Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) "2018'de Türkiye" yıllığını yayımladı. "Siyaset, Dış Politika, Güvenlik, Ekonomi, Enerji, Hukuk, Yargı, Eğitim, Sosyal Politikalar ve Medya" gibi ana başlıklardan oluşan 440 sayfalık raporda 2018'in önemli olayları analiz edilirken 2019'a da projeksiyon tutuluyor. Rapor, "2019 Türkiye'nin her alanda yükseliş yılı olacağı"nı öngörüyor.
Rapordan başlıklar şöyle:
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ: 16 Nisan referandumunda kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hemen yürürlüğe girmemiş, bir geçiş ve uyum süreci öngörülmüştü.
Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminin 24 Haziran 2018'de yapılması ise Meclis'te 386 milletvekilinin oyuyla kabul edildi.
ERDOĞAN'IN LİDERLİĞİ: 24 Haziran seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti, Cumhurbaşkanlığı, genel seçim ve referandum dahil olmak üzere 14. zaferini kazandı. Recep Tayyip Erdoğan elde ettiği yüzde 52.59'luk oy oranıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk cumhurbaşkanı oldu. AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı yüzde 53.66 ile çoğunluğu kazandı. AK Parti 295, MHP ise 49 vekille Meclis'e girdi. Erdoğan'ın oy oranının AK Parti'nin oy oranından çok daha yüksek olması siyasi liderliğinin diğer partilerin seçmenlerince de takdir edildiğini ortaya koydu.
AB İLE İLİŞKİLER: AB ve Türkiye sorunları konuşarak çözme ve diyaloğu sürdürme kararı verdi. AB, Türkiye'nin istikrarsız ve başarısız devletlerin hüküm sürdüğü Ortadoğu ile Avrupa arasında tampon vazifesi gördüğünü, Ankara ise dış politi- kada adımlarını çeşitlendirmek ve ABD ile tarihin en düşük seviyesine gerileyen ilişkilerini dengelemek için yeni bir sayfa açmaya karar verdi.
EĞİTİMDE 2023 VİZYONU: Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk "2023 Eğitim Vizyon Belgesi"ni açıkladı.
Metin, niyet ve irade beyanı, yol haritası, kavramsallaştırmalar ve ana sorunları tespit etmesi bakımından önemli. Belgenin temel felsefesini iki husus belirlemekte: İlki insan odaklılık.
İkincisi milli ve manevi değerlerle evrensel değer, kazanım ve gelişmeleri sentezleyebilmek.
ULUSLARARASI GELİŞMELER EKONOMİYE OLUMLU YANSIYACAK
2018 Türkiye Yıllığı'na imzasını atan SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran 2019'dan beklentileri SABAH'tan İsa Tatlıcan'a anlattı:
2019 Türkiye'nin Ortadoğu politikası için kritik bir yıl. Türkiye'nin Suriye konusunda kazanımlarını artırması, beraberinde bölgesel caydırıcılığı ve iş birliği imkanlarını da artıracağı anlamına geliyor. Dolayısıyla 2019'un dış politikada Ortadoğu özelinde kazanım yılı olması şaşırtıcı olmaz.
Tabii bunun için Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yapacağı operasyonun hedeflerinin hem ABD'yle hem Rusya'yla müzakerelerle koordine edilmesi gerekecek. Bu süreçte Türkiye'nin istediklerini alması için kararlı tavrı belirleyici olacaktır ancak hem Washington'ın hem Moskova'nın Türkiye'nin alanını sınırlı tutmak isteyeceklerini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Türkiye-Rusya ilişkileri 2019'a iyimser bir şekilde giriyor. Bu iyimserliği teyit edecek konu başlıkları risk oluşturabilecek başlıklara göre daha fazla. Özellikle Suriye konusunda varılabilecek kapsamlı bir barış için yol haritası her iki ülkenin aktif çabalarıyla mümkün olabilir ve iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştırabilir.
Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerinin daha rasyonel bir zemine oturması 2019'da ekonomiye olumlu yansıyacaktır. Dış politika belirsizliklerinin azalması döviz kurunun istikrara kavuşmasına katkı sağlayacaktır. Mart ayındaki yerel seçimler sonrasında uzun bir süre takvimde seçim olmaması da Türkiye ekonomisi için bir başka pozitif gelişmedir.
Cumhur İttifakı en büyük meydan okumayı hasarsız atlatarak süreçten güçlenerek çıktı ve yerel seçimlere tam bir koordinasyon içerisinde giriyor.
TÜRK ASKERİ SURİYE'DE ETKİN ROL OYNUYOR
Türkiye 2018'de Zeytin Dalı Harekâtı ile terörle mücadeleye devam etti, İdlib'de halkın korunması için askeri ve diplomatik tedbirler aldı, Münbiç'te terör örgütlerinin bölgeden çıkartılması için önemli adımlar attı. Suriye, Türkiye dış politikasının uzun yıllar daha ana gündem maddesi olacak. Türkiye, YPG/PKK varlığının sona erdirilmesi, mültecilerin geri dönüşünün sağlanması ve Suriye'nin yeniden inşasında başaktörler arasında yer almalı.
