İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık İlhan Karagöz ve avukatı katıldı.
Duruşmada savunma yapan ve zaman zaman Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuyan Karagöz, bazı edebiyatçılardan alıntılar yaparak mahkeme heyeti başkanına sorular yöneltti.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanının "Benim üzerimden savunma yapma. Eski hakimsin, nasıl savunma yapman gerektiğini biliyorsun." diyerek uyardığı Karagöz, "Dikkat çekmek için bu şekilde savunma yapıyorum." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı da "Burası şov yeri değil." dedi.
Savunmasına geçen Karagöz, darbe girişiminde bulunulacağını bilmediğini öne sürdü.
Darbe girişiminden 11 gün önce verdiği bir kararda, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile ilgili kullandığı "mehdi" nitelemesine ilişkin de konuşan Karagöz, "Mehdiliği, birçok kez izlediğim Adnan Oktar'ın televizyon sohbetlerinden öğrendim ve kendimi buna kaptırdım. 'Adnan Hoca' olarak bilinen, kendisi ve sevenlerinin çoğu şu an tutuklu olan Adnan Oktar." dedi.
Mahkeme heyeti sanığın savunmasına bir sonraki celse devam edilmek üzere duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ''Balyoz davasında bilirkişilik'' yapanlara yönelik hazırladığı iddianamede, "Balyoz Planı" davasından beraat eden Deniz Kurmay Albay Ali Yasin Türker'in sunduğu dilekçeye yer verildi. Dilekçede, sanıkların tutuklama nedeni olarak, dosyadaki 19 adet CD ile ilgili TÜBİTAK'ta görevli bilirkişiler Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi tarafından 19 Şubat 2010'da yazılan bilirkişi raporunun gösterildiği, raporun eksik ve hatalı olduğu aktarılmıştı.
O dönem TÜBİTAK'ta Bilişim Sistemleri Grubunda araştırmacı olarak görev yapan sanık Erdem Alparslan ile TÜBİTAK'ta baş uzman araştırmacı olarak görev yapan sanıklar Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi'nin eksik ve yanlış bilirkişi raporu düzenledikleri öne sürülen iddianamede, sanıkların "görevi kötüye kullanmak" suçundan birer yıldan üçer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. "Balyoz Planı" davasından beraat eden 163 kişi tarafından müdahillik talebinde bulunulmuştu.
İddianameyi kabul ederek yargılama başlatan İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi eski hakim İlhan Karagöz, davanın duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık taraf avukatlarının haberi olmadan, ramazan bayramının arife gününe denk gelen 4 Temmuz 2016 gününe duruşma açarak, davaya ilişkin gerekçeli karar yazdırmıştı.
Karagöz, medyanın gündemine de giren ve davanın reddedilmesi hükmünü kurduğu 572 sayfalık "ilginç" kararında, FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen hakkında "mehdi" nitelemesinde bulunmuş, ayrıca başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadeler kullanmıştı.
KARAGÖZ'ÜN BU KARARI, "DARBE MESAJI" OLARAK NİTELENDİRİLMİŞTİ
Karagöz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle bazı hakim ve savcılar hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında, tedavi gördüğü Bursa'da gözaltına alınmış, sevk edildiği nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince, 22 Temmuz 2016'da tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eski hakim İlhan Karagöz hakkında hazırlanan 106 sayfalık iddianamede, darbe girişiminden 11 gün önce verdiği kararda TSK'yı hükümete yönelik darbeye çağıran Hakim Karagöz'ün, FETÖ'nün "uyuyan hücrelerinden biri" olduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Karagöz'ün yazdığı kararla silahlı terör örgütü üyelerini bir an evvel "amaç suç" için harekete geçirmeye ve azmettirmeye çalıştığı, yargıyı bir silah gibi kullandığı belirtilerek, sanık Karagöz hakkında ''anayasayı ihlal'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.?
YENİ HAKİM, KARAGÖZ'ÜN KARARINI YOK SAYDI
Tutuklanan ve hakkında dava açılan Karagöz'ün yerine İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesine atanan Hakim Hakan Özer, 23 Eylül'deki davanın 13. duruşmasında verdiği kararla, "Daha önce verilen kararda Ceza Muhakemesi Kanunu'nun hiçbir usul kuralına uyulmadığı, kararın dosyayla ilgisinin bulunmadığı ve hakim Karagöz'ün HSYK kararıyla görevden uzaklaştırıldığı" gerekçeleriyle 4 Temmuz tarihli kararının yok hükmünde sayılmasına karar vermişti.