Başkan Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu'nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, BM Genel Kuruluna gerçekleştirdiği hitapta Türkiye'nin küresel barış diplomasisi vizyonunu ortaya koyduğunu söyleyerek, "Dünya 5'ten büyüktür" tezini açık ve net bir şekilde ifade ettiğini belirtti.
Mevcut küresel düzenin adalet değil kaos, haksızlık ve umutsuzluk ürettiğini söyleyen Erdoğan, "Bu ana başlıkta da konuşmamı sürdürdüm. BM Güvenlik Konseyi'nin reforme edilmesi gerektiğini ısrarla söyledim. 'Tek taraflı politikalar kriz üretmektedir' dedim. Nitekim bunu acımasız şekilde yaşıyoruz. Astığım astık kestiğim kestik tarzında bir anlayışla, böyle bir yaklaşımla mesafe alınamaz." dedi.
"ABD'nin Filistine yönelik adımları doğru değil"
New York'taki ikili temaslar çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile de görüştüğünü belirten Erdoğan, "Bundan önceki Amerikan yönetimleri tarafından onlara yılda 150 milyon dolar civarında yapılan destek biliyorsunuz kesilmiş durumda. Buradaki ofislerini de kapattılar. Bu tür davranışlar, adil olma iddiasındaki bir devlete elbette yakışmıyor. Filistin devletinin şu ana kadar, özellikle Amerika'nın da içinde olduğu 520 anlaşması var. Bunun 120'si önem ifade ediyor. Özellikle de Obama dönemi bu 520 anlaşmanın önde gelen sürecini kapsıyor. Şu anki ABD yönetiminin bunları adeta yok sayması, kendine göre iptal etmesi tabii ki doğru adımlar olarak değerlendirilemez." diye konuştu.
"Mesajlarımızın dünya kamuoyunda olumlu yankılandığını düşünüyorum"
Suriye'de terörle mücadele ve mülteciler konusunda dünyanın üzerine düşeni yapması gerektiğini Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda söylediklerini belirten Erdoğan, "'Adalet dairesini yeniden kurmadan barış ve huzura kavuşmak mümkün değildir' dedik. 'Türkiye'nin izlediği küresel barış diplomasisine herkes destek ve katkı vermelidir' dedik. Bu mesajlarımızın dünya kamuoyunda olumlu yankılandığını düşünüyorum." İfadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Dünya mazlumlarının sesi olmaya devam edeceğiz"
"Biz Türkiye olarak dünya mazlumlarının sesi olmaya devam edeceğiz. Bizim ortaya koymuş olduğumuz bu küresel barış vizyonuna karşılık, ABD yönetiminin ise tek taraflı ve dayatmacı dünya perspektifini sürdürmesi dikkati çekiyor. Trump'ın küresel ticaretten Latin Amerika'ya, mültecilerden Ortadoğu'ya kadar uzanan çeşitli konularda dile getirdiği görüşler pek çok dünya liderinin tepkisini çekti. Bazıları bu eleştirileri genel kurulda dile getirdi. 'Güçlüyüm öyleyse haklıyım' mantığıyla, adil ve barışçıl bir dünya düzeni kurulamaz. Nitekim Trump'ın ekonomik durumunu, vesaireyi anlatınca salonda gülüşmeler olması, katılımcıların nasıl bir yaklaşım içinde olduklarını açıkça ortaya koymuştur."
Başkan Erdoğan, Trump'ın akşam yemeğine neden katılmadığını açıkladı
"(Trump-Erdoğan karşılaşması) Öyle bir muhabbet havasında bir karşılaşma oldu. ABD yönetiminden o malum kişiler de vardı yanında. Mike Pence olsun, Mike Pompeo olsun... Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Bolton oradaydı. Sonra hanımefendi Trump oradaydı. 'Görüşürüz' dedi ama ben akşam yemeğine gitmedim. Malum aile fotoğrafı oluyor bu toplantılarda. Öğlen yemeğinde malum yan yana masalardaydık. Onun masasında Mısır Devlet Başkanı Sisi vardı, onun için zaten o masaya gitmem söz konusu olamazdı, arkadaşlara bunu söyledik. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'la bol bol Suriye meselesini konuşma fırsatını bulduk ve oradan ayrılıp diğer görüşmelerimize geçtik."
Dünya 5'ten büyüktür kavramını bir düzenlemeyle BM Genel Kuruluna getirme girişimi olacak mı?
