Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı, eski Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi Faruk Kaymakçı, yeni görevine atanmasından dolayı Brüksel'deki Daimi Temsilcilik Konutu'nda düzenlenen veda resepsiyonunda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik süreciyle ilgili açıklamalar yaptı. İHA'ya konuşan Kaymakçı, 7 Ağustos 2018 tarihinde Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevine atandığını hatırlatarak, "Ben aslında o dönemde Türkiye'de büyükelçiler konferansı için bulunuyordum. Dolayısıyla Brüksel'deki eski görevime dönme fırsatım olmadı. Yaklaşık üç ay aradan sonra Brüksel'e geri geldim. Fiilen vedamı şu anda gerçekleştiriyorum" dedi.
"TÜRKİYE'Yİ AVRUPA'NIN MERKEZİNDE OLMASINI SAĞLAMAK"
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinin Türkiye'nin dış politikasında en öncelikli, en stratejik politikalardan bir tanesi olduğuna dikkat çeken Kaymakçı, "Dolayısıyla Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci gibi önemli bir alanda çalışıyor olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Bunun aslında Türkiye'de halkımızın da benimsediği, ilerlemek Türkiye'yi daha güçlü bir noktaya getirmek Türkiye'yi Avrupa'nın merkezinde olmasını sağlamak açısından çok önemli bir süreç olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra yeni bir dönem başladı. Artık Türkiye normalleşen, reform yapan ve AB uyum sürecinde üzerine düşen çalışmaları yerine getiren bir ülke haline dönüştü. Bu sürecin Türkiye'yi tam üyeliğe götürmesini diliyoruz. Avrupa ülkeleriyle ilişkilerimizde de önemli gelişmeler oldu. Bazı ülkelerde gerginlikler yaşanmıştı ama bu dönemler geride kaldı" diye konuştu.
"AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİK SÜRECİ ÖNEMLİDİR"
Artık Türkiye ile Avrupa arasında pozitif bir ajanda üzerinde çalıştıklarının altını çizen Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakçı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bunun hem Türk halkının çıkarları için önemli olduğunu düşünüyoruz hem de Avrupa'nın istikrarı ve barışı için de önemli olduğunu düşünüyoruz. Benim söylediğim şu; Türkiye siyasi olarak, coğrafi olarak, ekonomik olarak siyaset sisteminin döngüleri açısından Avrupa kıtasının bir parçasıdır. Bugün Avrupa kıtasının karar alma mekanizmasına dönüşmüş Avrupa Birliği içerisinde Türkiye'nin olmamak gibi bir durumu söz konusu olamaz. Çünkü Türkiye zaten bu kıtanın parçasıdır. Dolayısıyla karar alma mekanizmasında da olması gerekiyor. Bunun için Avrupa Birliği üyelik süreci önemlidir. Umarız bu süreç sonunda hem Türkiye'nin hem Avrupa'nın yararına olacak bir noktaya ulaşacağız. Burada AB Parlamentosu, AB Komisyonu, AB Konseyi ve AB üyelerinin büyükelçiliklerinden dostlarımızla bir görüşme fırsatı bulduk. Üyelik koşullarını yerine getirecek ve Avrupa sistemi içerisinde kurallara uygun olarak yer alacak bir Türkiye'nin AB'ye üye olması gerektiğini savunan insanlar buradaydı. Değişik siyasi partilerden de temsilciler vardı, Hristiyan demokratlar, sosyal demokratlar, liberaller ve yeşiller gibi. Hepsinin mesajı, üyelik koşullarını yerine getiren bir Türkiye Avrupa Birliği'nde yer almalıdır. Dolayısıyla biz dostlarımızdan aldığımız bu cesaretle reform sürecini hızlandırmaya çalışacağız."