İskender Doğan bizim kuşağın dilinden düşürmediği "Kan ve Gül" adlı parçasını Kıraç'a vereceğini yıllar önce yaptığımız bir sohbette dillendirirken, Kıraç'ın özellikle adamlığından sitayişle bahsetmişti.
Müzisyenliği zaten hepinizin malumuydu.
Adamlığı mı?
Sadece geçen günkü çıkışı bile, İskender Doğan'ın ne kadar haklı olduğunun göstergesidir.
Çıkışı dediğim, tıpkı merhum Oktay Sinanoğlu gibi yabancı dilde eğitime karşı tavır almaktan ibaret.
Ne ki, anında organize yobazlığa maruz kaldı.
O kadar tozuttular ki Kıraç şu açıklamayı yapmaya mecbur kaldı: "Ben çocuklar yabancı dil öğrenmesin demiyorum. Eğitim anadilde olmalı diyorum. Kendi dilimiz varken ne diye İngilizce konuşuyoruz..."
Bu açıklama üzerine küfür tarikatının organize yobazları, "Yaptığımız eşeklikten dolayı özür dileriz" demediler.
Ya?
Daha da azdılar.
Mesela, eski bir Taraf gazetesi yazarı, "hıyar" diye hakaret etti.
Cumhuriyet yazarı bir arkadaşımız da matah bir şeymiş gibi bu terbiyesizliğe omuz verdi. (Sen böyle değildin veya bu kadar değildin Zafer, ne oldu sana?)
Şu sözler de Kıraç'ın:
"Amerika'yla savaşıyoruz. Darbe yapmaya kalkıştı Amerika. Biz şimdi bunları söylediğimiz zaman iktidar tarafındasın diyorlar. Hayır biz vatanımızın tarafındayız (...) Türkiye'nin yıllardır Amerika'yla yaşadığı ilişkiden kurtulması gerekiyor. Amerikan üslerini kapatmak ve NATO'dan çıkmak için beklediğimiz kabahat. FETÖ'cü uçaklar o üslerden yardım alarak darbeye kalkıştılar..."
Bunları söyleyen, söyleyebilen bir sanatçı normalde alnından öpülmesi gerekir.
Yazık ki bizim ülkemizde gündüz gözüyle linç ediliyor.
Demek ki küresel sistem yandaşı figüran muhaliflerin dertleri başka. Demek ki mesele Erdoğan nefretiyle kaim değil, çok daha derinlerde.
HDP Eş Başkanı Temelli'nin "Buralar vaat edilmiş topraklar. Musa tüm ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler ve bu toprakları da kuruttular..." sözleri hangi gizli mahfillerden lapsusa dönüştü, bilemeyiz.
Bizim bildiğimiz şudur:
Ne "Haçlılar" İstanbul'dan ne de (Martin Buber'in ifadesiyle) "Siyasi Siyonistler" Arz-ı Mev'ud hedefinden vazgeçmişlerdir.
Vatan savunmasında en büyük güvencemiz sürgit uyanık bir bilince sahip olmaktır.
***
Neo-mandacıların gözünde Kıraç'ın fazladan bir günahı daha var: Nihat Genç'in duruşunu ve düşüncelerini çok beğendiğini dermeyan etmek.
Nihat'ın günahı ne mi?