EMSAL NİTELİĞİNDE İDDİANAME
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) tamamı kripto olan askeri mahrem yapılanması tarafından kullanılan 'askeri şifreli haberleşme yöntemini' ortaya çıkararak bir ilke imza atan Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kez örgütün üniversiteleri âdeta bir örümcek ağı gibi nasıl ele geçirdiğini çarpıcı detaylarla ortaya koydu. Tekirdağ Cumhuriyet Savcısı Emrah Yıldırım, hâlen görevde olan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Rektörü Osman Şişmek hakkında "Örgüt İçindeki Hiyerarşik Yapıya Dahil Olmamakla Birlikte, Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etmek" suçlamasıyla 98 sayfalık bir iddianame hazırladı. 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianamedeki detayların ankesör sisteminde olduğu gibi Türkiye'deki diğer bütün üniversiteler için de emsal teşkil etmesi bekleniyor.
4 ADIMDA ÖRGÜTSEL ÇEMBER
İddianameye göre, örgüt tüm Türkiye'de uyguladığı uygulamayla ele geçirmek istediği üniversitenin ilk etapta rektörünü kendi üyelerinden yada da rahatça kullanabileceği kişilerden seçtiriyor. Ardından da tüm üniversiteyi kontrol altına alabilmek için de akademisyen alımlarında 'Üniversitede Göreve Başlamaya ilişkin Örgütsel Çember' sistemini devreye sokuyor. Savcı Yıldırım'a göre FETÖ üyesi olmayan akademisyenleri baskı ve idari yaptırımla üniversiteden uzaklaştıran Rektör Osman Şimşek'in katkısıyla örgüt, NKÜ'de hakimiyetini kurarken şu 4 adımı takip etti:
* Rektör Osman Şimşek, ilk etapta şahsa özel, şahsı tarif eden, spesifik ilan çıkarıyor.
* Bu ilana sadece FETÖ iltisaklı, hedeflenen şahıs başvurabiliyor. Yani bu ilan kişiye özel.
* İlana başvuran örgüt üyesi akademisyen adayı için yine örgüt üyesi akademisyenlerden oluşan jüri oluşturuluyor.
* Son adımda ise, jüri değerlendirmesi sonucu sözde başarılı bulunan akademisyen için kadrosuna atanmasına ilişkin durumunu inceleyecek ve bilimsel niteliklerini tespit edecek üniversiteler arası kurul öğretim üyeleri, rektör tarafından FETÖ'cülerden oluşturuluyor. Bu kurul akademisyen adayı için olumlu görüş belirtir rapor düzenliyor. Böylece birçoğu FETÖ üyesi olan ilgili fakülte yönetim kurulunca akademisyenin NKÜ'ye kabulü yapılıyor.
Örgütsel Çember yöntemiyle alınan FETÖ'cü akademisyenlere örnekler:
* NKÜ'de 2015 yılı rektör seçimi öncesi Osman Şimşek için oy toplayan Volkan Ertürk'ün Yardımcı Doçentlik başvurusu:
Rektörlük, 'Yardımcı Doçent' kadrosu için "Osmanlı'da şehir tarihi konusunda çalışmış olmak" ilanı çıkardı. Yalnızca bir kişi başvuru yapabildi. O da FETÖ üyesi Volkan Ertürk'tü. Üniversiteler arası kurula Prof. Dr. Ali Arslan, Doç.Dr. Erdoğan Keskinkılıç ve Doç. Dr. İsmail Mangaltepe üye olarak atandı. Ertürk hakkında hakkında , 'Yardımcı doçent kadrosuna atanmasının uygun olacağı' yönünde kişisel rapor düzenleyen bu 3 isim FETÖ ile ilişkiliydi ve İstanbul'da haklarında soruşturma yürütülüyordu.
* NKÜ'de 'akil abi' olduğu saptanan FETÖ'cü Mustafa Kulaç'ın profesörlüğe başvurusu:
Rektörlük, 'dermatoloji' kadrosu için, 'Yara iyileşmesinde curcumin'in etkisi üzerinde çalışmış olmak'' ilanı çıkardı. Yalnızca Mustafa Kulaç başvurabildi. Rektörün atadığı Prof. Dr. Teoman Erdem, Prof. Dr. Sezai Şaşmaz, Prof. Dr. Mustafa Atasoy, Prof. Dr. Ömer Çalka ve Prof. Dr. Cevdet Altınyazar'dan oluşan heyet, 'kadroya atanması yerinde, isabetli olur' raporu düzenledi. Tüm bu isimlerin FETÖ'yle ilişkisi tespit edildi.
* Hakkında hâlen FETÖ'den soruşturma devam eden Hatip Aydın'ın Yardımcı Doçent kadrosuna alınması:
Rektörlük, 'tıbbi genetik alanında uzmanlık yapmış, Array CGH dizaynı ve uygulaması konusunda deneyim sahibi olmak' ilanı çıkardı. Yalnızca Hatip Aydın başvurdu. Jürisinde FETÖ ile ilişkisi bulunan Prof. Dr. Metin Donma, Doç. Dr. Cevat Aktaş ve Yrd. Doç. Dr. Buğra Zengin yer aldı. Rektörün atadığı komisyonda ise FETÖ bağı tespit edilen Prof. Dr. Oğuz Aslan Özen, Prof. Dr. Tahsin Yakut ve Prof. Dr. İbrahim Pirim görev aldı. Heyet olumlu rapor düzenledi. Yine Aydın'ın NKÜ'ye alımına ilişkin yönetim kurulunda Prof. Dr. Oğuz Aslan Özen, Prof. Dr. Ahmet Gürel, Prof. Dr. Mustafa Kulaç, Prof. Dr. Burhan Turgut, Doç. Dr. Cevat Aktaş, Doç. Dr. Recep Alp ve Doç. Dr. Aşkın Onur vardı. Bu isimlerin de FETÖ bağlantısı saptandı.
