İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 14. duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Baransu sağlık sorunlarıyla ilgili mazeret bildirdiği için katılmadı. Diğer sanıkları avukatlarının temsil ettiği duruşmada, müdahiller emekli Amiral Hasan Hoşgit ve emekli Albay Suat Aytın ile müdahillik talebinde bulunan emekli Albay Cemal Temizöz de hazır bulundu.
Duruşmada, emekli Tuğgeneral Faruk Oktay Memioğlu'nun davaya müdahil olarak katılma talebine ilişkin dilekçe gönderdiği tutanağa geçirildi.
- "TSK BALYOZ PLANI BELGELERİNİ SAHİPLENMEMİŞTİR"
Beyanı sorulan sanıklardan Ahmet Altan'ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, emekli Albay Dursun Çiçek'in müvekkili aleyhine açtığı tazminat davasının kısa zaman önce hukuk mahkemesinde reddedildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu kararlar doğrultusunda, müvekkilimin iddia olunan eylemleri nedeniyle müdahil olan ve talepte bulunanların mağduriyetlerinin bulunmadığı anlaşılmalıdır. Müdahillik taleplerinin reddine karar verilsin. Ayrıca bu yargılama Balyoz eylem planına ilişkin değil, Egemen harekat planına ilişkin bir yargılamadır. Bu da iddianamede açıkça yazılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, Balyoz harekat planı belgelerini sahiplenmemiştir."
- "BAVULDAN CASUSLUK GELDİ"
Avukat Çalıkuşu'nun beyanına karşı söz alan müdahillerden Hasan Hoşgit ise, emekli bir amiral olduğunu ve seminere katılmadığı halde 3,5 yıl hapis yattığını belirterek, "Buradaki sanıklar tetikçidir, vatan hainidir. O plan internette dolaştı. Siz silahları falan değiştirebilirsiniz ama coğrafyayı değiştiremezsiniz. Bavuldan casusluk gelmiştir. Baransu niye gelmedi? Geçmiş olsun, kolay değil Silivri'de yatmak. Ben 3,5 yıl yattım. Bunlar Balyoz'un basın tetikçileridirler ve casusturlar." diye konuştu.
- "EGEMEN HAREKAT PLANI TAMAMEN GERÇEKTİ"
Müdahillerden Suat Aytın da, Egemen harekat planının Yunanistan'a karşı yazıldığını, seminere katıldığını ve 10 dakikalık sunum yaptığı için 4 yıl cezaevinde kaldığını söyledi.
O dönem haberlere konu olan seminer belgelerinin, Yunanistan'ın arayıp da bulamayacağı, uğruna milyarlarca para ödeyip sahip olamayacağı belgeler olduğunu vurgulayan Aytın, "Taraf gazetesi misyonunu tamamlayıp kapandı. 'En tehlikeli senaryo' diye başlık attıkları, EMASYA protokolüdür. Biz orada onu da konuştuk. Egemen harekat planı tamamen gerçekti. Yunanistan'a karşı yapılan bir şeydi. Seminerde bunu tabii ki konuştuk. Ama içinden alıp çektiler söylenenleri ve Balyoz harekat planı diye yazdılar. O Balyoz harekat planını sonradan yazdılar. Askeri dille yazılmamıştır ve teknik bir rezalettir." ifadelerini kullandı.
Suat Aytın, Taraf gazetesi tarafından Egemen harekat planı dışında, tamamen sahte oluşturulmuş harekat planının manşetlere taşınması nedeniyle yargılandıklarını da anlatarak, o dönem bilirkişilerce hazırlanan raporlarda, iddialara konu CD'lerin 2003'te hazırlandığı ve 1. Ordu'daki bilgisayarlar 1999'a kadar incelenmesine rağmen herhangi bir emareye rastlanmadığının belirtildiğini de kaydetti.
Müdahillik talebinde bulunan Cemal Temizöz ise, "Yargılandığımız, sahte olarak üretilen, doküman ve CD hariç ortaya çıkartılan ve bavullarla teslim edilen belgeler, devletin gizli kalması, kozmik odada saklanması gereken bilgilerdir. Asıl olarak ifşa edilerek gizliliği ortadan kaldırılan, casusluk faaliyetiyle ortaya çıkartılan bu belgeler nedeniyle sanıklar yargılanmaktadır." dedi.
Tüm gizli kalması gereken belgelerin, ihlal davası açılan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) de gönderildiğini ve AİHM'de Türk hakim Işın Karakaş'ın Ergenekon-Balyoz sanıkları aleyhine konuşarak ihsas-ı rey yaptığını da aktaran Temizöz, FETÖ'nün, örnek olarak gösterilen AİHM kararlarını da etkilediğini ifade etti.
- Ara karar
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mehmet Baransu'nun tutukluluk halinin devamına hükmederek, savunmasına devam etmesi için duruşmayı 22 Mart'a erteledi.
Heyet, müdahillik taleplerinin ise sanık Baransu'nun savunmasının bitmesinin ardından değerlendireceğini karara bağladı.
- İddianameden
Yargılananların beraatıyla sonuçlanan "Balyoz Planı" davası sanıklarına ''kumpas'' kurulduğu iddiasına ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, "Balyoz" soruşturmasına gerekçe gösterilen belgelerin yayımlandığı dönemin Taraf gazetesi sorumluları ile gazeteciler, sanık olarak yer alıyor.
İddianamede, "Balyoz Planı" davasında bir süre tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Albay Nedim Ulusan ile emekli albaylar Ahmet Zeki Üçok ve Hakan Büyük müşteki, Genelkurmay Başkanlığı da müşteki kurum olarak geçiyor.
Soruşturma konusu gizli belgelerin, çok iyi korunan 1. Ordu Karargahı kozmik odasından, örgütün TSK'da bulunan üyeleri tarafından, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Tuncay Opçin'e verildiği belirtilen iddianamede, Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu'nun gizli görüştükleri, Taraf gazetesine teslim edilen DVD ve CD'lerin, Opçin tarafından Baransu'ya getirildiği kaydediliyor.
- ''FETÖ/PDY'nin amacının gerçekleştirilmesine yönelik"
İddianamede, Opçin ve Baransu'nun, TSK'daki örgüt üyesi marifetiyle 1. Ordu Karargahı'nda bulunan "çok gizli" ibareli, yüksek korunmaya tabi belgeleri ele geçirip örgütün amacı doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları, bu amaçla Baransu'nun çalıştığı gazeteyi kullanarak faaliyetlerini yürüttüğü, devletin güvenliğine ilişkin "çok gizli" içerikli bilgilere vakıf olduğu ve hatta belgelerin orijinallerini imha ettiği anlatılarak, bu sanıkların belgeleri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur aracılığıyla Taraf gazetesinde yayımlanmasını sağladığı aktarılıyor.
Sanıkların Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) amacı doğrultusunda basında yapılandıkları dile getirilen iddianamede, Altan, Çongar ve Oğur'un FETÖ/PDY üyesi olmamakla birlikte Opçin ve Baransu'nun teşvik ve yönlendirmeleriyle eylemlere katıldıkları, eylemlerin devlet kurumlarında yapılanan bu örgütün amacının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Baransu ile Opçin'in, "silahlı örgüt kurmak, yönetmek, zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin gu¨venligˆi veya ic¸ veya dıs¸ siyasal yararları bakımından, niteligˆi itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından, 35 yıldan 75 yıla kadar hapisle cezalandırılması, dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ve köşe yazarı Yıldıray Oğur'un da "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme dışında kullanma, hile ile alma, çalma, zincirleme şekilde devletin gu¨venligˆi veya ic¸ veya dıs¸ siyasal yararları bakımından, niteligˆi itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve ac¸ıklamak" suçlarından, 20 yıldan 52 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.