çıktı. YSK başvurumuzdaki delillerin bazılarını kamu kurumlarından isteyecektir. Bu süreç çok hızlı ilerleyecektir. Benim tahminim önümüzdeki hafta içi toplanan deliller ışığında YSK görüşmeye başlayacaktır. 11 kişilik üyesi ile YSK müzakere eder. 5 siyasi partinin temsilcisi de gözlemci olarak orada bulunur. YSK kararını açıklar ve bu karar herkesi bağlar.
YSK'NIN VERECEĞİ KARARDAN ÜMİTLİYİM
-YSK yüksek ihtimalle bu hafta içinde kararını verecek. AK Parti adına ümitli misiniz?
Ben kesinlikle ümitliyim. Bu güne kadar YSK'nın seçimlerin yenilenmesi konusunda içtihatlarına baktığımızda bir değil birden fazla unsurun İstanbul seçimleri ile benzerlik gösterdiğini görüyoruz. Bunu niye insanlar sormazlar anlamıyorum 29 binden başlayan itiraz süreci nasıl 13 binlere düştü. Ve bu rakama sadece sandıkların yüzde 10'u sayılarak ulaşıldı. Eğer sandıkların tamamı sayılsaydı Binali Bey'in farklı kazanacağını düşünüyorum. Seçim hukuku ve geçmiş içtihatlar gerçekten göz önünde bulundurulursa İstanbul seçimleri hakkında kesinlikle yenilenme kararı çıkacağını düşünüyorum.
-Büyükşehirde değil sadece Büyükçekmece'de seçimin yenilenmesi gibi bir karar çıkabilir mi?
Çıkamaz çünkü Büyükşehirde oy farkı çok az. Fark 600 bin değil ki 13 bin. Büyükçekmece ya da herhangi bir ilçede seçimlerin yenilenmesi kararı çıkarsa otomatik olarak Büyükşehir'de de seçimlerin yenilenmesi gerekir.
-Bir konuda kafa karışıklığı var. Seçimlerin yenilenmesi durumunda İstanbul Belediye Başkanlığı görevini kim yürütecek?
Belediye Kanunu'nun ilgili maddesinde belediye başkanlığı koltuğunun boşalması durumunda seçilme yeterliliğinden bahsedilir. Seçimlerin yenilenmesi kararı alınması ile birlikte seçilme yeterliliğiniz de ortadan kalkar. Valilik 10 gün içerisinde Belediye Genel Meclisi'ni toplantıya çağırır. Gizli oyla Belediye Başkan Vekilini seçer. Çok kafa karıştıracak bir yöntem değil. Bu çok nettir.
Ekrem İmamoğlu, o bilgileri neden kopyalamak istedi?
BİLGİLER MAHKEME KARARI İLE KOPYALANABİLİR
-A Haber ekranlarından Ekrem İmamoğlu'nun belediyenin tüm datalarının belediye ile ilgisi olmayan kişiler tarafından kopyalanması talimatı verdiğini açıkladınız. Çok rahatsız eden bir uygulamaydı. Sizce burada amaç neydi?
CHP bunu niye yapıyor hiç açıklama yaptı mı? Bu veriler Bilgi İşlem Daire Başkanlığı'nın veri tabanında duruyor. Her zaman da durmaya devam edecek. Onun kaybedilmesi gibi bir durum sözkonusu değil ki. Oranın işleyişini çok yakından bilen biriyim. Devletin devamlılığı esastır. Belediyemizin 3 ana omurgası vardır. Birinci ve en önemlisi Belediye meclisidir. Diğer ana omurga encümendir. İcra makamıdır. Gizli oyla belediye meclisi üyeleri arasından seçilir. Bir de Belediye Başkanı'nın görev ve sorumlulukları vardır. Belediye başkanı heryeri denetleyebilir. Şüphelendiğin, araştırılmasını istediğin bir husus mu var. Teftiş kurulu başkanlığı var. Yazılı olarak görevlendirme yaparsın ve rapor size sunulur. Sen de gereğini yaparsın. Bunu yapmıyorsun, dışarıdan kamu görevlisi sıfatı taşımayan birilerine kopyalama yetkisi veriyorsun. Bilgiler zaten orada, kopyalama nedir? Kopyalama CMUK'a göre hakim kararı ile yapılır. Niyetiniz nedir hala anlayamadım?
YSK'YA ASLA BASKI YOK
-Seçimlerin yenilenme kararı çıkarsa mutlaka "YSK baskı altına alındı" gibi bir suçlama ile karşılaşacaksınız. Bu konuda ne söylersiniz?
Ben hukukçuyum bütün meselelere hukukçu olarak bakarım. Hukuk süreci doğru işletilmesi lazım. Süreç çok şeffaf ilerliyor. YSK'ya baskı sözkonusu değil. Biz bütün maddi gerekçelerimizi sıraladık. Bunu zincirleme olarak birçok yerde yaptılar. Biz bunu dile getirmeyecek miyiz? Hukuki itiraz hakkımızı sonuna kadar aramayacak mıyız? Yüksek Seçim Kurulu bir karar verecek ve gerekçesini yazacak. Bu karar da herkes açısında bağlayıcıdır.
-Diyelim YSK'dan seçimlerin yenilenme kararı çıktı. CHP sokağı tahrik etme yoluna gider mi?
İnşallah bu yönteme gitmezler. Çünkü demokratik bir hukuk devleti sürecinin bir yöntemi sokak değildir. Sadece AK Parti itiraz etti sanılıyor. Sancaktepe ilçesinde CHP'nin itirazı üzerine 10 gün boyunca oy pusulaları yeniden sayıldı. İlçe Seçim Kurulu Sancaktepe'de bizim itirazımızı da reddetti. Burada bir çelişkiyi de vurgulamak istiyorum. Sonuç olarak herkesin itiraz hakkının olduğu, demokratik bir ülkede sokağı kışkırtmak doğru değildir.
YENİLENİRSE BİNALİ BEY YİNE KAZANIR
-Seçimlerin yenilenmesi durumunda Binali Yıldırım'ın kazanacağına inanıyor musunuz?
Seçimlerin yenilenmesi durumunda Binali Bey kazanır diyorum. Sadece bunu söylemiyorum. 31 Mart seçimlerini de Binali Bey'in zaten kazandığını düşünüyorum. Eğer sandıkların tamamı yeniden sayılabilseydi Binali Bey'in bu seçimleri kazandığını bütün Türkiye görecekti. Sandıklardaki usülsüzlükler nedeniyle bu noktaya gelindi. 29 binlerden 13 binlere gerilemesi de bunun kanıtı. Tamamı sayılsaydı 13 bin fark kapanacak ve Binali Bey farklı olarak ipi göğüsleyecekti. Yenilenmesi durumunda da seçimi kazanacağımıza inancımız tam.