Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada; tutuklu sanıklar Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün ve dönemin jandarma istihbarat görevlisi Muharrem Demirkale'nin adli kontrolle tahliye edilmesi kararı kaldırıldı.
Hrant Dink davasında tepki çeken tahliye kararı!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, tutuklu sanıklar Ercan Gün ve Muharrem Demirkale'nin tahliyesine yönelik itirazı, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün ve dönemin jandarma istihbarat görevlisi Muharrem Demirkale'nin tutukluluğunun devamına karar verdi.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI, TAHLİYE KARARLARINA İTİRAZ ETTİ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada, tutuklu sanıklar Ercan Gün ve dönemin jandarma istihbarat görevlisi Muharrem Demirkale'nin adli kontrolle tahliye edilmesine karar vermişti.
Bunun üzerine stanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada; tutuklu sanıklar Fox TV Haber Müdürü Ercan Gün ve dönemin jandarma istihbarat görevlisi Muharrem Demirkale'nin adli kontrolle tahliye edilmesine itiraz etti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın; Ercan Gün ve Muharrem Demirkale'nin tutukluğun devamı yönünde mütaalada bulunmasına rağmen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Ercan Gün ve Muharrem Demirkale'yi tahliye etmişti.
ERCAN GÜN, KURGU GÖRÜNTÜLERİ FOX TV ÜZERİNDEN YAYINLADI
Hrant Dink cinayetinden 11 gün önce FOX TV'de çalışmaya başlayan Ercan Gün; katil Ogün Samast'a zorla ve ısrarla Türk bayrağı tutuşturularak çekilen kurgu görüntüleri FOX TV üzerinden yayınlamış ve Hrant Dink cinayetinin askere yıkılmasına zemin hazırlamıştı.
ERCAN GÜN, HRANT DİNK CİNAYETİNİN İŞLENDİĞİ GÜN FETÖCÜLERLE YOĞUN İRTİBATI TESPİT EDİLDİ
Ercan Gün'ün, Hrant Dink cinayetinin işlendiği 19 Ocak 2007'de FETÖ/PDY üyeleri Bugün Gazetesi Eski Washington temsilcisi Adem Yavuzarslan, Kanaltürk Eski Ankara Temsilcisi Faruk Mercan ve Zaman gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile yoğun telefon irtibatında bulunduğu, bu kişilerce Samsun iline gönderildiği, burada bulunduğu sırada kullanımındaki cep telefonundan Samsun İl Jandarma Komutanlığı santralini aradığı tespit edildi.
KURGU GÖRÜNTÜ İÇİN SAMSUN JANDARMA KOMUTANLIĞI'NI ARADI
Bir süre Jandarma santraliyle görüşen Ercan Gün'ün sonra cep telefonunu kapatarak Jandarma görevlileri ile gizli bir buluşma gerçekleştirdiği algısını oluşturup İstanbul'a döndüğü belirlendi. Aslında Gün'ün Jandarma ile hiç buluşmadığı tespit edildi.
ERGENEKON OPERASYONLARININ ZEMİNİNİ HAZIRLADI
Ercan Gün'e FETÖ mensuplarınca Ogün Samast'ın gözaltındaki fotoğrafının teslim edildiği ve yayınlanmasının sağlandığı ifade edildi. Ogün Samast'ın elinde Türk bayrağı bulunduğu halde Atatürk'ün bir sözü önünde çekilmiş fotoğrafının Samsun İl Jandarma Komutanlığı'nda çekilmiş gibi kurgu yapıldığı ve Ergenekon operasyonlarının zemininin hazırlandığı tespit edildi.
ERCAN GÜN'ÜN CİNAYETTEKİ ROLÜ
7 Ocak 2007: Ercan Gün, Zaman gazetesinden ayrıldı.
8 Ocak 2007: Ercan Gün, FOX TV'de işe başladı.
19 Ocak 2007: Hrant Dink, Ogün Samast tarafından öldürüldü.
20 Ocak 2007: FETÖ harekete geçti, Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltına alınan Ogün Samast'ın eline, Samsun İl Jandarma Komutanlığı görevlilerince deyim yerindeyse zorla, ısrarla Türk Bayrağı tutuşturularak görüntüleri kayda alındı.
30 Ocak 2007: FOX TV muhabiri Ercan Gün; o dönemde Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Ekrem Dumanlı, Bugün gazetesi Haber Müdürü Adem Yavuz Arslan, Aksiyon Dergisi editörü Faruk Mercan ve emniyet mensuplarının örgütsel konumda "abi"liğini yapan avukat Halil İbrahim Koca ile Yenibosna'da bulunan Zaman gazetesinde buluştu. Söz konusu görüşmede; Ercan Gün'e haber olarak yayınlayacağı 44 saniyelik görüntü verildi.
31 Ocak 2007: Ercan Gün, Ogün Samast'ın görüntülerinin Samsun İl Jandarma Komutanlığı'nda çekildiği algısı oluşturulması için Samsun iline gönderildi.
Samsun ilinde bulunduğu sırada kullanımındaki cep telefonundan, Samsun İl Jandarma Komutanlığı santral numarasını aradı ve bir süre görüştükten sonra cep telefonunu kapatarak Jandarma görevlileri ile gizli bir buluşma yaptığı, görüntüleri jandarma görevlilerinden aldığı algısını oluşturdu ve daha sonra İstanbul a geri döndü.
