İzmir'de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY üyesi olduğu iddia edilen iş adamlarına yönelik düzenlenen operasyon kapsamında Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi, Abdullah Kavuk ve oğlu Metehan Kavuk, polis tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen, Gediz Üniversitesi'nin kurucularından, Orkide Yağları ve Küçükbay Şirketler Grubu'nun sahibi iş adamı Ahmet Küçükbay, Kavuklar Şirketler Grubu sahibi ve Gediz Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti eski Başkanı Abdullah Kavuk ile Şeref Kuyumculuk'un sahibi Şeref Sipahi tutuklanırken, Metehan Kavuk da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şüpheliler hakkında, İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen bugünkü duruşmasına tutuklu sanıklar Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi ile tutuksuz sanık Metehan Kavuk, sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı. Tanık olarak ifadesine başvurulan Mustafa Küçükbay, Ahmet Küçükbay'ın yeğeni olması nedeniyle tanıklık yapmama hakkını kullandı. Duruşmada tanık olarak ifade veren T.B. ise Kavuklar'a ait Çeşme'deki yazlıkta çalıştığı belirterek, şunları söyledi:
"Ben Metehan Kavuk'un çocuğunun oyun ablası olarak üç hafta orada çalıştım. Orada benim ve çalışanların telefonu çekmiyordu. Bekçiye sorduğumda, evde sinyal kesici olduğunu söyledi. Villada sauna ve havuzun olduğu bir bölüm vardı. Havuzun içinde balya balya 1 dolar vardı. Evin her yerinde dolar vardı. Ev, dolar havuzu gibiydi. Ayrıca Fetullah Gülen'in adının yazdığı kolyeler vardı. Telefonun çekmediğini ve doları eşime söylediğimde şüphelenmeye başladık. Sonra bunları telefonumla kameraya kaydettim. Bu görüntüleri kaydettiğimi fark ettiklerinde işime son verdiler. Görüntüleri paylaşmamam konusunda beni tehdit ettiler. Hâlâ da tehditler devam ediyor. Amerika'dan bir numara beni aradı ve 'Seni ABD'de de yaşatalım. Görüntüleri paylaşma, senin ve annenin evini biliyoruz. 4 aylık bebeğin var. Zaten yakında Recep Tayyip Erdoğan yıkılacak. Biz, geleceğiz' dedi. Can güvenliğim yok. Ben vatanım için her şeyi yaparım. O kadar insan şehit oldu. O insanlar Fetullah Gülen yüzünden şehit oldu."
'ERDOĞAN GİDECEK, MERAL AKŞENER GELECEK'
Çeşme'deki yazlıkta iş adamlarının katıldığı toplantılara şahit olduğunu söyleyen T.B., "Villanın zemin katında şifreli kapısı olan odada iş adamları toplantı yapıyorlardı. Masada Gülen'in kitapları vardı. Toplantıdan sonra bahçede otururlarken konuşuyorlardı. Metehan Kavuk, Point Bornova için Recep Tayyip Erdoğan'ın ruhsat vermediğini söyleyerek, 'Eninde sonunda ruhsatı verecek' dedi. Bahçede konuşurlarken ben çay kahve götürdüğümde susuyorlardı. Bir keresinde Metehan Kavuk bilgisayar başında yeni bir üye olduğunu ve 15 bin dolar kazandığını söyleyip, sevinçten halay çekmişti. Babası da 'Sus birisi duyacak' demişti. Fetullah Gülen'e üye olmak için para veriyorlarmış" ifadelerini kullandı.
SAVCI, KÜÇÜKBAY'IN TAHLİYESİNİ İSTEDİ
Tanığın ifadesinden sonra söz alan sanık Metehan Kavuk ise suçlamaların iftira olduğunu söyledi. Diğer sanık Abdullah Kavuk da tanığın anlatımları için 'paranoya' benzetmesinde bulundu.
Duruşma savcısı, esasa yönelik verdiği mütalaasında, daha önceki mütalaasını değiştirdiğini belirterek, sanıkların 'örgüt yöneticiliği' suçundan değil, 'örgüt üyeliği' suçundan cezalandırılmalarını istedi. Ahmet Küçükbay'ın etkin pişmanlık hükümlerini yerine getirdiğini söyleyen savcı, sanığın etkin pişmanlıktan yararlanarak tahliyesini, Abdullah Kavuk ve Şeref Sipahi'nin ise tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Mütalaadan sonra savunmalarını yapan sanıklar tahliye ve beraat talebinde bulundu. Duruşmaya öğle arası verildi.