CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer'in, Türk demokrasi tarihinde "kara leke" olarak yerini alan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan merhum Necmettin Erbakan ile Milli Selamet Partili (MSP) 33 yönetici hakkında hazırladığı iddianameye ulaşıldı.
MEŞHUR 163. MADDE
20 Şubat 1981'de hazırlanan iddianamede şüphelilere, "Laikliğe aykırı olarak, devletin sosyal, ekonomik, hukuki, siyasi temel nizamlarından birini dini inançlara uydurmak amacıyla cemiyet kurmak, sevk ve idare etmek, propaganda yapmak" suçlaması yöneltilirken; Soyer, Erbakan ve 33 arkadaşı için 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istiyor. 4 yıl hapse mahkum edilen Erbakan hakkındaki ceza Askeri Yargıtay tarafından bozulmuş, TCK'nın 163. maddesi de kaldırılmıştı.
'1 NUMARALI ŞÜPHELİ' ERBAKAN!
O dönem Milli Selamet Partisi Genel Başkanı olan merhum başbakanlardan Erbakan'ın birinci sırada yer aldığı şüpheliler arasında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun yanı sıra şu isimler bulunuyor: Recai Kutan, Şevket Kazan, Oğuzhan Asıltürk, Osman Nuri Önügören, İsmail Müftüoğlu, Yasin Hatipoğlu, Fehim Adak, Korkut Özal, İsmail Fehmi Cumalıoğlu, Süleyman Arif Emre, Ahmet Remzi Hatip, Abdurrahim Bezci, Mazhar Gürgen Bayatlı.
MİLLİ NİZAM'A KADAR GİTMİŞ
İddianamede, Temel Karamollaoğlu'nun 11 Ekim 1980, Necmettin Erbakan'ın 15 Ekim 1980, Recai Kutan ve Şevket Kazan'ın 17 Ekim 1980 tarihinde tutuklandığı bilgisi yer alırken, sıkıyönetim savcısı Nurettin Soyer'in, Milli Nizam Partisi dönemine kadar gittiği ve Erbakan'ın 17 Eylül 1970 yılında yaptığı konuşmasını bile delil olarak iddianameye koyduğu ortaya çıktı.
ŞERİAT VURGULU İDDİANAME
Erbakan'ın, "Elinde dini kitap okuyan alınıp hapse atılıyor. Beraberce dua ettin diye inanan insanlara zulüm yapılıyor. Allah dedin diye insanlar ağır ceza mahkemelerine sevk ediliyor" şeklindeki konuşmalarını iddianameye koyan Soyer'in, "üstü kapalı" dediği beyanları bile suç sayması dikkat çekti. Soyer'in iddianamedeki o değerlendirmesi şöyle: "Üstü kapalı da olsa çeşitli söz ve sloganlarla şeriat devletinin zihinlerde yer bulmasına çaba harcanmıştır."
MÜFTÜ NİKAHI İSTEMEK SUÇ
2018'de yapılan düzenlemeyle müftülere nikah kıyma yetkisi verilirken, Erbakan'ın o dönem yaptığı konuşmalarda dile getirdiği bu durumun da Soyer tarafından suç delili olarak iddianameye konulduğu ortaya çıktı. Ayrıca Erbakan'ın "Mekteplere Kur'an dersi koyalım diyorum. Kim mani oluyor? Adalet Partisi, Halk Partisi..." sözleri de yine suç delili olarak iddianameye girmiş. İsrail'in 23 Temmuz 1980'de Kudüs'ü 'ebedi başkenti' olarak ilan etmesinin ardından, Konya'da 6 Eylül 1980'de düzenlenen Kudüs'ü Kurtarma ve Milli Gençlik Yürüyüş ve Mitingi bile suç sayılarak iddianamede yer almış.
ERBAKAN HOCAYI YARGILATTI
Nurettin Soyer'in, Erbakan'ın soruşturma başlangıcında tutuklanmamasına itirazda bulunduğu ortaya çıktı. İddianamede yöneltilen suçun şiddet ve silah kullanılarak işlenmiş olabileceğini belirten Soyer, bunun cezasının da 146. maddeye göre idam olduğunu belirterek, Erbakan'ın tutuklanması için başka bir mahkemeye itiraz etti. Bunun üzerine Erbakan tutuklanarak cezaevine konuldu. Ancak soruşturma aşamasında hiçbir delil bulamayan Soyer, TCK 146. maddeden dava açamayınca 163. maddeden dava açtı.
DARBE "KUTSAL GÖREV"!
O dönem Milli Selamet Partisi taşra teşkilatı binalarında yapılan aramalarda sözde 'şeriat devleti'ne kanıt oluşturduğu iddia edilen delillere de iddianamede yer verilmiş. Buna göre Nurettin Soyer, Milli Selamet Partisi Aşkale ilçe merkez binasında bulunan Sultan Abdülhamid Han'a ait portreyi bile suç delili saymış. Soyer, üzerinde ayet bulunan tahta levha ile Mescid-i Aksa maketini de suç delili göstererek iddianameye koymuş.
'BÜYÜK HAREKAT'
12 Eylül askeri darbesi ile ilgili "büyük harekat" ve "kutsal görev" şeklinde skandal ifadeler kullandığı görülen Soyer imzalı iddianamedeki o bölüm şöyle: "Milli, demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti korumak ve kollamakla yükümlü Türk Silahlı Kuvvetleri kendisine tevdi olunan kutsal görevi yerine getirmek ve devleti, içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için 12 Eylül 1980'de büyük harekatı gerçekleştirmeden birkaç gün önce..." - Yenisafak