İstanbul'da yaşayan çift, normal yollardan bebek sahibi olamayınca, Bahçeci Tüp Bebek Merkezi'ne başvurmuş ilk denemede başarılı sonuç alan çifte 9 ay sonra bebekleri olacağı müjdesi verilmişti. Genç çift, doğum sonrası ise büyük bir şok yaşamıştı. Çünkü doğan bebeğin yapılan tahlillerde kan grubu farklıydı. Yapılan DNA testinde bebeğin aileye ait olmadığı ortaya çıktı. Tespitlere göre merkez başvuran iki ailenin embriyoları karıştırılmıştı. Bahçeci Tüp Bebek Merkezi sahibi Mustafa Bahçeci'nin arkadaşı Kazım Gökçe, iddiaya göre, Bahçeci'nin kariyerine zarar verecek olan bu durumu engelleyebileceğini belirtti. Gökçe, "Ailemde MİT mensubu birçok kişi var. Bu işi halledebilecek kadar para verirsen ben bu işi çözerim" dedi. Bahçeci, yarım milyon dolar para karşılığında anlaşmaya vardı ama skandalın yayılması engellenemedi. Bahçeci kendisinden 1.5 milyon dolar daha isteyen Gökçe'den şikayetçi oldu. Gökçe hakkında, 'Kamu görevlisiyle aralarında ilişki bulunduğu bahisle dolandırıcılık' suçundan dava açıldı.
SABAH BULDU
SABAH, Bahçeci Tıp Merkezi'nde yaşanan skandalın kahramanı babayı buldu. Mağdur baba İ.Z.'nin anlatımına göre olay şöyle gelişti: İ.Z ve P.Z. çifti 2006 yılında evlendi. Çift bebek sahibi olmak istiyor fakat ne kadar isteseler de bebek sahibi olamıyorlardı. Bunun üzerine İstanbul'da Bahçeci adıyla tanınan Tüp Bebek Merkezi'ne başvuran çift, yapılan tedavi sonrası bebek sahibi olacaklarını öğrendi. Bu sırada aynı merkeze başvuran S. ve P. çifti de aynı günlerde bebek sahibi olmak için tedaviye başlamıştı. Geçtiğimiz yıl çiftlere aynı günlerde embriyo aşılaması yapıldı. S. ve P. çiftinin bebeği düşünce çifte 2 ay sonra yeniden aşı uygulandı. Bu sırada İ. ve P. çiftinin bebekleri 3 aylık olmuştu. İ. ve P. çifti çocukları olacağı heyecanı ile hazırlıklara başlamış ve doğum yaklaşmıştı. Özel bir hastanede doğum kararı alan çift, 22 Şubat günü dünyaya gözlerini açan kız bebeklerine Nil ismini verdi.
DNA TESTİNDE ORTAYA ÇIKTI
Fakat ortada bir sorun vardı. Çünkü İ. ve P. çiftinin kan grupları ile Nil bebeğin kan grubu farklıydı. Özel hastanede bir hata olduğunu düşünen çift durumu yine de Nil bebeğin kimliğini çıkardı. Hastanede yeniden yapılan incelemelerde Nil bebeğin kan grubunun farklı olduğu kesinleşti. Bunun üzerine paniğe kapılan çift Tüp Bebek Merkezi'ne başvurarak durumu sorguladı. Bebeğin kendilerine ait olmadığı şüphesine kapılan çift DNA testi yaptırmaya karar verdi.
PARA TEKLİF ETTİLER
DNA sonucunda Nil bebek İ. ve P. ait çıkmadı. Yaşadıkları karşısında büyük bir hayal kırıklığına uğrayan genç anne baba, savcılığa başvurarak yardım istedi. İddiaya göre kendilerine başka bir çiftin embriyosunun nakledildiğini belirten Bahçeci Tüp Bebek Merkezi yetkilileri yaptığı yanlışın arkasında durmayarak yine iddiaya göre çifte yüklü bir miktarda para teklif etti.
EŞLERİN İSİMLERİNDEN DOLAYI KARIŞMIŞ
Savcılık tarafından İ.Z ve P.Z.'nin ihbarı sonrası olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yürütülen soruşturmada Nil bebeğin DNA profiline uygun ailenin tespiti çalışmaları başlatıldı. Aşılama yapılan gün İ. ve P. çiftine S. ve P. çiftinin embriyosunun nakledildiği ortaya çıktı. Tüp Bebek Merkezi yetkilileri karışıklığın anne isminin benzerliğinden dolayı yaşandığını beyan ederek yaşanan karışıklığın normal olduğunu ileri sürdü.
MAHKEME ÇOCUĞU GERİ VER DEDİ
Savcılık tarafından tüp bebek merkezi yetkilileri ve aşılama işlemini gerçekleştiren doktorlar hakkında dava açıldı. Bu sırada Nil bebek 6 aylık oldu. Bu sırada S. ve P. çiftinin bir erkek bebekleri oldu. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada hakim Nil bebeğin gerçek ailesine teslim edilmesine karar verdi. Bu sırada istemsizce taşıyıcı annelik yapan P.Z. çocuğu görmek istediğini belirtti. SABAH'ın ulaştığı İ.Z. yaşadıklarını şöyle anlattı:
'BİZİM DE KIZIMIZ'
"Benim eşim başka bir çiftin bebeğini doğurdu. İstemeden taşıyıcı anne oldu ve Nil bebeğe aylarca annelik yaptı. Eşimin hamilelik sürecinde birlikte zorluklara göğüs gererek aile olduk. Doğum sonrası hayatımız kabusa döndü. Nil'nin kendi kızımız olmadığını öğrendiğimizde kendimizi öldürebilirdik. Eşim çok güçlü bir kadın. Tüp bebek merkezi yetkilileri hata yaptık diyeceğine para ile bizi susturmaya çalıştı. Tüp bebek merkezine vermiş olduğum embriyonun hangi çifte aşılandığı henüz bilinmiyor. Kim bilir hangi çift benim çocuğumun anne ve babalığını üstlendi. Böyle bir rezaletin ortaya çıkarılması için yasal süreci yakından takip ediyoruz. Bizim gibi aynı tüp bebek merkezinde onlarca bu şekilde mağdur edilen ancak farkında olmayan insanlar bulunabilir. Bizim yaşadığımız kimse yaşamamış olsun diye umuyoruz. Çocuğumu nüfusumdan sildirmiş olsam da biz onun halen anne ve babasıyız."