FETÖ üyesi oldukları nedeniyle meslekten ihraç edilen savcılar firari Bilal Bayraktar ve tutuklu yargılanan Sadrettin Sarıkaya hakkında, MİT'te irtibat görevlisi olarak çalışan eski gazeteci M.Ö.'yü deşifre ederek hedef gösterdikleri iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Meslekten ihraç edilen eski savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın eylemlerinin sıralandığı iddianamede, eski gazeteci M.Ö. 'müşteki' olarak yer aldı. İddianamede şüphelilerin, MİT Başkanı Hakan Fidan, eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve M.Ö.'nün de aralarında bulunduğu bazı kişiler hakkında "PKK/KCK silahlı terör örgütüne bilerek yardım etme" ve "Soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından soruşturma yürüttükleri aktarıldı.
HEM BERTARAF HEM DURDURMA
İddianamede, Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'ya yönelik suçlamaların detayları ayrıntılı bir şekilde yer aldı. İddianameye göre iki savcı da 7 Şubat MİT Krizine neden olan soruşturma ile MİT'in PKK ile organize hareket eden bir teşkilat algısı oluşturdu. Üyesi oldukları FETÖ'nün 7 Şubat'tan sonra yargıyı kullanarak bir yandan kendilerinden olmayan MİT yönetimini bertaraf etmeyi, bir yandan da aynı soruşturmayla hükümetin başlattığı Çözüm Süreci'ni durdurmak için harekete geçti.
MİT yöneticileri, hükümet ve o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan terör örgütüne yardımla suçlanmak istendi. Bu soruşturma ile hükümeti yıpratıp gözdağı vermek amaçlanırken örgütün bu denemesi istihbarat görevlileri hakkında soruşturmaların izne bağlanması sistemine geçilerek önlendi.
15 TEMMUZ'UN İLK ZİNCİRİ
7 Şubat MİT krizinin, 17-25 Aralık, MİT TIR'larının durdurulması ve 15 Temmuz darbe girişiminin ilk zincirini oluşturduğuna dikkat çekilen iddianamede, Bayraktar ve Sarıkaya'nın üyesi olduğu FETÖ'nün amaç ve gayesi doğrultusunda planlı ve sistematik bir şekilde bu soruşturmayı yürüttükleri belirtildi. Bu amaçla hükümeti devirmeye çalıştıkları ve MİT'i kamuoyunda yıpratmaya çalıştıkları açıklanan iddianamede, Bilal Bayraktar'ın halen firari durumda olduğuna dikkat çekildi.
HUKUK KULLANILDI!
İddianamede örgütün kendilerinden olmayan hakim ve cumhuriyet savcıları hakkında isimsiz ihbar, sahte belge ve usulsüz dinleme gibi yöntemleri kullandığına dikkat çekilerek, 'Başlatılan bir soruşturma sürecinde görevli ve verilen infaz emrini yerine getirmeye amade müfettişler ve Teftiş Kurulu Başkanlığı içerisine sızdırdıkları militanlar marifetiyle, devletin resmi kurum ve kuruluşlarını aracı kılarak zincirleme bir şekilde hukuku bir insanın hayatını karartmak için silah olarak kullandılar' denildi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ
İddianamede, şüphelilerin yargı yetkisini kötüye kullanarak hükümeti devirmeye çalıştıkları ve MİT'i kamuoyu nezdinde yıpratmayı amaçladıklarına dikkat çekildi. Bayraktar ve Sarıkaya hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek', 'devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak', 'gizliliği ihlal etmek', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak', 'görevi kötüye kullanma','terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 12 yıldan 30'ar yıla kadar hapis cezası istendi. Hazırlanan iddianamenin Yargıtay'da görülen dava ile birleştirilmesi de talep edildi.