IMF'YE BORCUMUZ SIFIRLANDI: Türkiye, 1 Ocak 1961'de Cemal Gürsel döneminde Uluslararası Para Fonu'na (IMF) borçlanmaya başladı. İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal ve Tansu Çiller de IMF ile stand-by anlaşmaları imzaladı. Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde AK Parti iktidarı, Türkiye'nin son stand-by antlaşmaşını 2005'te 6.6 milyar SDR'lik (özel çekme hakkı) ödenek için yaptı. Erdoğan, 14 Mayıs 2013'te Türkiye'nin IMF'ye borcunu bitirdi.
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI SONA ERDİ: 1964'te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başını örten okul birincisi Gülsen Ataseven'e yönelik uygulamayala başörtüsü yasağı başladı. 1980 darbesi sonrası bazı üniversitelerde başörtüsü yasağı başlatıldı. 1997'de YÖK Başkanı Kemal Gürüz, başörtülü öğrencilerin okullara alınmasını yasakladı. Erdoğan, 30 Eylül 2013'te kamu kurumlarında başörtüsü yasağını kaldırdı
NÜKLEER SANTRAL, İHA VE SİHA:1956'da Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde nükleer enerji çalışmalarına başlandı. Menderes, Atom Enerjisi Kurumu'nu kurdu. Sakarya'da nükleer santral kurmayı planlayan Menderes'in çabaları, 4 ay sonraki darbeyle engellendi.
Erdoğan döneminde nükleer enerji santralleri kuruldu, İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) üretilmeye başladı.
KOALİSYONLU HAYAT BİTTİ: 20 Kasım 1961'de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet Partisi (AP) tarafından kurulan İsmet İnönü Hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti'nde kurulan ilk koalisyon hükümetiydi.
30 Ekim 1923'ten bu yana Türkiye'de 65 hükümet görev yaptı. 94 yıllık Cumhuriyet tarihinde hükümetlerin ortalama ömrü 1 yıl 5 ay oldu. 16 Nisan 2017'de gerçekleşen Anayasa değişikliğiyle Başkanlık Sistemi'ne geçildi ve darbelere zemin hazırlayan koalisyon hükümetleri son buldu.
DARBE GELENEĞİ SONA ERDİ: 5-27 Mayıs 1960'te başlayan askeri darbe/ darbe girişimleri AK Parti döneminde de yaşandı. Türkiye'deki ilk darbe, Demokrat Parti'nin (DP) "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" iddiasıyla TSK'daki bir grup subayın ülke yönetimine 27 Mayıs 1960'ta el koymasıyla gerçekleşti. 12 Mart 1971'de ordu mensupları, cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a muhtıra vererek hükümeti istifaya zorladı. 12 Eylül 1980'de Kenan Evren komutasında darbe gerçekleşti. Hükümet görevden alındı. 28 Şubat 1997'deki MGK'da askerler, seçimin galibi Necmettin Erbakan'ın istifasını istedi. 27 Nisan 2007'de asker, hükümete e-muhtıra verdi. FETÖ, ilk sokak kumpasını 27 Mayıs 2013'te Gezi Parkı'nda kurdu.
17-25 Aralık kumpaslarıyla da Erdoğan'ı hedef aldı. Türkiye, son olarak Erdoğan önderliğinde FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi önledi.
TERÖRLE SINIR DIŞINDA MÜCADELE: Türkiye, terör örgütleriyle sınır dışında mücadeleye başladı. Suriye'de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla terör örgütlerinin inlerine girildi.
FETÖ'ye karşı yurtdışında kararlı bir mücadele yürütüldü.
HUKUK, MÜHENDİSLİK VE TIPTA KALİTE YÜKSELMELİ
Sayın Merkel'e (Almanya Başbakanı) üniversite öğrenci sayısını sorduğumda verdiği rakam 3 milyon. Nüfus bizden fazla. Sizde ne kadar dedi. Bizde 8 milyon dedim. Tabi orada bir şaşkınlık geçirdi. Tabi bir nitelik-nicelik meselesi var. Biz bunu önümüzdeki yıllarda aşacağımıza inanıyorum. Biz patlamamızı, sıçramamızı yaptığımız zaman çok farklı yapacağımıza inanıyorum. Yeni dönemde niteliğe, kaliteye yoğunlaşmamız gerekiyor. Beşeri sermayemiz en büyük gücümüz.
