GEZİ Parkı eylemlerine ilişkin, Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu 16 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin hazırlanan 657 sayfalık iddianamede 2'si tutuklu, 6'sı firari 16 şüpheli yer alıyor. Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Ayşe Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekci, Memet Ali Alabora, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ali Ekmekçi "şüpheli" olarak bulunuyor.
GEZİ İDDİANAMESİNDEN ÇARPICI DETAYLAR
Gezi Parkı eylemlerine yönelik hazırlanan iddianamede FETÖ'nün eylemlere aktif olarak katıldığı ortaya çıktı. 15 Temmuz'dan sonra TSK'dan ihraç edilen Kurmay Yarbay Bülent Sevindik itirafçı olarak verdiği ifadede örgütün eylemlerde rol alan sendika ve sivil toplum örgütlerine aktif destek verdiğini, kendisinin de eylemlere katıldığını söyledi. O dönem İstanbul Güvenlik Şube Müdürü olan Yunus Dolar da verdiği ifadede eylemlerin belirli bir tek merkezden planlandığını söyleyerek, Kavala'nın eylemcilerin akıl hocalığını yaptığını belirtti.
Gezi Parkı eylemlerine yönelik hazırlanan iddianamede FETÖ'nün Gezi Parkı kalkışmasını nasıl gördüğüne dikkat çekildi. Örgütün Gezi'yi bir fırsat olarak değerlendirdiğini belirten savcılık, FETÖ'nün Gezi kalkışması başarısız olunca sahneye kendisi çıkarak sırasıyla 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminde bulunduğuna dikkat çekti. Soruşturma kapsamında TSK'dan ihraç edilen Kurmay Yarbay Yarbay Bülent Sevindik'in de 'itirafçı' olarak verdiği ifadeye de iddianamede yer verildi.
'Gezi' iddianamesi kabul edildi... Davada Osman Kavala dahil 16 kişi yargılanıyor
Kendisinden sorumlu mahrem imamının, eylemlere katılan sendika ve sivil toplum örgütlerine FETÖ tarafından destek verildiğini söylediğini aktaran Sevindik, Gezi eylemlerine bizzat katıldığını da savcılıkla paylaştı.
Savcılık yaptığı değerlendirmede, Gezi'den kısa bir süre sonra sırasıyla 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe girişimi ile doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastedildiğine vurgu yaptı. Olayların başarıya ulaşması halinde hükümetin istifası veya erken seçim gibi bir sonuç meydana gelebileceği ifade edilen iddianameye göre, FETÖ Gezi parkı eylemleri başarısızlıkla sonuçlanınca sahneye kendisi çıktı. İddianamede Gezi parkı kalkışmasında emniyetteki FETÖ üyeleri aracılığıyla orantılı ve yerinde müdahaleler yapılmasına engel olunduğuna vurgu yapılırken, bunun Gezi kalkışmasına katılan grubun mağduriyet algısı oluşturmasına zemin hazırlanması amacıyla yapıldığı ifade edildi.
STRATEJİLERİNİ ANLATTI
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında ifade veren eski İstihbarat Kurmay Yarbay Bülent Sevindik'in etkin pişmanlıktan yararlanarak verdiği ifadede iddianamede yer aldı. Örgütün Gezi'deki kaos ortamının devam edeceğini düşündüğünü, bu sebeple meydanlara çıkarak destek verdiğini anlatan Sevindik, Ankara'da bir evde örgüt abisiyle yaptığı görüşmede, örgüt imamının kendisine, "Bu hükümet devrilmeli. Gezi olayları süreciyle başlayan kaos ortamı devam edecek. Meydanlara çıkan sendika ve sivil toplum örgütlerine destek veriliyor. Eninde sonunda bu amaca ulaşılacak ve isteğimiz doğrultusunda hakimiyetimizin yoğun olduğu bir hükümet kurulmasına olanak sağlayacağız' dediğini savcılıkla paylaştı.
AKIL HOCALARI GİBİYDİ
Dönemin Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar ise FETÖ soruşturması kapsamında verdiği ifadesinde Osman Kavala'yı eylemlerde gördüğünü, müzakereciler arasında bulunduğunu ancak çok diyaloğa girmediğini ifade etti. Kavala'nın polis ve eylemciler arasında geçen müzakerelerin tıkandığı noktada eylemcilerin danıştığı akıl hocası olduğunu söyledi. Gezi Parkı'ndaki eylem türlerini daha önce Türkiye'de karşılaşılan eylem türleri olmadığını söyleyen Dolar şunları söyledi: "Müzik çalma ve duran adam eylemleri ile insanları alanlara çekmeye gayret ettiler. Dışarıdan bakılınca masun gibi görünen her iki eylem de ciddi bir plan dahilinde sinsice kurgulanmış. Belli bir merkezden planlanarak uygulamaya konulan eylem türleridir. "
'İSTANBUL İSTİHBARAT'TAN BİLGİ GELMEDİ'
Gezi parkı kalkışması öncesinde FETÖ'cülerin kontrolünde olan İstanbul İl İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden herhangi bir bilgi notu veya yazı gönderilmediğine belirten Yunus Dolar, "Ayrıca Memet Ali Alabora'nın sahnelediği Mi Minör oyununun varlığından Gezi Parkı kalkışması sonrası haberdar olduk. Bu oyun süreci Gezi kalkışmasında ciddi bir etkendi" ifadelerini kullandı.
GEZİ'NİN MÜDÜRLERİ BYLOCKÇU ÇIKTI
İddianamede Gezi Parkı'ndaki eylemlerin şiddetinin artmasına neden olan parktaki çadırları yaktıran Beyoğlu'ndan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli'nin de Bylock'çu çıktığı vurgulandı. Emekli'nin yanı sıra, 15 Temmuz darbe girişimine katılan dönemin Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı da Gezi Parkı eylemlerini bastırma noktasında etkin sorumlu isimlerden bir tanesi olmuştu. İddianamede Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Hakkı Akçal, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Muhammed Fatih Sarıyıldız ve İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yılmaz Avcu'nun Bylock kullanıcısı oldukları hatırlatıldı.
SAVCI VE HAKİM DE FETÖ'CÜYDÜ
Gezi Parkı eylemleriyle ilgili ilk iddianameyi hazırlayan Savcı ile davaya bakan Hakim Muzaffer İren'in de FETÖ üyesi olduklarına dikkat çekilen iddianamede İren'in aynı zamanda Bylock kullanıcısı olduğu ifade edildi. Balyoz davasının duruşma savcısı Hüseyin Kaplan'da verdiği ifadede, 'Gezi olayları sırasında hükümet zarar görsün istedik' ifadelerini kullanmıştı.
AYRINTILAR GELECEK...