Zekai Aksaklı'yı kaçırmak isteyen ekibin başındaki kişi olan eski Kurmay Albay Fatih Yarımbaş ve diğer sanıkların yargılandığı Akıncı Üssü Davası'nın görülmesine Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce devam ediyor. Dava dosyasına, sanıkların tek tek güvenlik kameralarından elde edilen dijital verileri ile ev ve üst aramalarında ele geçirilen materyal incelemelerini içeren bilirkişi raporu girdi. Raporda, Zekai Aksakallı'nın, Gazi Orduevi'ndeki düğününden çıktıktan sonra takip edilmesi ve darbeciler tarafından önünün kesilmesi, Aksakallı ve eşinin darbecilerin elinden kurtularak uzaklaşması, güvenlik kamera görüntülerinden elde edilen fotoğraflarla detaylı bir şekilde anlatıldı.
AKSAKALLI O ANLARI İFADESİNDE ANLATMIŞTI
Aksakallı, yaşadığı o anları savcılık ifadesinde şöyle anlatmıştı:
"Bir arkadaşımın kızının düğünü olması nedeniyle karargahtan ayrılıp evime gittim. Saat 20.00'da Beştepe'de bulunan Gazi Orduevi'ndeki düğüne gitmek üzere eşim ve araç şoförü Aykut Yurtseven ile sivil makam aracımla evden çıktık. Saat 20.15 sularında salona ulaştık. Düğün bitimi saat 21.30 sularında düğün salonundan çıkarken kapının önünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi gördüm. Elinde telefon ile bir yeri aramaya çalışıyordu. Bana, 'Genelkurmaya ulaşamıyorum, herhalde siber saldırı var? Nedir?' dedi. Sivil araca binerek orduevinden ayrıldık. Orduevinden anayola çıkışa yaklaşık 30-40 metre kala yamaç olan yolda siyah renkli Mercedes Vito marka bir minibüs hızla yanımızdan geçerek ani frenle önümüzde durdu. Bulunduğum araç da ani fren yaparak, Vito'nun arkasında tampon tampona sarsıntılı bir şekilde durdu. Aynı zamanda arabanın soluna gri renkli bir binek araç yaklaştı. Vito'dan inen sivil giyimli iki kişi, oturduğum sağ arka kapıya yaklaşarak, camdan 'bizimle geleceksiniz' dedi. Bu iki kişinin birinin elinde silah vardı ve silahı yere doğru tutuyordu. Kapıyı açıp araçtan inmeye çalışan şoförüme 'araçtan inme, kapıları kilitle' talimatı verdim. Camdan onlarla konuşurken kolumu çekiştirdiler. Bunun üzerine eşim yanımdan önüme atlayınca sol kolundan yaralandı. Bunun üzerine 'şerefsizler durun geliyorum' diyerek sağ arka kapıyı açarak inecek gibi yaptım. Sağ ayağımla öndekine tekme atınca, ikisi birden sendeledi. Geri viteste bekleyen şoförüm hızlı hareket edince kıskaçtan kurtulduk. İleride kavşakta bekleyen üçüncü bir araç olduğunu fark ettim. O da yolu yarım kapatmıştı, o araçtan da sıyrılarak ana yoldan Çukurambar istikametine doğru ilerledik. Elinde silah olan kişi Kurmay Albay Fatih Yarımbaş olduğunu daha sonra anladık. Olaydan sonra aracın tamponunda bir adet kurşun deliği olduğunu tespit ettik."
'ARAÇ BİR GÜN ÖNCE KİRALANMIŞ, ANCAK KİRALAYAN BELLİ DEĞİL'
Raporda, Aksakalı'nın da ifadesinde söylediği, Mercedes Vito aracın 34 LV 2544 plakalı olduğu, 2-11 Temmuz 2016 tarihinde İstanbul'da bir araç kiralama firmasından N.K. adlı kişi tarafından kiralandığı, olay tarihinde kime kiralandığı konusunda bilgi bulunmadığı anlatıldı. Aracın Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) kiralanıp kiralanmadığı yönündeki bilginin ise mahkemece TSK'dan istenilebileceği belirtildi. Aksallı'yı takip eden ikinci aracın ise beyaz renkli Volvo marka bir araç olduğu ve aracın değişik kamera açılarından alınan görüntülerle plakasının 06 DU 0294 plakalı, sade bir vatandaşa ait olduğu ancak yapılan araştırmada bu şahsın oğlunun KHK ile görevinden ihraç edilen Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanık olan Murat Balcı olduğunun belirlendiği anlatıldı. Olayda kullanılan 3'üncü aracın da Toyota marka olduğu belirtildi.
OLAY TSK'NIN TEAMÜLLERİNE AYKIRI BİR ŞEKİLDE CEREYAT ETTİ
Bilirkişi, raporda yer verdiği görüşünde, Aksaklı'ya yönelik eylemi farklı kamera açılarından analiz ettiklerini anlatarak, "Koyu renkli minibüs sollama yasağının olduğu yerde, bir aracı tehlikeli bir şekilde sollayarak, ileri bir noktada Zekai Aksakallı'nın bulunduğu aracı tehlikeye düşürecek bir şekilde önüne geçmek suretiyle kapama yaparak bloke ettiği tespit edilmiştir. Başından sonuna kadar izlenilen akar görüntülerde planlı bir eylemin gerçekleştiği izlenmiştir. Olayın, TKS'nın hiyerarşik emir komuta zincirindeki teamüllere aykırı bir şekilde astların üstlerine fiziki müdahalesi şeklinde cereyan ettiği izlenmiştir. Bu olay akışı içerisinde, eylemde yer alan astların hiç esas duruşta/hazırolda ya da emir bekleme veya üstüne arz pozisyonunda beklemediği izlenmiştir" ifadelerini kullandı.
Sanık Fatih Yarımbaş ise mahkemede verdiği ifadesinde komutanı kaçırmak için gitmediklerini belirterek, "Bizim için esas olan komutanın güvenliğini sağlamaktı" demişti.
MİLLETVEKİLLERİ MÜŞTEKİ OLARAK DİNLENECEK
Öte yandan duruşmanın bugünkü celsesine, Ak Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta ve bir grup milletvekili gelerek, davaya müdahillik için dilekçe verdi. Davada, olay gecesi TBMM'yi terk etmeyen milletvekillerinden bazıları dinlenecek.