Yıldırım, Medipol Üniversitesinin Kavacık'taki kampüsünde düzenlenen "Gençler Soruyor, Başkan cevaplıyor" programında gençlerle sohbet etti.
Prof. Dr. Erdoğan Kunter'in moderatörlüğünü yaptığı programda Yıldırım, gençlerin çeşitli konulardaki sorularına cevap verdi.
"MUTLAKA BİR DİLİ ÖĞRENİN"
Üniversitelerde okuyan öğrencilerin Türkiye'ye ciddi katkı sunduğunu ve yakın gelecekte yetişen bu gençlerin Türkiye'nin geleceğini devralacağını anlatan Yıldırım, "Okuduğunuz bölümü, branşı en güzel şekilde tamamlayacaksınız. Ama üniversitede sizler şanslısınız. Bizim zamanımızda böyle üniversiteler yoktu. O zamanlarda anarşik olaylar çok fazlaydı. Bir gün okul vardı iki gün kapalıydı. Bunlar belki size inandırıcı gelmeyebilir ama durum buydu. Ölümle yüzleşerek güç bela okuduk ve bitirdik. Şimdi ne güzel çok üniversitemiz var. Seçenekleriniz çok fazla. Mutlaka bir dili, hakim olacak şekilde öğrenin. Sonraki hayatınızda çok daha fazlası olur." diye konuştu.
Teknoloji konusunda dışarıya bağımlılığın azalması için gençlere çok fazla görev düşeceğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Öğrencilerin sokak ile okulu dengeli bir şekilde götürmesi lazım. Şu anda en büyük güç bilgidir. Bilgiye sahip olan, onu kullanan ülkelere 'online', bunu kullanmayan ülkelere ise 'off-line' ülkeler denir. Belediyelerin, şehri dünyada marka olması için bir fark oluşturma gibi bir görevi var. Bunun içinde herkesin yapmadığı bir şeyi yapmaktır. Bundan dolayı İstanbul 4.0 diyoruz. Bu, akıllı şehri, bilişim ve teknoloji ile yönetmek demektir. İstanbul'da her gün 30 milyondan fazla veri toplanıyor. Bu verilerin incelenmesi ve buradan sonuç çıkartılması maalesef yapılmıyor. Bunu yapacak mühendisler yok. Yeni dönemde gençlere çok ihtiyacımız olacak. Bu konuda Bayrampaşa'da büyük bir merkezi yapacağız. Belediyenin bütçesinde bu iş için 500 milyon lira para ayıracağız. Sadece belediyeye yazılım yapmayacaksınız. İşinizi kuracaksınız. Akıl teri ile üretim yapacaksınız. Akıllı şehir konseptinde şu var. Sorun bize gelmeden çözülecek."
"İSTANBUL'A TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK KÜTÜPHANESİNİ KURUYORUZ"
İstanbul'da eskiye oranla kütüphane sayasında azımsanmayacak nitelikte bir artış olduğunu kaydeden Yıldırım, "Metro istasyonlarında kütüphane kuracağız. İnsanlar, metrodan inerken kitap alacak, okuyup tekrar getirecekler. İstanbul'a Türkiye'nin en büyük kütüphanelerini kuruyoruz. Rami Kışlası en büyük kütüphane olacak. Burada 7 milyon kitap olacak. Bir tanesi de Gümüşsuyu'nda var. Onu Gümüşsuyu Askeri Hastanesiyle birleştiriyoruz. Buraya Atatürk Şehir Kütüphanesi kuruyoruz. Kütüphane işini çok önemsiyoruz. Bir de kıraathaneler da başlı başına kütüphane olarak düzenleniyor. Burada üniversiteye hazırlananlar var. Gençler, toplanıp okuyorlar. Yeterince okuyamıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, İstanbul'da trafik ve ulaşım sorununu çözeceklerini, bunları için plan ve projelerinin hazır olduğunu dile getirerek, "Asıl çözüm raylı sistemde. 5 yıl içinde raylı sistem uzunluğunu 518 kilometreye çıkartacağız. Yollardaki yük yüzde 35 azalacak. Trafik akıcı hale gelecek. Tam kesintisiz ulaşım raylı sistemde. Yollardaki yükü, trenlere aldığımızda, İstanbul'da ulaşım çilesi bitecek." dedi.
İstanbul'un sağlık hizmeti sunma konusunda dünyada 5. il olduğunu anlatan Yıldırım, "Sağlık alanında İstanbul'da ciddi bir kapasitemiz var. İstanbul'da 40 bin yatak var. Bunların çoğu lüks otel statüsünde. Doktorumuz da çok. Bir yandan da siz gençler, yetişiyorsunuz. Yetişmiş sağlık elemanlarının sayısı da arttı. Yakın bir gelecekte sağlıkla ilgili insan sermayesi açığımız kapanacak. Burada muazzam bir potansiyel var. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Bu insanların sağlık hizmetine ihtiyacı var. Yakın gelecekte, İstanbul en az 3 milyar dolar bir para elde edebilir. Sadece yabancılardan alacağımız para değil. Bu alanda istihdam da oluşacak. Onun için fuar ve kongre turizminin gelişmesi geliyor." diye konuştu.
