Açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Pakistan Başbakanı İmran Han arasında baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirildiği belirtildi. İki kardeş ülke arasındaki ilişkilerin yıllar içinde ortak ilgi alanlarındaki tüm konularda zamanın sınamasından başarıyla geçen güçlü bir stratejik ortaklığa dönüştüğüne dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İki ülkenin liderleri; temel ulusal çıkarları ilgilendiren konularda birbirlerine verdikleri karşılıklı güçlü desteği sürdürmeye ilişkin iradelerini yinelemişler; ikili ilişkilerini halklarının menfaatine daha da ilerletme konusundaki güçlü kararlılıklarını ifade etmişler; Türkiye-Pakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının, bünyesindeki çok sayıda çalışma gruplarıyla ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesindeki önemini yinelemişler; iki ülke arasında savunma ve savunma sanayi alanında sürekli gelişen işbirliğini memnuniyetle kayda geçirmişler; iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri daha da güçlendirme kararlılıklarını ifade etmişler; sağlık ve tarım alanlarında işbirliği mekanizmalarının başlatılmasında mutabık kalmışlar; halktan halka temasların eğitim, kültür, turizm ve gençlik alanlarında artırılacak değişim ve işbirliğiyle daha da geliştirilmesine karar vermişlerdir."
'FETÖ'YE KARŞI MÜCADELE KARARLIĞI TEYİT EDİLDİ'
Liderlerin, her şekil ve tezahürüyle terör belasıyla mücadelede sarsılmaz taahhütlerini vurguladıkları ifade edilen açıklama şöyle devam etti:
"FETÖ'ye karşı mücadele kararlılıklarını teyit etmişler; Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Gelişen Sekiz Ülke Örgütü dâhil olmak üzere çok taraflı forumlar ve ilgili diğer forumlarda iki ülke arasındaki mevcut işbirliğinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler; Bölgelerinde ve uluslararası alanda barış, güvenlik ve refah sağlanması ve sürdürülmesi yönündeki kararlılıklarını yinelemişler; Jammu-Keşmir sorununa sürekli bir diyalog süreci yoluyla ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun şekilde çözüm sağlanması ihtiyacını vurgulamışlar; Pakistan'ın Nükleer Tedarikçiler Grubu'na (NTG) ayrımcı olmayan kriterler temelinde üyeliğine Türkiye'nin desteğini belirtmişler ve Pakistan'ın NTG'nin Rehber İlkelerine uymasının ve NTG'ye üye olmasının küresel yayılmanın önlenmesi hedeflerini güçlendireceğini teyit etmişler; Afganistan'da sürdürülebilir barış ve istikrarın Afgan toplumunun tüm kesimlerinin arasında uzlaşıya varılması ile bölge ülkelerinin ve uluslararası toplumun desteğiyle sağlanabileceğini belirtmişler; Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın tesis edilmesi amacıyla, Kıbrıs meselesinin Adadaki iki halkın siyasi eşitliği temelinde çözüme kavuşturulmasına yönelik çabalara tam ve kararlı desteklerini yinelemişlerdir."
'FİLİSTİN DAVASININ ÖNEMİ VURGULANDI'
Filistin davasının öneminin vurgulandığı kaydedilen açıklamada ayrıca, "Kudüs'ün yasal statüsü ve tarihi karakterini değiştirmeye yönelik tüm girişimleri reddetmişler, başkenti Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılık içinde bir Filistin Devleti'nin kurulması konusundaki mücadelesinde Filistin halkına desteğini arttırması için uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlar; İslam'ın gerçek değerlerini uluslararası forumlarda savunma ve İslam'ın tarihi imajını, mukaddes şahsiyetlerini ve temel itikatlarını kötüleme, aşağılama ve çarpıtma gayretlerine karşı işbirliğini artırmak hususunda mutabık kalmışlar; İkili temasların sıklığını en yüksek düzeyde daha da artırmak hususundaki güçlü kararlılıklarını belirtmişler; Türkiye ve Pakistan arasındaki tarihi ilişkileri iki ülke halklarının yararına olacak şekilde ekonomi, ticaret ve yatırım alanlarında giderek daha güçlü bir ilişkiye dönüştürmek başta olmak üzere, karşılıklı barış ve refah için ortak çıkarların tüm alanlarında ilerletme yönündeki kararlılıklarını yinelemişler ve İşbu alanlarda daha fazla görüş alışverişi yapılmasını teminen Türkiye-Pakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin altıncı toplantısının karşılıklı uygun bulunacak tarihlerde Pakistan'da gerçekleştirilmesinde mutabık kalmışlardır" denildi.