Önümüzdeki yerel seçimlerin salt bir yerel seçim olmadığını görmek için kahin olmaya gerek yok. Sadece son 5 yılda yaşanan 7 seçime bakmak yeterli.
2014 yerel seçimlerinden 24 Haziran 2018 genel seçimlerine kadar her seçim bir kader seçimiydi. İçeride terör ve algı operasyonlarıyla FETÖ, PKK ve DEAŞ, dışarıda ise ABD ve AB, AK Parti'nin kaybetmesi için her şeyi yaptı.
İstihbarat örgütleriyle, ekonomik kurumlarıyla ve medyasıyla her seçime müdahale etti. Bunu da hiç saklamadılar ama sandıkta yenildiler. Hatta darbeyi bile bu halk çıplak bedenleriyle durdurdu.
Şimdi bütün bu güçler, bir kez daha seçimle sonuç almayı deniyor.
Ancak bu seçimler, geçmiş seçimlerden biraz daha farklı. Geçmişte gizli kapaklı yapılan ittifaklar artık açık yapıldı. ABD'nin aparat olarak kullandığı FETÖ ve PKK neredeyse seçimin ana unsurları haline getirildi. Peki, Türkiye'nin bekasını tehdit eden bu iki terör örgütünün açık tarafı olduğu bir yerel seçim, sadece bir yerel seçim midir?
İşte en büyük beka sorunu bu... Hepsinin ortak derdi; 31 Mart'ta AK Parti'yi zayıflatmak. Peki, bir yerel seçimde AK Parti iktidarı zayıflarsa ne olur?