"15 TEMMUZ, AKLINI KİRAYA VERENLERİN DÜŞTÜĞÜ SEFALETİN ADIDIR"
Bir öğrencinin "15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında başbakanlık görevi yürüttünüz. O gece yaşadıklarınıza ilişkin bilgi verir misiniz?" şeklindeki bir soruya, Yıldırım, şöyle cevap verdi:
"İnşallah, bu ülke 15 Temmuz'u bir daha yaşanmaz. Ne yaparsanız yapın, kiminle dostluk yaparsanız yapın, aklınızı kiraya vermeyin. 15 Temmuz, aklını kiraya verenlerin düştüğü sefaletin adıdır. Askerin, kılık kıyafetini, tankını, topunu, uçağını al, sonra bunlarla millete saldır. Bu akıl alacak bir şey değil. Çok büyük bir sıkıntıydı. Sizler de yaşadınız. 82 milyon vatandaşın sorumluğunu taşıyordum. O gecen bizim için çok uzun oldu. O gece 300'den fazla telefon görüşmesi yaptım. Konuştuğumuz adam FETÖ'cü. Telefonun öbür tarafından 'şunu, şunu yap' dediğim adam ıslık çalarak dinliyordu. Başardık. Cumhurbaşkanımızın dirayeti, milletimizin cesaretiyle milletimiz meydanlara indi. O ana kadar, 'Gençler memleketin sorunlarıyla ilgilenmiyor. 'Apolitikler' deniliyordu. Ancak o gece meydanlarda gençler ve kadınlar vardı. Bayrağını, vatanını, seven herkes meydandaydı. Ay yıldızlı bayrak inmedi, ezanlar dinmedi, alçaklar hak ettikleri cezayı gördü. Bir kez daha bu milletin evladı olduğum için gurur duydum. Tanka, topa, tüfeğe karşı mücadele eden başka bir millet yok. Vatan, bayrak, insan, sevgisi budur."
"Seçildikten sonra yapacağınız ilk iş ne olacak?" diyen bir gence, Yıldırım, "Beni seçerseniz 10 saat uyuyacağım" diyerek cevap verdi ve şunları söyledi:
"Hemen sonraki işimiz belli. Herkesi toplayıp, gençlerden, işçilerden, iş insanlarından, emeklilerden brifingi alacağım. Bilgi aldıktan sonra yöneticileri dinleyeceğim. Muhtemelen onlar, 'her şey pırıl pırıl' diyerek, işlerin ne kadar güzel gittiğini anlatacak. Ancak ben ilk toplantımı damdan düşenlerle yapacağım. Sonra onlara hizmet götüren ekiple konuşacağız."
Gençlerin, bilişim, teknoloji, yazılı ve yapay zeka konusundaki sorularına muhatap olan Yıldırım, "Yurt dışına gidenler geri dönecek. Belki 30 sene sonra dönecek. Bu süre uzun ama kısaltmak lazım. Türkiye'de iki kuşak var. Birisi siz gençlersiniz ki, sizler dijital yerlisiniz. İkincisi bizleri ki, biz de dijital göçmeniz. 2004'te 'plazadaki gazeteler olmayacak' dediğimde bana güldüler. Ama bu gerçekleşti. Fiber ağlarıyla ülkeyi donatmasaydık, bugün Türkiye'de internet yoktu. Cep telefonlarınız artık sizin yol arkadaşınız gibi. Bu dönüşümü başarmak zorundayız. E-devlet yüzde 70 oranında kullanılmaya başlandı. Bilişimin gücünü artırabiliriz. Ülke için oyun ve eğlence olmadığını, önemli bir katma değer oluşturduğu görebiliriz. Burada çok fazla hızlı ilerleyebiliriz. Gelecek burada. Bunun ustası siz gençlersiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, belediye başkanı seçilmesi gençlerin diledikleri gibi spor yapabilmeleri için her türlü imkanı sunacaklarını anlatarak, "Belediyeye ait spor salonları öğrencilere bedava olacak. Salonlara gelen öğrenciler, öğrenci kartını gösterecek ve sporunu yapacak. Salon yapmışız orada duruyor. Gelsin millet spor yapsın." dedi.
Engelli bir öğrencinin "başkan seçilmesi halinde neler yapacağına" ilişkin sorusuna Yıldırım, "Öncelikle zihinlerdeki engeli kaldıracağız. Gerisi kolay. 'Engelli değilim diyenler' engelli adayıdır. Her an engelli olabilir. Onun için hayatın her iki tarafını da birlikte görmek lazım. Bunun dışında altyapının engellilerin hayatını kolaylaştıracak hale getirmek gerekiyor. AK Parti hükümetleri, engellilere yönelik çok ciddi iyileştirmeler yaptı. Artık engelliler, hayatın her alanında varlar. Sadece kamu kurumda çalışan engelli sayısı 50 bini geçti. Toplumu birbirinde ayırmadan herkese eşit fırsatları vermek lazım. Bunların hayata daha fazla katılımı için yapılacak işler de var." diyerek yanıtladı.
Soru cevabın ardından, Binali Yıldırım için fahri doktora tevdi töreni düzenlendi. Fahri doktora cübbesini Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın, Yıldırım'a giydirdi.
Program, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın günün anısına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'a hediye takdim edilmesiyle sona erdi.