1 Şubat 2007: FOX TV akşam ana haber bülteninde; "Ercan Gün tarafından Samsun Otogar'da Jandarma tarafından çekilen görüntüler" anonsuyla 44 saniyelik görüntü yayınlandı.
FETÖ'NÜN "ALTIN" ÇOCUĞU, DİNK CİNAYETİNDE ASKERİ KOORDİNE ETTİ
Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında darbeyi yöneten Muharrem Demirkale, Hrant Dink cinayetinin en önemli isimlerinden. Dink suikastı döneminde İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı olarak görev yapıyordu. Demirkale'nin Hrant Dink cinayetinde rol alan jandarmaları koordine ettiği tespit edildi.
Hrant Dink cinayeti soruşturmasına bakan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü, Muharrem Demirkale'yi "FETÖ'nün altın çocuğu" olarak tanımlıyor. Hrant Dink cinayetine ilişkin hazırlanan üçüncü iddianamede de Muharrem Demirkale'nin"cinayet mahallinde tetikçi Ogün Samast'ı takip eden jandarma istihbarat görevlilerinin komutanı olduğu" ifade ediliyor.
Muharrem Demirkale'nin emri altındaki askerler Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş, Emre Cingöz, Ecevit Emir, Hacı Şefik Şimşek ve Eyüp Temel'in Hrant Dink cinayetinin mahalli ve çevresinde bulundukları cep telefonu sinyal baz bilgileri ve güvenlik kamerası görüntülerinden tespit edildi.
İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü ASAF biriminde görevli Şeref Ateş, Mustafa Küçük, Miktad Özbek ve Musa Yıldırım'ın cep telefonlarının Hrant Dink cinayetinin işlendiği 19 Ocak 2007 tarihinde saat 14.00'dan itibaren Dink'in ikamet ettiği ve sahibi olduğu Beyaz Adam Yayınevi çevresinde sinyal bilgisi verdiği saptandı.
DEMİRKALE, CİNAYETTEN BİR GÜN ÖNCE VE BİR GÜN SONRA TOPLAM YEDİ KEZ TELEFONDA ZEKERİYA ÖZ'LE GÖRÜŞTÜ
Muharrem Demirkale'nin FETÖ'nün kara kutusu olan savcı Zekeriya Öz ile cinayetten bir gün önce ve bir gün sonra toplam yedi kez telefonda görüştüğü belirlendi. Demirkale ifadesinde, "Zekeriya Öz ile Mutki'de tanıştık. Ailece görüşüyorduk. Tayinim çıkınca irtibatımı kestim. İstanbul'da görüşmek istedi, görüştük. Savcılarla görev gereği görüşürüz" iddiasında bulundu.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ DE YÖNETTİ
Hrant Dink cinayetinde rol alan jandarmaları koordine ettiği tespit edilen Jandarma Okullar Komutanlığı İstihbarat Okulu'nda yarbay olarak görev yapan Muharrem Demirkale'nin Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında Albay Erkan Öktem ile 15 Temmuz darbe girişimini yönettiği tespit edildi.
SİLAHIYLA SİVİLLERE ATEŞ ETTİ
Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahında bulunan kamera görüntülerinin çözümünde Muharrem Demirkale'nin kendisine ait 34 ET 8496 plakalı aracı ile nizamiyeye giriş yaptığı ve ön otoparkta park ettiği belirlendi. Demirkale'nin nizamiyenin kulübesinde üstünü değiştirerek kamuflajını giydiği ve Albay Erkan Öktem ile komuta katı girişinde görüldüğü tespit edildi. Demirkale'nin nöbetçi olmadığı halde karargaha geldiği, silahlı şekilde karargahta birçok yerde bulunduğu, bina dışına çıktığında ise silahıyla sivillere ateş ettiği görüntülerle sabit.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahında meydana gelen olaylara ilişkin 244 kişi hakkındaki iddianamenin ek klasörlerinde Muharrem Demirkale'nin görüntüleri açıkça yer alıyor.
İddianamede TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'a karargahın bahçe kısmında elleri bağlıyken ateş edildiği ve ağır yaralandığı; koruma polisi Hasan Gülhan'ın da elleri ve gözleri bağlanarak bina dışına çıkarıldığı ve darbeciler tarafından açılan ateşle şehit edildiğini gösteren fotoğraflar bulunuyor.
Muharrem Demirkale jandarma karargah binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirildi. Demirkale ifadesinde 15 Temmuz akşam üzeri harekat merkezinden bir üsteğmenin kendisini arayarak, "Kritik bir gelişme var, sizin gibi çağırdığımız personel var" denildiğini söyledi.
Demirkale şunları söyledi:
"Bunun üzerine şahsi aracımla komutanlığa intikal ettim. Ortalık karışıktı. Önce uçaklar geçti. Bir binbaşının yaralandığını gördüm. Oradaki askerlerin bir kısmında MP-5 tabanca vardı. Daha sonra dışarıda özel harekat polislerini gördüm. Namluları bize bakıyordu. Daha sonra atış başladı. Ben mevzilendim. Bir süre bekledim. Yoğun şekilde ateş devam ediyordu. Bunun üzerine karargaha girdim. Yerde yatanları gördüm. Daha sonra en üst kata çıktım. Silahım incelendiğinde hiç ateş etmediğim anlaşılacaktır."
Muharrem Demirkale'nin bu ifadesini kamera kayıtları yalanlıyor. Demirkale'nin duvar dibinde kamuflajlı ve silahlı olduğu, silahıyla kışla dışına doğru ateş ettiği kamera kayıtlarından tespit edildi.