Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'na katılan konuk bakan ve heyet başkanları onuruna Çırağan Sarayı'nda verdiği akşam yemeğinde konuştu. Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:
Bugün 3.6 milyonu Suriyeli olmak üzere farklı ülkelerden 4 milyondan fazla göçmene evsahipliği yapıyoruz. Suriye'den ülkemize sığınan hiç kimseyi zorla geri göndermedik.
Ülkemizde 100 bin Ermeni var. Dünyada şu anda, Batı'da özellikle sözde 'Ermeni soykırımı' adıyla bazı propagandalar yapılıyor. Biz de diyoruz ki bu tarihçilerin işidir. Hayatımız boyunca, tarihimiz boyunca, bu millet hiçbir zaman, hiçbir etnik unsura karşı bir soykırımda bulunmamıştır.
Çözüm yolu olarak mülteci botlarını batırmak, ahlaki sıkıntıları bir yana, sorunu çözümsüzlüğe mahkum etmektir.
Bakıyorsunuz, çıkıyor, dünyanın en zengini diyenler 'Dünyada bir numarayız' diyorlar. Hayır bir numara değilsin. Milli gelire oranla, az gelişmiş, en az gelişmiş ülkelere destek verme noktasında OECD rakamlarına göre söylüyorum, dünyanın bir numarası Türkiye'dir.
AB'nin taahhüt ettiği 6 milyar euronun ilk dilimi dahi Suriyelilere ulaşabilmiş değil. Özellikle BM Göç ve Mülteciler Komiserliği'nin gayreti de bir yere kadar geldi ve orada kaldı. Yük alan bir ülke olarak bu süreçte Türkiye'nin tek başına bırakıldığını söylemek durumundayım.
İşte İdlib'teki halk Tükiye'ye girseydi, 300-400 bin insandı, bu olay çok daha farklı bir şekilde gelişebilirdi. Mültecileri Suriye'de tutacak ve ülkemizde yaşayanların da tekrar vatanlarına döndürecek çözümlerin oluşturulması gerekiyor. Sayın Putin'le Soçi'de tesis ettiğimiz İdlip mutabakatı büyük bir göçün önüne geçmiştir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları geri dönüşleri hızlandırmış 312 bin mültecinin topraklarına geri dönmesini sağlamıştır.
Başkan Erdoğan: "Bu millet hiçbir zaman soykırımda bulunmamıştır."
Ülkemizin terörden arındırdığı bölgeler; Suriye'nin en yaşanabilir, huzurlu alanlarıdır. Güvenli bölge formülü Suriyeli mültecilerin geri dönüşleri için en pratik çözüm yoludur. Bu formülün işlerliği, güvenli bölgenin Türkiye'nin kontrolünde olması, diğer ülkelerin ise bize lojistik destek sağlamalarına bağlıdır. İnşallah bu formülü çok yakında uygulamaya koyacağız. Sınır hattımız boyunca gerekli planlamalarımızı yaptık.
Soçi'de bu meseleyi, Sayın Putin ve Sayın Ruhani'yle ayrıntılı bir şekilde ele aldık. AB'li dostlarımızın güvenli bölge tesisinde, ülkemize gereken desteği vereceğine inanıyorum. Türkiye olarak topraklarımızdaki Suriyelileri evlerine gönderemezsek, sorun Avrupa'nın kapılarına dayanacaktır, bunu da böyle bilin istiyorum.
TÜRKİYE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU
Komşumuz Suriye'den ülkemize ve Avrupa'ya olan düzensiz göçün önlenmesi için çaba sarfediyoruz. Suriye kaynaklı göç probleminin tek çözüm yolu mültecilerin bizim sınırlarımız içinde tutulması olarak görülemez. Türkiye böyle bir yükü ilanihaye taşımak zorunda değildir. Ülkemiz son 8 senede insanlık adına elini taşın altına fazlasıyla koymuştur. Açık ve net söylüyorum, yeni bir göç dalgası yaşanması halinde, artık biz bunu tek başına göğüsleyemeyeceğiz.
Sığınmacılar için kendi milli imkanlarımızla harcadığımız rakam, BM kriterlerine göre şu an itibarıyla 37 milyar doları aştı.
MÜLTECİ DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN SİYASET
(Türkiye) 8 yıldır 4 milyon insana sahip çıkarken, ekonomik durumu bizden fazla olan ülkeler 100-150 göçmeni kabul etmemek için adeta birbirini yiyor. Irkçı partiler başta olmak üzere AB'li siyasetçiler mülteci düşmanlığı üzerinden koltuk kapmanın hesabını yapıyor. Diğer ülkelere demokrasi ve insan hakları dersi veren birçok ülkede, mülteciler ve yabancılar en büyük tehdit olarak görülüyor.
DAYANIŞMA İLE ZAFERE ULAŞACAĞIZ
Başkan Erdoğan geçen hafta yapılan AK Parti MYK toplantısında hem 31 Mart yerel seçimlerine, hem Suriye'ye yönelik önemli mesajlar verdi. AK Parti'yi zayıflatmak ve ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerin ekonomi ile Suriye üzerinden saldıracağını söyleyen Erdoğan, ekonomide alınan önlemlerle saldırının büyük bir kısmının bertaraf edildiğini, önümüzdeki günlerde iyileşmenin daha da hissedilebilir olacağını kaydetti. Cumhur İttifakı'nın milli ve yerli olduğunu belirten Erdoğan, "Bir tarafta AK Parti kadroları, diğer taraftan Cumhur İttifakı olarak dayanışma ve birlik içerisinde zafere ulaşacağız" dedi.