İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında bulunan salonda yapılan onuncu duruşmada, gizli tanıklar "Boran", "Berat" ve "Demir"in celse arasında alınan ifadeleri okundu.
Örgütle 2007-2008 yıllarında yurt dışı organizasyonlarında tanıştığını ifade eden "Boran", "Yurt dışından getirdikleri insanlarla arkadaşlık yapıyorduk, o şekilde dostluklarımız oldu. Benim örgütün tanıdığım kısmı tamamıyla iş adamlarıydı. İş adamlarının derneklerine üyeliğimiz vardı. 17 Aralık ve Gezi olaylarından sonra değişik bir hale büründüler ve ben ondan sonra ilişkimi kopardım." şeklinde beyanda bulundu.
FETÖ'nün iş adamlarını her koldan etki altına almaya çalıştığını, iş adamlarını örgüt içinde tutmaya çalıştığını kaydeden "Boran", "Akşam saatlerinde, pazar günleri, bayram günleri bu insanları bırakmazlardı. Devamlı etkinlik yaparak, insanları örgütün içinde tutmaya çalışırlardı. İş adamlarını yurtlara ve evlere çağıramıyorlardı. Bu nedenle de iş adamları için çok sayıda dernek kuruluyordu. İş adamlarına yönelik sistem buydu." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün bu dernekleri bizzat kurduğunu söyleyen gizli tanık, İstanbul Ticaret Odası seçimlerinde bu dernekler üzerinden yönlendirmeler yapıldığını, seçimlerde etkin olmaya çalıştıklarını belirtti.
YÜZ DOLAR!
Örgütün saçma ritüelleri olduğuna işaret eden "Boran", şunları anlattı:
"Doğan çocuklara isim yazma, muska yazma gibi. Ben bunların hepsinin hurafe olduğunu bildiğim için çok bu işlere girmezdim. Girmediğim için dışlandım, hatta fişlendim de diyebilirim. O insanlara görev vermezlerdi. İş adamlarının çocuklarının ismini, bizzat Fetullah Gülen koyuyordu. Erkek çocuğunun ismi Fetullah, kız çocuğunun ismi Gülen olan insanlar vardı, bu iş adamlarının içinde. Fetullah Gülen iş adamlarına yüz dolar, normal çalışanlara 1 dolar gönderiyordu. Biz o dolarların anlamını, 15 Temmuz darbe girişiminde öğrendik. İş adamlarının cüzdanlarının bir kenarında onun gönderdiği dolar her zaman durur. Bereketlendirdiğine inanıyorlar."
"Fahri konsolosluk satılıyordu"
TUSKON ve FETÖ'nün dernekleşmesini yürüten örgüt adına en yetkili kişinin firari sanık Mustafa Muhammet Günay olduğunu ifade eden gizli tanık "Boran", "Örgütün iş adamlarını yöneten kişilerden birisidir. Bütün organizasyon ABD ile yapılırdı. Telefonla görüşülürse o telefon atılırdı. Günay, Uganda fahri konsolosluğunu yurt dışına çıkarken gümrük geçişlerinde kullanıyordu, dokunulmazlığı vardı. Gözlerine kestirdikleri iş adamlarına fahri konsolosluk satılıyordu bir zamanlar, TUSKON bünyesinde. Bir milyon dolar ve iki milyon dolar arasında değişiyordu fiyatlar. Bu şekilde fahri konsolosluk dağıtılıyordu. Afrika ülkeleriyle araları iyi olduğundan dolayı oradan talep ediliyordu, fahri konsolosluk. Mustafa Günay, kendisi satıyordu bu fahri konsoloslukları." şeklinde beyanda bulundu.
17/25 Aralık darbe girişiminin başarılı olması halinde Günay'ın Ekonomi Bakanlığı'na getirileceğini iddia eden Boran, Günay'ın bazı kişilere da bakanlık vadettiğini öne sürdü.
FETÖ elebaşından iş adamlarına saat
Duruşmada ifadesi okunan gizli tanık "Demir" de kapatılan Fatih Üniversitesi'nde birinci sınıf öğrenci olduğu zaman FETÖ ile tanıştığını, okulu bitirince Kaynak Holding'te işe başlatıldığını aktardı.
Yaklaşık 1,5 yıl burada çalıştıktan sonra ticarete atıldığını ve nakliyat işiyle uğraştığını belirten Demir, "FİADER'e resmi olmasa da üye oldum. Bunlar beni İstanbul'a davet ettiler. FETÖ'ye destek olmamı istediler, büyük şirket ve sahipleriyle tanıştırdılar. Güven kazanmamı istediler. Bunu da başardım. İş adamlarından himmet toplanıyordu. 17/25 Aralık'tan sonra para trafiğinin yükseltilmesi gerektiği, iyi yerlere gelineceğini, hükümetin devrileceği söyleniyordu. Gülen'in videoları izletilerek çok yüksek paralar toplanıyordu." ifadelerini kullandı.
Gizli tanık "Demir", FETÖ'ye yönelik operasyonların sıklaşması üzerine büyük kafelerde toplandıklarını, para trafiğini o şekilde sağladıklarını, kazandığı paranın yarısını örgüte verdiğini ve paraların sözde "İstanbul il imamı" tarafından toplandığını aktardı.
Davanın sanıklarından Faruk Güllü ile bir tanışıklığı olmadığını, ancak Güllü'yü 2014'te gerçekleştirilen bir himmet toplantısında gördüğünü anlatan "Demir", "FETÖ elebaşı, saatlerini iş adamlarına yolluyordu. Himmet karşılığında birçok iş adamına saat hediye etti. Bazı saatler bizzat bana geldi ve ben dağıttım. Bende bulunan saatleri, emniyete teslim ettim." beyanında bulundu.
Duruşma, sanıkların ve avukatlarının tanık beyanlarına karşı ifadeleri ve tahliyeye ilişkin taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.