RUSYA İLE İLİŞKİLER DAHA DA GÜÇLENİYOR
Türkiye-Rusya ilişkilerinde uçak krizinin çözülmesiyle yakalanan olumlu ivme sürdü. İki ülke Astana çerçevesinde Suriye krizinin çözümünde cesur adımlar atarak bölgesel barışa katkıda bulun- du. Enerji, turizm ve ticaret alanlarında ilişkiler geliştirildi. Astana sürecinde İran ile beraber yürütülen işbirliği, Suriye'nin önemli bir kısmının çatışmalardan arındırılmasını sağlarken Türkiye'nin bölgede etkin rol oynamasının önünü açtı. Suriye, ilişkilerdeki en önemli konu başlığı olmayı 2018'de de sürdürdü. Türkiye-Çin ilişkilerinde de olumlu bir seyir gerçekleşti. İki ülke siyaset, ekonomi ve dış ticaret alanlarında stratejik iş birliklerini geliştirme yönünde irade göstermekte. İki ülke Suriye meselesinde ciddi bir şekilde karşı karşıya gelmese de nihai olarak destekledikleri pozisyonlar nedeniyle ve Suriye'nin yeniden inşası sürecinde bir rekabet ortamına girebilir.
DÜNYA CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİNİ TÜRKİYE'DEN TAKİP ETTİ
Türkıye'nin Körfez ülkeleriyle ilişkileri 2017'de yaşanan Katar krizi ve ekimde Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi olayları çerçevesinde gelişti. Bu iki olay Türkiye'nin Körfez ülkelerine yönelik politikalarında belirleyici oldu. Ankara'nın Riyad ve Abu Dabi ile ilişkilerinin özellikle siyasi açıdan daha olumsuz bir duruma evrilmesine paralel olarak Doha yönetimiyle iş birliğini derinleştirmesi süreci daha da belirginleşti. Türkiye Kuveyt ile ilişkilerini güçlü tutmaya çalışırken, Umman ve Bahreyn ile ilişkilerini daha düşük profilde yürüttü.
FETÖ İLE MÜCADELE ULUSLARARASI ALANA KAYDI
Türkiye, diplomatik girişimler, okulların kapatılması ve örgüt üyelerinin iadesi üzerinden birçok ülkede FETÖ ile mücadeleyi arttırarak devam ettirdi. FETÖ'ye ait okulların kapatılması, örgüt üyelerinin tutuklanması ve iadesi konularında Afrika ve Doğu Asya ülkeleri Türkiye ile iş birliğine daha açık oldu. Bunun arka planında ise PKK gibi FETÖ'yü Türkiye'ye karşı bir dış politika aracı haline getiren AB ülkeleri ve ABD'ye nazaran bu ülkelerin Türkiye ile ilişkileri güçlendirme arzusu bulunmakta. Örgütün Batı ülkelerindeki yapılanmalarının çökertilebilmesi için siyasi girişimler kadar hükümet ve yerel yönetimler üzerinde baskı yaratabilecek sivil girişimler daha fazla desteklenmeli. 2018'de Afganistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Güney Sudan, Ekvator Ginesi, Fildişi Sahilleri, Japonya, Kamerun, Nijer ve Venezüella'daki FETÖ iltisaklı birçok okulun faaliyetlerine son verildi. Okulların önemli bir kısmı FETÖ'den alındıktan sonra Maarif Vakfı'na devredildi.
ENERJİDE SIÇRAMA YILI OLDU
Türkiye'de enerji alanında hayata geçirilen projelerin başında TANAP, TürkAkım, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, petrol ve doğal gaz arama çalışmaları, depolama kapasitesinin artırımıyla ilgili faaliyetler ve yenilenebilir enerji bağlamında yaşanan gelişmeler gelmektedir. Türkiye bir yandan söz konusu projelerle dünya genelinde adından söz ettirirken diğer yandan bulunduğu coğrafya gereği ekonomik ve politik gerginliklerin merkezinde bulunmaktadır.
PKK'YA BÜYÜK DARBE VURULDU
PKK, Zeytin Dalı Harekâtı'na karşılık vermek amacıyla ocakmart döneminde yurt içinde ve Kuzey Irak'ta çok sayıda saldırı düzenlemeyi planladı. Fakat Afrin bölgesinin PKK/YPG'li teröristlerden arındırılması ve güvenlik güçlerinin yurt içi ve Kuzey Irak'ta teröristlerle mücadeledeki etkinliği örgütün bahar "saldırı" stratejisinin önünü kesti. Yurtiçi Kuzey Irak ve Avrupa'ya yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, güvenlik güçlerinin kapasitesindeki pozitif ivmeye işaret etmektedir. Neticede bu durum terör örgütünün yönetici kadrosundan eksilmeleri ve saldırı kabiliyetindeki daralmayı da beraberinde getirmiştir.
DÖVİZ KURU ÜZERİNDEN OYUNLARINI BOZDUK
Türkiye 2018'de ekonomik göstergelerle açıklanması çok da mümkün olmayan döviz kuru hareketleri yaşadı. Türkiye son iki yılda beş önemli finansal saldırı dalgası yaşadı. Bunlardan Kasım 2016, Ocak 2017, Ekim-Kasım 2017'de gerçekleşen ilk üçü - haddizatında önemli finansal saldırılar olmalarına rağmen - Mayıs ve Ağustos 2018'deki saldırıya kıyasla etki olarak düşüktü. Ağustos 2018'deki finansal saldırı ise mayıstakini dahi gölgede bırakacak ölçüde şiddetli oldu. Kur şoku sonrası alınan tedbirlerle birlikte ekonomik dengelenmede başarı sağlanmıştır.
İSA TATLICAN / SABAH GAZETESİ