"Balyoz Planı" davasında yargılanan bazı sanıklara "kumpas" kurulduğu iddiasıyla açılan, dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, Yazı İşleri Müdürü ve köşe yazarı Yıldıray Oğur, muhabirler Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun sanık olduğu davanın duruşmasına devam edildi.
BARANSU'NUN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi; kapatılan Taraf Gazetesi'nin muhabiri Mehmet Baransu'nun tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme; Mehmet Baransu hakkında FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlamasıyla Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden açılan davanın birleştirilmesini istedi ve mahkemeden muvafakat istendi. Duruşma; 10 Temmuz 2019 tarihine ertelendi.
DAVADA SONA GELİNDİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin; önümüzdeki celsede Mehmet Baransu'nun savunmasının bitirmesi bekleniyor. Amerika'ya firar eden Tuncay Opçin dışında sanıkların savunmasının tamamlandığı öğrenildi. Mehmet Baransu'nun ifadesinin tamamlanmasının ardından savcılığın esas hakkında mütaalasını vereceği bildirildi.
SANIKLAR, BALYOZ DAVASINDA YARGILANAN SANIKLARA KUMPAS KURMAKLA SUÇLANIYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu şüpheli Mehmet Baransu ile firari şüpheli Tuncay Opçin'in 75 yıla, diğer şüpheliler Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un da 52 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasını isteniyor.
İddianamede, soruşturma konusunun, İstanbul 1. Ordu Karargahı'nda "çok gizli, gizli" ibareleri ile yüksek güvenlikli kozmik odalarda korunması gereken, "devletin güvenliğine iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaların kısmen veya tamamen yok edilmesi, imha edilmesi, çalınması, bulundukları yerden gizlice alınması, temin edilmesi, açıklanması" suçlarının olduğu belirtilerek, şüphelilerden Tuncay Opçin'in Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) yöneticisi, diğer şüphelilerden Mehmet Baransu'nun ise örgütün üyesi olduğu yönünde kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte ciddi deliller bulunduğu aktarıldı.
"OPÇİN VE BARANSU, ALTAN, ÇONGAR VE OĞUR'U TEŞVİK ETTİ"
İddianamede; şüpheliler Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun, temin ettikleri belge ve vesikaların, diğer şüpheliler Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur aracılığıyla Taraf gazetesinde yayınlanmasını sağladıkları ifade edildi. İddianamede; şüphelilerin FETÖ/PDY'nin amacı doğrultusunda basında yapılandıkları kaydedilen iddianamede, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un, FETÖ/PDY üyesi olmamakla birlikte Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun teşvik ve yönlendirmeleriyle eylemlere katıldıkları, eylemlerin devlet kurumlarında yapılanan FETÖ/PDY'nin amacının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu vurgulandı.
Kamuoyunda "Balyoz davası" olarak bilinen dava kapsamında toplam 434 sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği, Anayasa Mahkemesinin (AYM) hak ihlali kararı verdiği ve İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin yeniden yargılama yaparak beraat kararı aldığı hatırlatılan iddianamede, mahkemenin yargılamaya konu ettiği ve sanıkların yargılanmasına konu olan dijital belgelerin, 11,16,17 nolu cd'ler ile Gölcük Donanma Komutanlığı'na ait 4 ve 5 nolu harddisklerin imajlarının, davanın sanıklarından Hakan Büyük'ten elde edildiği iddia edilen 2 adet flaş belleğe ait imaj ve bilgiler olduğu ifade edildi.
"BELGELERİ GETİREN, EYLEMLERE ARACILIK EDENLER HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILMADI"
Başsavcılığın soruşturmasına konu bilgi, belge, cd, imaj, video, dvd ve diğer belgelerin yüksek derecede "çok gizli" ibaresi ile korunduğu ve 1. Ordu Karargahı'nın kozmik odasından hile ile alınarak başka bir yere nakledildiği, geçici de olsa başka bir yerde kullanılıp yok edildiği bilgisi verilen iddianamede, soruşturmanın gizli kalması gereken bilgilerin temin edilmesinden sonra yayınlanmasına yönelik eylemlerin ve şüphelilerin durumlarının belirlenmesine yönelik olduğu açıklandı.
Dosyada bulunan bilirkişi raporlarına göre "çok gizli" vasıflı olduğu belirtilen bilgi, belge ve dokümanların, nitelikleri gereği 1.Ordu Karargahı'nda kozmik odada saklanması gereken çok gizli "Egemen hareket planı" ve bu plana ait bilgiler olduğu belirtilen iddianamede, belge, bilgi ve dokümanların 1.Ordu Karargahı'ndan çalınması, hileyle alınması ve taşınması eyleminin Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 326/1, 327/1 ve 329/1. maddelerinde tanımı yapılan suçlar olması nedeniyle soruşturmaya başlandığı ve soruşturma sonucunda belge ve dokümanları getiren, sevk eden, bu eylemlere aracılık ve iştirak eden şüpheliler hakkında kamu davası açılmadığı bildirildi.
OPÇİN VE BARANSU'NUN ÖRGÜTSEL İLİŞKİSİ
İddianamede, örgüt üyesi olduğu anlaşılan Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun, yine TSK'da bulunan örgüt üyesi marifetiyle 1.Ordu Karargahı'nda bulunan "çok gizli" ibareli, yüksek korunmaya tabi belgeleri ele geçirip örgütün amacı doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları, bu amaçla Baransu'nun çalıştığı gazeteyi kullanarak faaliyetlerini yürüttüğü, devletin güvenliğine ilişkin "çok gizli" içerikli bilgilere vakıf olduğu ve hatta belgelerin orijinallerini imha ettiğini belirttiği anlatılarak, "Baransu'nun suça konu dvd ve cd'leri Tuncay Opçin'den aldığı anlaşılmıştır" denildi.,
BARANSU VE OPÇİN'E 75 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede; tutuklu Mehmet Baransu ile Tuncay Opçin'in, "silahlı örgüt kurmak yönetmek, zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından 35 yıldan 75'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede; şüpheliler dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve köşe yazarı Yıldıray Oğur'un da "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından 20 yıldan 52 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.