* Askeri mahrem abi olduğu tespit edilen Mustafa Erboğa'nın Yardımcı Doçent kadrosuna alınması:
Rektörlük, 'Yrd. Doç. Kadrosu' için 'Tıp Histoloji ve Embriyoloji alanında doktora yapmış, Plesenta gelişimi üzerinde çalışma yapmış olmak' ilanı çıkardı. İki kişi başvurdu, biri sınava girmedi. Mahrem abi Erboğa için oluşturulan jüride Oğuz Aslan Özen (Mahrem Asker Abisi), Ramazan Uygur ve Cevat Aktaş adlı akademisyenler yer aldı. Üniversiteler arası kurulda ise Turan Karaca, Cevat Aktaş ve Mehmet Kanter (Enes Kanter'in babası) yer aldı. Erboğa'nın dosyası da 'uygun' görüldü.
ENES KANTER'İN BABASI TRANSFER EDİLDİ
* FETÖ'cü basketbolcu Enes Kanter'in babası Mehmet Kanter'in İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden NKÜ'ye transferi:
Rektör Şimşek ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi arasında ''Ortak Lisansüstü Program Açılmasına İlişkin Protokol" imzalandı. Bu kapsamda, Histoloji ve Embriyoloji yüksek lisans programının 2015-2017 arasında ders vermek amacıyla Mehmet Kanter'e görev verildi. Aynı görevlendirmelerde haklarında FETÖ ilişkisi iddiasından dolayı soruşturma bulunan akademisyenler Cevat Aktaş ve Mustafa Erboğa (Mahrem imam) görevlendirildi. Protokol kapsamında Kanter, bu yüksek lisans programına başvuran adayların bilimsel değerlendirme sınavını yapacak jüride görev verildi.
ÜNİVERSİTELER DE MAHREM YAPI
İddianamede, üniversitelerin FETÖ'nün gözünde çok önemli bir yere sahip olduğu ve devlete sızmada kullandığı 'Altın Nesil'in buralarda yetiştiğine vurgusu yapılarak, "Örgütün, üniversite yapılanmasını tıpkı Hakim-Cumhuriyet Savcısı, asker, polis ve MİT yapılanması gibi mahrem tuttuğu tespit edilmiştir." denildi.
ÜNİVERSİTELER TEMİZLENMEDEN ÖRGÜT BİTMEZ
İddianamede örgüt için para ve insan kaynağının hayati önemde olduğuna da yer verildi: "Örgütün en önemli insan kaynağı olan üniversitelerin bu hain örgütten temizlenmemesi halinde örgütün sonlandırılamayacağı, örgütün insan ve para kaynağının devam edeceği ve en iyi yaptığı sinsice devlete sızma ve bu sızma için eleman/üye yetiştirmeye devam edeceği aşikardır. İddianamede, FETÖ'nün üniversiteleri 'mahrem yapı' olarak kabul ettiğini gösteren ByLock yazışmalarına da yer verildi.
"DAHA FAZLA KADROLAŞMALIYIZ..."
NKÜ'deki FETÖ'cü kadrolaşmanın 17-25 Aralık 2013'ten sonra da hız kesmeden devam edildiğini gösteren çok önemli bir mail savcılık tarafından ele geçirildi. FETÖ'cü akademisyen Volkan Ertürk'ün diğer örgütçü akademisyen Mahmut Recep Keleş'e yazdığı mail şöyle:
"Selamun aleyküm Mahmut'cum, Gittikçe gençleşiyorsun bilmem farkında mısın. Daha fazla kadrolaşmamız lazım, hocaya ben anlatıyorum sen de anlat. Edebiyatta dengeler hâlâ aleyhimizde. Kadrolaştığımız üç bölüm var: Tarih, coğrafya (Bu bölümdeki kadrolaşma aşağıda tespit edilerek açıklanmıştır), sosyoloji. Aman gözünü seveyim Mahmut. Seçim öncesi hocayı zora sokmayalım. Malum Cumhurbaşkanı çok hassas bu noktada. Hoca bize güveniyor güvenini zedelemeyelim. İlk kriterimiz şu anki şartlarda ilim değil Mahmut. Unutma, her halükarda kadrolaşmamız lazım... Hocanın arkasında sağlam durmamız lazım, desteğimizi her daim iletmemiz lazım, muhtemelen oyları bölmek isteyenler çıkacak ama açıkça tarih bölümü eşittir Osman Şimşek hoca. Lisanen söylememiz lazım her yerde korkmadan çekinmeden, burada dimdik durmamız lazım. Burhan hoca yanlış yapabilir. O noktada tavrımızın net olması lazım, diyebilir. Ben AK Parti' nin desteğini aldım, yok Cumhurbaşkanı'nı aldım. Ne olursa olsun bizi buraya Osman Hoca getirdi. İhanet bizim lügatımızda olmaz Burhan Hoca'ya ekmek çıkmaz bizim bölümden ''