Hali hazırda çok ideal bir yüksek öğrenim sistemine sahip olmadığımız bir gerçektir. Türkiye geliştikçe, güçlendikçe, ileriye gittikçe bu alanda daha kapsamlı ve büyük adımlar atmakta kararlıyız. Tıp, mühendislik, hukuk gibi temel alanlarda eğitim kalitesinin yükseltilmesine yönelik reformlara olan ihtiyacımız çok daha acildir.
Vakıf üniversitelerimizin kendilerine sağlanan onca ayrıcalığa rağmen, kimi istisnalar hariç, eğitim-öğretimde kalitenin yükseltilmesi beklentilerimize yeteri kadar katkıda bulunamadıkları görüyoruz. Hatta bazı vakıf üniversitelerimizin vakıf mantığıyla asla uyuşmayacak şekilde, sadece kazanç odaklı faaliyet gösterdiklerini de üzüntüyle müşahede ediyoruz. Bu meselenin üzerinde hassasiyetle durulmalı.
TEKNOLOJİK BAĞIMSIZLIK ÇOK ÖNEMLİ
Dünyada artık bağımsızlığın ölçüleri olan toprak, bayrak, milli para gibi kriterlere yenilerinin eklendiği bir döneme giriyoruz. Bunların en başında teknolojik bağımsızlık geliyor. Veri üretiminden güvenliğe, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekaya kadar her alanda kendi ayaklarımızın üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Şayet biz bunu beceremezsek zorunlu olarak ipin ucu başka birilerinin eline geçecektir. Nasıl topraklarımıza hükmetmeden bağımsız olamazsak, teknolojiye hakim olmadan da bağımsızlığımızı sürdüremeyiz.
Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke konuma gelmedikten sonra bu hedefe ulaşamayız. Eğer teknoloji çok hızlı gelişiyorsa bizim ondan daha hızlı hareket etmemiz şart. Madem çocuklarımız artık dijital bir dünyaya gözlerini açıyor, hazırlığımızı buna göre yapacağız. Bilgeye erişimi sınırlandırmanın değil, tersine çeşitlendirmenin ve bilinçli kullanmanın yollarını arayacağız.
VARANK ANISINI ANLATTI
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise konuşmasında Başkan Erdoğan ile ilgili bir anısını anlattı: "Ankara'da öğrencilik hayatına başladığımda siz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Bilkent Üniversitesine gelip bir konferans vermiştiniz. Daha sonra biz de ODTÜ öğrencileri olarak sizi okulumuzda ağırlamak özellikle bizim zamanımızda faaliyete başlayan bu kongre merkezinde sizi misafir etmek için çok uğraştık. Malum, 28 Şubat'ın karanlık günlerine hızla ilerlediğimiz bir süreçti ve biz o zamanki zihniyeti malesef çok uğraşmamıza rağmen aşamadık.
Şimdi sizi bu salonda görmek bu salonda sizi dinleyecek olmak bizler için çok farklı manalar da içeriyor, özellikle belirtmek istiyorum."
SAMSUNG ÖRNEĞİNİ VERDİ
Bir ziyaretimde Samsung'u göreyim demiştim. Gittiğimde üniversite ile olan işbirliğini görünce gerçekten kendilerin hayran olmamak mümkün değil. Öğrenciler üniversiteden çıkıyor, hemen Samsung'a giriyor, orada çalışmaya başlıyor. Teoripratik buluşmasını orada görünce, o insanın yetişmemesi için hiçbir sebep kalmıyor. Belli bir ücret oradan alma imkanı var. Samsung eğer bugün dünyada bu kadar önemli bir yeri yakalıyorsa, bunun altında neler yatıyor, bunu da bizzat orada gördük. Bunu bizim yapmamız için hiçbir sebep yok. Biz de bunu başarırız.