Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Adem Akıncı, şüphelilerden Vehbi Kürşad Akalın'ın 9 Ocak, Hüseyin Kötüce'nin de 11 Ocak 2018'de ifadesini aldı.
ÖRGÜTTE BENİMLE O İLGİLENİYORDU
Akalın, geçmişte MİT'te Rusya masasında çalıştığını, FETÖ ile iltisakı nedeniyle ihraç edildiğini anlatarak, "Yusuf" kod adlı Hüseyin Kötüce'nin örgüt faaliyetleri kapsamında kendisiyle ilgilendiğini bildirdi.
GÖRÜŞMELERDE SÜREKLİ RUS BÜYÜKELÇİNİN GÜVENLİĞİNİ SORUYORDU
Kötüce ile Rusya'nın savaş uçağının düşürülmesinin ardından sıkça görüşmeye başladıklarını belirten Akalın, "Görüşmelerde bana sürekli Rusya Federasyonu elçiliğinin güvenliğinin nasıl olduğunu ve ne şekilde sağlandığını soruyordu. Ben de Büyükelçi Andrey Karlov ile alakalı bilgiler verdim. Verdiğim bilgileri evindeki laptopuna işliyordu. Bu bilgilerin nereye gittiğini bilmiyorum" dedi.
Akalın, Kötüce'nin bir sohbet ortamında kendisine Karlov'un otomobiline koruma aracı eşlik edip etmediğini de sorduğunu öne sürdü.
"BU BİLGİLER ABİLERCE İNCELENİYOR!"
Kötüce'ye "bilgilerin nerede kullanılacağını" sorduğunu aktaran Akalın, Kötüce'nin, "bu bilgilerin abilerce incelendiği, sadece kendisinden bilgi almadıklarını, bilgilerin bir araya getirildiğini, bu bilgiler sayesinde yol haritası hazırlandığını, abilerin çizilen rota dahilinde politika ürettiklerini" söylediğini ifade etti.
Akalın, 2015 veya 2016'da bir arkadaşının evinde Karlov suikastı şüphelilerinden Cemal Karaata ile Kötüce aracılığıyla tanıştığını savunarak, "Kendisinin abisi olduğunu söyledi. Şahsı 'Sadık' ismiyle tanıdık. Daha sonra ben gerçek isminin Cemal olduğunu öğrendim. Kötüce, şahsın ABD'de yaşadığını, Fetullah Gülen'e oldukça yakın bir kişi olduğunu, kendisiyle birebir görüştüğünü söyledi. Ramazanda birlikte itikafa girdiklerini söylemişti." beyanını verdi.
Karlov suikastı olduğu sırada görevine devam ettiğini, olay sonrasında inceleme başlattıklarını belirten Akalın, "Şahsi görüşüm bu işin içerisinde FETÖ terör örgütü vardır. Ancak bu örgütün işin ne kadar içerisinde olduğunu bilemiyorum. Mevlüt Mert Altıntaş'ın psikolojik sorunları olan bir şahıs olduğunu, örgüt tarafından bu sebeple seçilmiş olabileceğini düşünüyorum." diye konuştu.
Akalın, büyükelçilik ve Karlov'un güvenliğiyle alakalı bilgilerin, 17 Şubat 2016'daki Merasim Sokak'taki patlamadan sonra istendiğini ifade etti.
"Bilgilerin doğrudan doğruya Gülen'e aktarıldığını düşünüyorum"
Akalın'ın sözünü ettiği Kötüce ise savcılık ifadesinde şunları söyledi:
"Cemaat içerisinde abim olan 'Sadık' kod isimli Cemal Karaata benden Rusya Büyükelçiliği ile alakalı bilgiler istemişti. Bunun üzerine ben de 'Vedat' kod isimli Vehbi Kürşad Akalın'dan buna ilişkin bilgiler almıştım. Daha doğrusu şahsın getirdiği bilgileri laptopuma işlemiş ve 'Sadık' kod isimli şahsa teslim etmiştim. 'Sadık'ın istediği bilgiler arasında büyükelçinin kimler tarafından korunduğu, koruma kullanıp kullanmadığı gibi bilgilerle, genellikle büyükelçi ile alakalı bilgiler vardı. Bu bilgiler benden, Rus uçağının düşürülmesinden sonra istenmişti. Yanılmıyorsam 2016 bahar aylarındaydı. Yine 'Sadık' kod isimli şahıs benden Rusya Büyükelçiliği içerisinde çalışan ajanların etnik kökenlerini ve bildiği dilleri sormuştu. Benden istenen bütün bilgileri Vehbi'nin bana aktarması üzerine programa yazarak 'Sadık'a verdim."
"Sadık" kod adlı Cemal Karaata'ya bu bilgilerin nerede kullanılacağını birkaç kez sorduğunu, onunsa "Hocam, işin olmayan konulara karışma" dediğini iddia etti.
Kötüce, "Hatta bir keresinde 'Sadık' kod isimli şahıs ABD'ye gittiğini, Fetullah Gülen'e arz edeceği konular olduğunu ve hususları arz ettiğini söylemişti. Bu sebeple ben toplanan bilgilerin doğrudan doğruya oraya aktarıldığını düşünüyorum." ifadesini kullandı.
BİLGİLER GÜLEN'E GİTMEDEN KARAR VERİLMEZ!
Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e bilgiler gitmeden herhangi bir karar verilebileceğini düşünmediğini belirten Kötüce, "Uygulamada Fetullah Gülen, belirtilen bilgileri dinledikten sonra verdiği kararı ilgilisine iletmektedir. İşleyişin bu şekilde olduğunu düşünüyorum ve biliyorum. Örgüt içerisinde Gülen'in bilgisi ve izni dışında karar alınması durumu söz konusu değildir. Bu husus örgütün yapısına terstir. 'Sadık' kod isimli şahsın darbe sonrasında ülkeden kaçtığını ve ABD'ye gittiğini duymuştum." beyanını verdi.