Başkan
Recep Tayyip Erdoğan dün Malta Cumhurbaşkanı Marie-Louise Coleiro Preca'yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladı. Başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Preca ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, özetle şunları söyledi:
(Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile görüşme ve değerlendirme) Malum 15 Temmuz darbe girişimi, bize yapılmıştı ve bu darbe girişiminde Sayın Maduro bizi hiç gecikmeden hem aramış ardından da çıkıp gelmişti. Halbuki biz ona kadar Maduro ile tanışmıyorduk.
Ben demokrasiyi bugüne kadar şöyle tanıdım: 40 yıllık siyasi geçmişimde, sandıktan çıkana saygı duyacaksınız; saygı duymuyorsanız bunun adı demokrasi değildir. Bu totaliter bir zihniyet, yapı, anlayıştır. Maduro sandıktan çıkmıştır, ama onu hazmedemeyen başta Lima ülkeleri olmak üzere... Son anda doğrusu Trump'ın bu açıklaması demokrasiye inanmış bir insan açısından beni de şok etmiştir.
Rusya'dan dönerken Maduro'yu aradım ve kendisine bu noktada çok açık net, 'Antidemokratik girişimlere asla prim verme' dedim; 'dik dur' dedim. Eğer demokratsak, biz de demokratların yanında yerimizi almamız gerekir. Bu konuda çekinmeye de gerek yok. Demokrasinin mücadelesini verenlerin, dünyada demokrasi mücadelesi verenlerin ve sandıkta çıkanların yanında yer alması gerekir.
Bize 15 Temmuz darbe girişimi yapıldığı zaman, inanır mısınız AB bizi aramadı. Kim demokrat, kim değil bunları biliyoruz. Fakat Maduro inandığı yolda dik durup devam ederse, ben Venezuela halkının desteklediği ve sandıktan çıkardığı liderinin arkasında duracağına inanıyorum.
AB'nin Türkiye'ye göç sorunu noktasında verdiği sözler yerine gelmiyor. AB tarafından söz verilen 6 milyar euronun maalesef şu anda ancak çeyreği verilmiş durumda.
Malta ile ekonomik ilişkilerimiz de her geçen gün gelişiyor. İkili ticari kapasiteyi öncelikli olarak 1 milyar dolara zamanla 2 milyar dolara çıkarmakta mutabık kaldık.
TÜRKİYE AB'DE OLMALI
Türkiye'nin milyonlarca göçmeni ağırladığına dikkat çeken Malta Cumhurbaşkanı Preca da özetle şunları kaydetti: "Siyasi çıkar gözetmeden yaptığınız bu büyük fedakârlık tarihi bir duruş. Türkiye ile 50 yıllık bir tarihi bağlar var. Buraya dostlarınız olarak, Akdeniz ülkesinin üyeleri olarak geldik. İlişkilerimizi somut sosyo-ekonomik işbirliklerine dönüştürebiliriz. DEİK ve Türk hükümetiyle iki gün boyunca ekonomik görüşmeleri yaptık. Mükemmel birer iş ortağı olabileceğimizi gördük. Türkiye Malta'daki en önemli yatırımcı ülke. AB ile olan sürecinde Türkiye'nin üyelik sürecini desteklemeye devam edeceğiz. Barışçıl, güvenli ve kalkınmış bir dünya için bu üyelik şart. Türkiye bu çatı altında olmalı."