"Bu konuda yayımlamış olduğum kitabımı şöyle bir redakte etmeyi düşünüyorum. Gözden geçirmek suretiyle bu kitabı bütün dünyanın liderlerine göndereceğim. Daha sonra belki Türkiye'de bu liderleri davet edip, üç dört partide, dört parti de olabilir veya hepsiyle olabilir. Böyle bir sempozyum şeklinde yapabiliriz. Ne kadarı katılır onu şu an kestiremiyorum. Bunu belki kıtalar olarak düşünebiliriz. Asya, Avrupa, Afrika gibi. Onlarla bu çalışmayı yürütmemiz lazım. Yeni yönetim sistemiyle birlikte böyle bir adımı atıp onlarla bunu nasıl gerçekleştirebiliriz, konuşma planımız var. Önce tabii Almanya, Çin, Rusya, Fransa, İspanya gibi sözü nazı geçebilecek ülkelerle bu işi dar kapsamla görüşmemizde de yarar olabilir. Önce bir havayı görüp, sonra yola devam etmemiz daha doğru olur. Bize düşen önce bu adımı atmak."
"Tek silahları dolar, o da devamlı itibar kaybediyor"
"Yazılı ve sosyal medyada bu işin PR'ını yapmanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Liderler ikili görüşmelerimizde bu yaklaşımın çok yerinde olduğunu kabul ediyorlar. Ancak birçoğunda korku var. Amerika, Rusya ve Çin'e karşı mı konuşacağız gibi bir maalesef korku ve ürkme havası hissediyorum. İnşallah bunlar aşılırsa ben de BM Güvenlik Konseyi'nde yer alacağım er veya geç bana da sıra gelecek düşüncesinde olduğunu görenler böyle bir şeyi sahiplenebilirler. Buranın elinde tek silahı var, o da biliyorsunuz doları. Onun dışında kabul edilebilir yanı yok, devamlı da itibar kaybediyor."
"Trump'ın konuşmasında pek çok çelişki vardı"
"(Trump'ın BM'deki konuşması) Yaptığı konuşmada pek çok çelişkiler vardı. Mesela bazı ülkeleri sınır ötesi operasyonlarıyla suçluyor. Peki sahiplendiği İsrail ne yapıyor? İsrail 1948'de neredeydi, şimdi nerede? Diğerlerine bunu söylerken işgalci ülkelin arkasında duruyorsun. Filistinliler konusunda ise 'Verdiğim parayı artık vermeyeceğim' diyorsun. Bu tavırlar, asil, onurlu bir devlete yakışmıyor. Kaldı ki ABD'nin daha önceki liderleri bunun taahhüdünü yapmış, onun için de koskoca Birleşmiş Milletler burada kurulmuş. Başka bir yerde de kurulabilirdi. Şimdi tutup, 'Bundan sonra yüzde 25'i vermeyeceğim. Filistin'e 250 milyon doları vermeyeceğim' denilmesini anlayışla karşılamak mümkün değil. Ortada bir tutarsızlık var. Dünyanın bunu iyi değerlendirmesi lazım."
"Türkiye'nin tavrı nettir, stratejik ürünlerde geri adım atamayız"
"Brüksel'de NATO zirvesinde Sayın Trump Rusya'ya çok acayip yüklendi. Katılımcılara, 'Siz hepiniz Rusya'yı besliyorsunuz' dedi. 'Almanya olarak şu kadar para veriyorsunuz' dedi. Bizden bahsetmedi. Bize nezaket gösteriyor. Ben yine de dayanamadım. 'Sayın Başkan' dedim, 'Biz doğalgazımızın yüzde 50'sini Rusya'dan alıyoruz. Azerbaycan ve Irak ve Cezayir'den alıyoruz. Biz bunu almazsak bizim vatandaşlarımız karda kışta üşüyecek'. Ben bu itirazı yapınca, Almanya Başbakanı Merkel de çıktı. 'Doğalgazımızın yüzde 38'i alıyorum halkımı üşütemem' dedi. Yaptırımlar konusunda Türkiye'nin eskiden beri tavrı nettir. Stratejik ürünlerde geri adım atamayız."
