MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin Antalya'daki Belediye Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya 31 Mart'taki yerel seçimle ilgili ittifak açıklaması damga vurdu. İşte Bahçeli'nin tarihi nitelikteki konuşmasının satırbaşları;
Davanın omzuna basanlarla, davaya omuz verenler tecrübeyle sabittir. 'Ben' diyen, bencilliğe gömülen dünyanın kendi çevresinde döndüğüne aldanan nice insan bu dünyadan gelip geçmiştir. Hiç kimse davadan daha önemli değildir.. Ne yaptığımızı, neyi amaçladığımızı, nereye varmak istediğimizi dar ufkuyla çürük ahlakıyla sorgulayıp dedikodu çarkında dönenler yoldan çıkıp yolunu şaşıranlardır. Şunu bilmenizi isterim ki, yoldan çıkan davanın önünde engeldir. 'Ben' diyenler sinsi planlar yapanlardır. Ülkü sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Atatürk diyor ki, "Hiçbir zaman kesmeyeceğiz, çalışacağız, memleketi kurtaracağız. Umutsuzluğa yer yok. Karamsarlık aşılayanlara müsamaha yoktur." Kendi gizli gündemi için sinsice çalışana geçit yok.
Demirtaş üzerinden yeni bir senaryo hazırlığı, ekonomik saldırılar, demokrasi dışı eğilim ve özlemler tehlike sinyallerini yoğunlaştırmıştır. Biz HDP'nin, İstanbul'dan İzmir'e kadar yönetimlerde mevzi elde etmesine tahammül gösteremezdik. Türkiye'nin çıkarları neyi işaret ediyorsa oradayız. Biz Türk milleti ne diyorsa onu yaparız. Elimizi taşın altına koyacağız. Fedakarlıksa gene yapacağız. Daha önce büyükşehir ölçeğinde İstanbul'da aday çıkarmayacağımı söylemiştim. MHP, İstanbul'un yanı sıra Ankara ve İzmir büyükşehir belediye başkan adaylarını da göstermeyecek.
MHP'nin her bir ferdi kahramandır. Aklımızda hep Türkiye vardı. Hedefimiz Kızıl Elma dedik. Pazarda satılan kırmızı elma sananlara acı acı gülüp geçtik. Gaye varsa güç vardır. Güç varsa istikrar vardır, tutarlılık vardır. Bunların hepsi varsa gelecek güvendedir. Her sözümüzün fikri dayanağı, her teklifimizin özünde yere düşen alın terimizin sıcaklığı belirleyicidir.
Yeni hükümet sistemi, Türkiye'nin ayağına vurulan prangayı kıracaktır. Başka çare de kalmamıştır. Çünkü Türkiye düşmanları sürekli güç toplamakta, sürekli açığımızı ve zaaf anımızı kollamaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kurul ve kurallarıyla olgunlaşmalı, tam olarak oturmalıdır. Geçiş sürecinde çıkan pürüzler zamanında yapılacak müdahalelerle bertaraf edilmelidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin başarısıdır. Hiçbir yönlendirme, baskı yaşanmadan hükümet sistemi, cumhurun bizzat irade ve isteğiyle değişmiştir. Kendi kaderimize çok şükür kendimiz yön verdik. Kendi söküğümüzü kendimiz diktik. Kansız, kavgasız ve krizsiz bir sistem değişikliği dünyada eşine az rastlanır bir kazanımdır.
TÜRK MİLLETİ YENİ HÜKÜMET SİSTEMİNİ TAKDİR ETMİŞTİR
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişte tüm dünya gıpta ve kıskançlıkla Türkiye'yi izlemiştir. Çelişkiler aşılmakta, uyum sorunları giderilmektedir. Çok şükür, aşı tutmuş, Türk milleti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Cumhur İttifakı'na takdirini göstermiş, buna da devam etmektedir. Türkiye'nin bekası ve yeni hükümet sisteminin geleceği için mahalli idareler seçiminin makul neticelenmesi bu aşamadaki en büyük arzumuzdur. Cumhur İttifakı'nın devamı milli beka için mecburidir. Eğer 31 Mart'ta 24 Nisan'ın rövanşını almak isteyenlere gün doğarsa karşımıza çok büyük risk ve tehlikeler çıkacaktır. Bunun emareleri şimdiden görülmekte. Şayet önlem alınmazsa yeni sistem öldürücü darbe yiyecektir. Kaotik tartışmalar tırmanacak, Türkiye belirsizliğe sürüklenecek. Kargaşadan geçim sağlayan zillet ittifakı kaldırdığı hançeri Türkiye'nin sırtına indirmek üzere tetikte beklemektedir.
PKK LOBİSİ İŞ BAŞINDA
Bu maksada hizmetle motive olan CHP, İYİ Parti, HDP, FETÖ, PKK boş durmuyor. Malum çete Türkiye'nin kuyusunu kazıyor. El birliği yapmışlar, güç birliği yapmışlar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ölüm fermanını hazırlıyorlar. PKK lobisi iş başındadır. AİHM'ye çoktan nüfuz etmiştir. PKK'lı Demirtaş ile ilgili karar rezilliktir. Ancak Türkiye'nin haklı tezlerini gölgelemeye yetmeyecektir. 15 Temmuz'a tiyatro diyenler, vatan millet din düşmanı FETÖ'yü aklamaya çalışanlar aynı merkezden kumanda edilen siyasi şeytan üçgeninde hevesle buluşanlardır.
31 Mart 2019'a Türkiye'nin 2023'ten önceki son virajı, yeni hükümet sisteminin son virajı olarak yorumluyoruz. Cumhur İttifakı'nın milli sorumluluğunu icra etmesini mühim görüyoruz.
SEYİRCİ KALAMAZDIK
Zillet ittifakı saklandığı inden çıkmış, siyasi risk ve belirsizlikler iyice ayyuka çıkmıştır. CHP, İYİ Parti arasındaki görüşmeler seriye bağlanmış, HDP de arkaya alınmıştır. Terörle mücadelenin bu kadar yüksek bir moralle yapıldığı bir dönemde, PKK'nın il ve ilçe belediyelerine zillet ittifakı kulvarında yerleşme kepazeliğine nasıl olur da seyirci kalacaktık?
Beka diyen cumhur İttifakı'na bağlılığını haykıran MHP bunu nasıl görmezden gelecekti? Önce ülkem ve milletim, sonra partim demiyor muyuz? Bunu yıllardır söylemiyor muyuz?