Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti'nin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Erdoğan konuşmasında CHP lideri Kılıçdaroğluna yüklenerek, "CHP, en kritik dönemlerde Türkiye'nin yeminli düşmanlarıyla aynı safta yer alıyor" dedi. Erdoğan şunları söyledi:
MUKADDES YÜKÜN HAMALI
"İnsanlar gibi ülkeler ve partiler de sınamalara maruz kalırlar. Gün oldu sokaklarımızı karıştırmak istediler. FETÖ ihanet şebekesini kullanarak ülkemizi işgal etmek istediler. Bizim sıkıntımız her hangi bir konudaki yanlışımızın ifadesi edilmesi değil. Biz, en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onların bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan mustaribiz.
HEP DÜŞMANLARLA AYNI SAFTA
Bizi en çok üzen, bu ülkede siyasi alternatif konumunda bulunması gereken bir partinin her defasında Türkiye'nin düşmanlarıyla aynı safta yer almasıdır. Gezi olaylarında vandallarla mücadele ediyoruz, CHP'yi onların yanında görüyoruz. FETÖ ile mücadele ediyoruz. CHP'yi, onların yanında görüyoruz.
Atatürk Havalimanı'na iniyoruz, meğer 2-2.5 saat önce Bay Kemal oraya geliyor ve tanklar öncülüğünde bindiriliyor bir otomobile, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidiyor ve darbeyi kahvesini yudumlayarak izliyor. Sen böyle bir adamsın, korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne yerlisin.
MİLLETİM ARTIK YUTMUYOR
Terör örgütlerinin üzerine yürüyoruz, CHP'yi yine karşı safta görüyoruz. Uluslararası alanda ülkemizin şerefinin, haysiyetinin, itibarının müdafaası için var gücümüzle çalışıyoruz, CHP'yi yine yeminli düşmanlarımızın diliyle bize saldırırken suç üstü yakalıyoruz. Ama artık milletim yutmuyor. 'Hangi yüzle sen buraya geldin?' demeye başladılar.
Anamuhalefet partisi her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafın yanında belirleyerek, hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Bunun adı muhalefet değildir, fırsatçılık bile değildir. Olsa olsa alçaklıktır.
Türkiye, 1960 darbesinin ardından IMF'nin pençesine düşmüş ve AK Parti'ye kadar da kurtulamamıştır. İlk IMF anlaşmasının altında darbe yönetiminin başı Cemal Gürsel'in, onu takip eden 4 anlaşmanın altında da devrin İnönü'nün imzası vardır Bay Kemal, bunu da öğren. Gezi olayları ile başlayan ve halen yaşadıklarımızı IMF boyunduruğundan kurtulmamızdan bağımsız kabul etmiyorum.
ELİNDEKİ TÜRK DEĞİL ABD BAYRAĞI
(1940'lı yıllara ait kupürleri göstererek) İnönü'yü görüyorsunuz, elindeki bayrak Türk bayrağı değil, Amerika bayrağıdır. Bunların geçmişi hep böyle. Dün neydi ki bugün ne olacak. Bunu elinde niye taşıyor. Bu bir teşekkürname. Şu anda güneyimizde ABD'nin kokartlı komandoları teröristlerle yan yana. Kim onlar? PYD, YPG, PKK. Bunlar kiminle kol kola. CHP ve HDP ile kol kola. Bunlara karşı mücadeleyi veren ise benim Mehmedim.
8 şehidimizin sorumlusu PKK değil mi? Onların perde arkasında kimler? HDP, CHP değil mi? Bunların en ufak bir rahatsızlığını duyduk mu? Yok."
KAYIP SUUDİ GAZETECİ: TAKİPÇİSİYİM
"Savcılık şu anda bu işin takibinde. Özellikle İstanbul'a giriş çıkışlar inceleniyor. Bu olayın ülkemizde olmuş olması çok üzücü. Cemal Bey benim çok eski tanıdığım gazeteci. Ben hâlâ olumlu düşünüyorum. İnşallah o arzu etmediğimiz durum ile karşı karşıya kalmayız. Ben de Cumhurbaşkanı olarak bu işin takibindeyim. Emniyet teşkilatımız konuyu takip ediyor ve bir neticeye vardıracaktır. Buradan çıkacak sonuç neyse dünyaya bizler bildireceğiz. Büyükelçiliğe giriş-çıkışlar, havalimanından geliş-gidişler hepsi inceleniyor."
CEZAEVLERİ BOŞALSIN DİYE AF ÇIKARILMAZ
"MHP'nin
teklifi kendisine aittir. Biz AK Parti olarak nasıl bir teklifle karşısına çıkarız, nereye kadar yaklaşırız, bunların hepsi arkadaşlarımızın çalışmasından sonra ortaya çıkacak. Af meselesinde bizim öncelikli ölçümüz maşeri vicdandır. Geçmişte çok aflar çıkarıldı. 'Bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz' diye düşünemeyiz. Efendim 'Cezaevleri dolmuş.' Cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz. O zaman sorarlar o cezaevlerini neden yaptın diye. Adaleti tesis hukukla olur, anlık ayaküstü düzenlemelerle değil. Adalet Bakanlığı yeni bir çalışma yapıyor. Macaristan'dan döndükten sonra brifing alacağım. Milletimizi yaralayan karar vermeyeceğiz."
IMF DEFTERİ AÇILMAMAK ÜZERE KAPANDI
"Birileri
bize IMF'den size destek verelim diyor. Şu anda ülkemize yatırım için arayıştayız. Siyasi bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlığın bedelinin de yüksek olduğunu hep birlikte gördük. Bugün Türkiye, IMF'nin kredi desteğine ve teknik yardımına ihtiyaç duyabileceği seviyenin çok ama çok uzağında. Göreve geldiğimizde 23.5 milyar dolar IMF'ye borçla devraldık. 2013'te borcu sıfırladık. Türkiye, IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır."