Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Arnavutköy Belediyesi'nin yaptığı 82 eserin toplu açılışını yaptı. Açılışta konuşan Erdoğan FETÖ ve PKK'yla mücadele, yerel seçimler, dış politika gibi konularda mesajlar verdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;
Ülkemizin, milletimizin çıkarlarını güçlendirmek için çalışırken en çok muhalefetin saldırılarına maruz kalıyoruz. PKK'yı yerle yeksan ediyoruz, karşı cevap CHP'den geliyor. FETÖ'ye dünyayı dar ediyoruz, Suriye'de terörün önünü kesiyoruz, ekonomik saldırıları boşa çıkarıyoruz karşı cevap CHP'den geliyor. FETÖ'ye PKK'ya vurdukça CHP'den çatlak ses geliyor. Bunlar ezanımızı Türkçe okutanlardır. Bunlar ezanımızı hazmedemeyenlerdir. Milletten yüz bulamayınca darbecilerle, cuntacılarla, içerideki ve dışarıdaki vesayet odaklarıyla kolkola girip iktidarlarını zorla devam ettirmek istediler. Her seferinde milletimizden silleyi yemelerine rağmen bu arayıştan vazgeçmediler. Lafa gelince demokratlığı kimseye bırakmazlar ama faşizm bunların genlerine işlemiştir. AK Parti'nin 16 yılda girdiği seçimlerin tamamından zaferle çıkması bunların muvazenesini iyice bozdu. Bir gün bakıyorsunuz millete hakaret ediyorlar, ertesi gün gidip terör örgütüne methiyeler düzüyorlar. Bir başka gün gidip ülkelerini yabancılara şikâyet ediyorlar. Yerlilikle ve millilikle uyuşmayan ne varsa Bay Kemal'de var.
Belediyecilik bizim işimiz. AK Parti'nin işi. Türkiye'nin son çeyrek asırda yaşadığı büyük dönüşüm önce belediyelerden başlamıştır. CHP'nin İstanbul'da belediye başkanı olduğu zamanlara gidelim. Arnavutköy'ün belde olduğu zamanlara gidelim. Yolunuz var mıydı? Şimdi adeta otoyol gibi duble yolunuz var.
CHP siyaset dilinin seviyesini yerlere düşürdü. Genel başkanları başta olmak üzere bunlar sefalet içinde. Ana muhalefetin tüm sözcüleri edeple ahlakla nezaketle uyuşmayacak ifadelerle üzerimize saldırıyorlar. Bütçe görüşmelerinde yine meşreplerini ortaya koydular. Kem söz sahibine aittir. Bizim bunlara cevabımız vardır. Bu cevabı onların seviyelerine inmeden, gereken platformlarda vermeyi sürdüreceğiz. Ne kadar çırpınsınlar boştur. Milletimiz bunların notunu vermiş hesabını da kapatmıştır.
Suriye'de gerek sahada, gerek diplomaside elde ettiğimiz başarıları herkes takdir ediyor bir tek ana muhalefet bir de terör örgütünün güdümündeki parti feryat figan ediyor. Cemal Kaşıkçı olayındaki ahlaki duruşumuz tebrikle karşılanıyor, sadece CHP'nin aklına tuhaf sorular geliyor. Zira yetişemediği üzüme bunlar koruk derler. Biz yıllardır bölgede ve dünyada Türkiyesiz denklem kurulamayacağını söylüyoruz. Daha da önemlisi bunu temin ediyoruz. Ana muhalefet, Türkiye'yi Ortadoğu denkleminin dışına atmak istiyor. 14 seçim AK Parti birinci sırada, sen kaçıncı sıradasın. Batı'da senin gibi olanlar bırakıp koltuğu gidiyorlar, sen nedense yapıştın gitmiyorsun. Yol arkadaşlarından biri diyorki, "Bir oldu yenildi, iki oldu yenildi, üç oldu yenildi hala o koltukta duruyorsun ya, git.." diyen kim? Senin yol arkadaşın, senin genel başkan yardımcın...
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Beni ipe götüreceklermiş yargıda bedelini ödeyecekler
SANATÇI KILIKLI BORAZANLARI SANDIĞA GÖMECEĞİZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Uğur Dündar'ın Halk TV'de yayımlanan programında kendisi hakkında ölüm tehdidi içeren küstah ifadelerde bulunan Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'e DEİK toplantısı ve Arnavutköy'teki açılış töreninde sert tepki gösterdi. İşte Erdoğan'ın sözleri;
CHP'nin yakası rozetli siyasetçilerinin yanı sıra bir de sanatçı, yazar kılıklı borazanları var. Bu borazanlardan üçü, geçtiğimiz günlerde CHP'nin resmi yayın organı bir televizyonda oturmuşlar, Türkiye ve benim hakkımda atıp tutmuşlar. Önce 'gergedan nesli' deyip millete hakaret ederek işe başlamışlar. Sonra 'Her şey sandıkla çözülmez.' demişler. Hızlarını alamayıp işi iç savaş goygoyculuğuna kadar götürmüşler. Başka ne demişler? Şayet kendi istedikleri gibi bir demokrasi uygulaması olmazsa, belki lideri yani beni ayaklarından asarlarmış, zehirlerlermiş. Hepiniz, topunuz cellat olsanız ne yazar. Sanatçı müsveddeleri beni ipe götürecekmiş senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Senin haddine mi? Biz şehadete inanmışız. Biz kaderin üstünde bir kadere inanmışız ama sizin imanınızda böyle bir şey yok. İmanınız yok ki onu konuşalım. Şimdi git bunun bedelini yargıda öde. Bu demokrasi ve milli irade düşmanlarını tarihin tozlu sayfalarına havale ediyor muyuz? Bu asma, zehirleme ve darbe heveslilerinin kökünü sandıkta kurutuyor muyuz? Bu terörist aşıklarının, terör örgütü müritlerinin defterini 31 Mart'ta dürüyor muyuz? Türkiye'nin demokrasisine ve ekonomisine musallat olan bu haşerelerden 31 Mart'ta bir bahar temizliğiyle kurtuluyor muyuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazi yakını vatandaşla sohbet etti
'KİBİRDEN UZAK HALKA YAKIN'
Başkan Erdoğan'ın önceki gün Sarıyer'de makam aracından sohbet ettiği esnaf Ahmet Karaman hem o anları anlattı hem de Erdoğan'a olan sevgisini dile getirdi. Esnaf Karaman 'Cumhurbaşkanımızın buradan aşağı yukarı 5 geçişinin 3'ünde görüştük. Sağ olsunlar bizi görünce duruyorlar. Devletimizin en başındaki insanın bizimle muhatap olması bizim için ayrı bir gurur meselesi. Kendisi çok alçak gönüllü, kibirden uzak, halka yakın. Çok seviyoruz. Kendimizi bir dost, bir ağabeyle konuşur gibi hissediyoruz. Sohbet sırasında hiç aklıma Cumhurbaşkanı olduğu gelmedi bile. Biz alışkın değiliz devlet büyüklerinin yolun kenarına arabayı çekip insanlarla tokalaşmasına, hallerini, hatırlarını sormasına. Diğerleri de böyle davransın. Allah başımızdan eksik etmesin" dedi.