Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin, sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davada, sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanık eski kurmay yarbay Özcan Kurt savunma yaptı.
Genelkurmay Harekat Başkanlığına 2012'de proje subayı olarak atandığını, 13 Nisan 2016'da nisan atamalarıyla Afganistan'da tabur komutanı olarak görevlendirildiğini ifade eden Kurt, olay günü Genelkurmay'a birliğinden ilişiğini kesip eşyalarını toplamaya gittiğini savundu.
15 Temmuz'da gerekli evrakları temin etmeye çalıştığını ve mesai arkadaşlarıyla vedalaştığını anlatan Kurt, komutanlarının mesaiye kalması yönündeki emri nedeniyle kışlada kaldığını ifade etti.
İşlerini bitirip çıkmaya hazırlandığı sırada silah sesleri duyduğunu ve bahçeye çıktığını dile getiren Kurt, askeri personelin emniyeti sağlamaya çalıştığını gördüğünü, silah seslerinin devam etmesi nedeniyle daha güvenli olduğunu düşündüğü sosyal tesisler bölgesine geçtiğini kaydetti.
O dönem yaşananlar nedeniyle bir terör saldırısı olabileceği düşüncesiyle hareket ettiğini ileri süren Kurt, etrafta gördüğü silahlı askerlerin terör olaylarına müdahale eden personel olduğunu düşündüğünü öne sürdü.
Sanık Kurt, çatışma ortamından çekindiği için silah seslerinin azaldığı bir anda odasına geçtiğini, hedef olmamak için televizyonu ve ışığı açmadığını ileri sürdü. Kurt, askeri hattan eşini arayıp iyi olduğunu söylediğini, amirlerine ise ulaşamadığını iddia etti.
Darbecilerle hareket etmediğini, kendini olayların içinde bulduğunu ve Genelkurmay'da mahsur kaldığını savunan Kurt, darbe girişimiyle ilgili ilk bilgileri sabah saatlerinde televizyondan öğrendiğini savundu.
Kaos ve panik ortamından dolayı kimseye müdahale edemediğini ileri süren Kurt, savunmasına şöyle devam etti:
"O anda kimin darbeci kimin karşı tarafta olduğunu bilemedim. Hakkımda somut delil yok. Yaşananların ne olduğunu anlamaya çalıştım. Olayları terör saldırısı zannettim. Sırf mesaiye kaldığım için tutuklandım."
Eski kurmay yarbay Kurt, o gece kanunsuz hiçbir emir almadığını ve vermediğini, darbe faaliyetlerine katılmadığını, FETÖ mensubu olmadığını savundu.
"POST TRAVMATİK STRES ALTINDAYDIM"
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski yarbay Özgür Solakoğlu da sosyolog olduğunu, Genelkurmay Başkanlında sosyoloji danışmanı olarak görev yaptığını dile getirdi.
Olay tarihinde önemli bir evrakı arz etmek için mesaiye kaldığını iddia eden Solakoğlu, ilerleyen saatlerde sesleri duyup ne olduğunu merak ettiği için Genelkurmay Başkanlığı girişindeki odasından çıktığını, korumalar da dahil birçok kişiye ne olduğunu sorduğunu ancak darbe girişimine ilişkin bir şey öğrenemediğini söyledi.
Darbecilerle hareket etmediğini, odasının bulunduğu koridordan başka bir yerde bulunmadığını savunan Solakoğlu, saat 02.00 sularında sivil kıyafetlerini giyip kışladan ayrılmak istediğini, 05.00 sularında Genelkurmaydan ayrılabildiğini beyan etti.
"Darbenin başarısız olduğunu anladıktan sonra kışladan ayrıldığı" yönündeki suçlamayı kabul etmeyen Solakoğlu, Genelkurmay'dan ayrıldığı saatlerde halen darbeye yönelik faaliyetlerin sürdüğünü aktardı.
Gürcistan'a kaçmaya çalışırken yakalandığı yönündeki suçlamaya ilişkin de savunma yapan Solakoğlu, kışladan ayrıldıktan sonra güvenli olacağını düşündüğü komşularının Artvin'in Hopa ilçesindeki yazlığına gittiğini belirtti. Kısa süre burada kaldıktan sonra Ankara'ya dönmek için gittiği otobüs terminalinde yakalandığını öne süren eski kurmay yarbay Solakoğlu, "Yurt dışına kaçma niyetim yoktu. Ankara'ya dönmeyi planlamıştım. Pasaportum ve kimliğim yanımda değildi. Korku ve panik içindeydim. Sağlıklı karar verme sürecinden uzaklaşmıştım. Fiziksel ve ruhsal çöküntü yaşıyordum. Post travmatik stres altındaydım. Hala bazı ilaçları kullanıyorum." ifadelerini kullandı.
Sanık Solakoğlu, hakkındaki suçlamaları reddederek beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.