Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün akşam TRT'nin ortak yayınına, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve 39 ilçenin belediye başkan adayı ile birlikte katıldı. SABAH Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun da aralarında yer aldığı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, başkan adaylarıyla birlikte İstanbul'da yapılacak çalışmalar hakkında bilgi vererek, projelerini paylaştı. Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkan satır başları özetle şöyle:
"(Mitingler) 59 il yaptık ve 59 ilin dışında da bugün (dün) tabii bu ilçelerimizle birlikte 29 tane de ilçe yapmış olduk. Yarın da 6 ilçe yapacağız. Böylece de 35 ilçeyle de bunu tamamlamış olacağız. Kaldı ki bizim bu seçimlerdeki bir özelliğimiz de Cumhur İttifakı olarak çok farklı bir performans izledik. Hele hele de bu beka meselesinde de bunu milletimize iyi anlatmak ve neticesini de buna göre koparmamız lazım.
Karşımızda bir zillet ittifakı, bir illet ittifakı var. Bunun karşısında da Cumhur İttifakı olarak bizim güçlü bir çıkış yapmamız lazım. Bu yerel seçimleri de kesinlikle Cumhur İttifakı'nın lehine çevirerek özellikle de 1 Nisan'dan itibaren Türkiye'de yeni bir güne çıkmamız lazım.
YALAN DOLU KAMPANYA
Çünkü çıkıyor bir tanesi diyor ki, 'Bu bir intikamdır.' Herhalde bir yerlerden zoru var. Bütün bunlar karşısında biz tabii vakur bir şekilde yolumuza devam ederken bunların intikam gibi ifadeler kullanması, öbür taraftan yalanlarla dolu bir kampanya sürdürmeleri, bunlar bize yakışmazdı.
Biz eserlerimizle konuşuruz ve eserlerimiz için halkımızdan oy istiyoruz. Bir defa bu seçimlerde anket firmalarının hepsi iflas edecek. Şu anda bizim çok sayıda anket firmalarıyla gerek belediyelerimizin gerek bizim bazı çalışmalar var. Bakıyoruz ki birbirinden o kadar uzak neticeler önümüze geliyor ki belli ki bunların hiçbirisi bir şeyi tutturamayacak. Ya onlar tamamıyla bu işi sipariş üzerine yapıyorlar ya birbirleriyle denekler üzerinde ayrıca çalışmaları var. Tabii bunlar olduğu zaman sağlıklı neticeler ortaya çıkması mümkün değil.
Halkımızın da bu seçimlere katılımı bizler için büyük önem arz ediyor. Şu anda meydanlardaki dile bakarak değerlendirirsek, ben katılımın yüksek olacağına inanıyorum. Çünkü meydanlar çok iyi. Bunlar gösteriyor ki şu anda halk artık bu işi tam manasıyla hazmetmiş, inanmış ve kendini pazara hazırlıyor. Biz de diyoruz ki Cumhur İttifakı olarak, ey benim vatandaşım, ey sevgili bu işi ihmal etme. Sen gel ama gelmeyeni de al gel. Çünkü meydanlar bir siyasi partinin, ittifakın bu ülkeye dair söyleyeceği sözün asıl yeridir. Miting alanlarısiyasetin bir Kırkpınar'ıdır." Bu arada Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada da şu ifadeleri kullandı: "İstanbul, 15 Temmuz gecesi darbeyi kutlayan FETÖ'cü alçakların şerefine kadeh kaldıran çarpık zihniyete teslim edilemeyecek kadar müstesna bir şehirdir. İstanbul, bölücülerin uzantılarının insafına bırakılmayacak kadar önemli bir şehirdir."
YUSUF'UN YAPTIĞI O PROVOKATÖRE BİR AHLAK DERSİ
(İYİ Partili Mine Koraş'ın provokasyonu) Meral Hanım'ın yanındaki yandaşları bu, ama öbür tarafta Yusuf'umuzun duruşu bu. Yusuf'un (Özoğul) bugün de bir defin olayı vardı. Arkadaşlar da onu bu akşam buraya davet etti. Bu akşam da çıktı buraya geldi. Şimdi bir şey var. O, mensubu olduğu partinin broşürünü dağıtıyor. Ben tabii Yusuf'u bu sebeple şahsım, partim, milletim adına kutluyorum. Demek ki lise mezunu da olarak bizim böyle gençlerimiz var. Yusuf'un yaptığı, o provokatör kadına ve onun temsil ettiği zihniyete verilen bir ahlak dersidir. Tam bir ahlak dersi verdi.
Meral'in de ders alması lazım. Bak yandaşların bunlar ama öbür tarafta işte Yusuf, o da bu. Alırsın, almazsın. Olayı makarnaya niye getiriyorsun. Makarna işi AK Parti'nin işi değil ki, makarna işi CHP'nin işi. Milleti göbek kaşıyanlar, makarnacılar diye yaftalayanlar onlar. Biz fakir fukaraya her türlü yiyecek içecek dağıtmışızdır, bundan sonra da dağıtırız. Bu sosyal belediyecilik anlayışımızın gereğidir.
(Ekonomik gelişmeler) Yerel seçimle genel seçimin öncesinde bu tür adımların atılmasını artık benim milletimin tefrik etmesi lazım. Bir yerel seçimin öncesinde bu tür ekonomik türbülanslar meydana getirilmeye çalışılması, eğer güçlü bir iktidar varsa bunları zaten rahatlıkla savuşturur. Bizde de yerel seçimin öncesinde bir defa böyle bir yola tevessül etmeleri, kendilerinin ne kadar bu işten uzak olduğunu, anlamadıklarını ortaya koydu. Bir anda ters köşe oldular. 7 bin 500'ü gördüğü zamanları yakalayacaklarını zannettiler. Yakalayamadıkları gibi de son hazırladıkları bir raporla şunu söylediler: "Bundan sonra seçimlere bir ay kalaya kadar raporlar çıkabilir ama bir ay içerisinde artık biz rapor yayınlamayacağız" diye açıklama yapmak zorunda kaldılar.