"Gerekiyorsa Rusya'dan da Çin'den de alacağız, hatta ortak üretime gireceğiz"
"Biliyorsunuz, savunma sanayiinde de benzer tartışmalarla karşılaşıyoruz. Biz ülkemizin ihtiyaçlarını en iyi koşullarda gidermek durumundayız. Dün bir ülkenin başbakanı -ismini vermeyeceğim-, 'NATO üyesi bir ülke NATO üyesi olmayan bir yerden nasıl olur da silah alır' dedi. Ben ona 'Peki o ülke, savunmasına yönelik hiç bir NATO üyesi kendisine silah vermezse ne yapabilir' dedim. Kaldı ki S-300 alan Yunanistan'a bir söz var mı, yok. Kendisine bunları söylediğimde sustu kaldı. Dolayısıyla kusura bakmasınlar, gerekiyorsa Rusya'dan da Çin'den de alacağız. Hatta ortak üretime gireceğiz. Hazırlıklarımızı da bu istikamette yapıyoruz. Bizim şu anda Fransa, İtalya, Türkiye olarak attığımız ortak adımlar var. Aynı şekilde İngiltere ile var. Buradan kaçmıyoruz, bunları da yapıyoruz. Serbest piyasa ekonomisinin egemen olduğu yerde bir ülkenin önünü kesmek doğru değildir."
"Filistinli kardeşlerimize yardımcı olmaya devam edeceğiz"
"(Trump'ın Kudüs konusunda 2 devletli çözüm önerisi) Bu yeni planın içinde kimlerin, nasıl yer alacağı bizler için önemli. Bazı dedikodular var ama ne kadar ciddiyet kesp eder bilemiyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır gibi ülkelerin nasıl hareket edeceklerine bakmak lazım. Ürdün ne tür bir tavır sergileyecek bakmak lazım. Biz doğru bildiklerimizi yapmaya, Filistinli kardeşlerimize yardımcı olmaya devam edeceğiz."
"ABD Münbiç takvimine uymadı"
"Amerika Münbiç'te yol haritasına, takvime kesinlikle uymamıştır; PYP-YPG o bölgeyi terk etmemiştir. Bölgenin gerçek sahipleri hala oraya yerleşememiştir. Amerika burada sözünü tutmadı. 90 gündü. 90 gün aldı başını gidiyor. Bundan sonraki süreçte ne gibi gelişme olur göreceğiz."
"İdlib konusunda ABD ne der diye düşünmedik, Rusya ile hareket ettik"
Soçi ile ilgili biz Amerika ne der diye düşünmedik. O konuda Rusya ile hareket ettik. İran'ı da dışlamadık, işin içinde tuttuk. Özellikle gözlem noktaları önem arz ediyor. 12 gözlem noktası bizde, 10 gözlem noktası Rusya'da, 6 gözlem noktası da İran'da. Başka gözlem noktası olan ülke yok. Ancak 15-20 km olayı önem arz ediyor. Buranın güvenliği Rusya'nın kontrolünde. 10 maddelik muhtıraya savunma bakanlarımız imzayı attı. Orada bunların hepsi yer alıyor. Şu ana kadar hamdolsun iyi gidiyor. Temennim ederim ki bundan sonra da iyi gider süreç. Detaylarda sıkıntı olduğunda, heyetlerimiz bir araya gelip görüşüyorlar. Süreç oradan güç kazanarak devam ediyor. Arzumuz burada herhangi sıkıntıya düşmeden süreci götürebilmek. Radikal grupların ağır silahlarının tasfiyesine büyük önem veriyoruz. En büyük yük bizim MİT başkanlığımızda. Çalışmalar iyi gidiyor.
"Şu an itibarıyla, işler yoluna girmiş görünüyor. Hatta 50-60 bin kişi evine döndü"
"İdlib'de 3,5 milyon insanın bombardımana uğraması halinde fatura çok ağır olurdu. Bize doğru bir göç dalgasına yol açabilirdi. Allah göstermesin, oralardan 500 bin ya da 1 milyon insan daha gelse altından kalkmak çok zor olur. Hamd olsun, şu an itibarıyla, işler yoluna girmiş görünüyor. Hatta 50- 60 bin kişi evine döndü. Bunlar güzel gelişmeler. Temenni ederim ki bu devam eder. Rusya ile görüştük. Onu başarabilirsek yeniden inşa süreci başlatabilirsek, bölgede bunları yeniden ayağa kaldıralım istiyorum. Bunları Almanya'da Merkel ile görüşeceğim. Muhammed bin Selman G20'de görüşme yapmak istemiş. Onun verdiği sözler de vardı. Bölgede yeniden inşa sürecini başlatabilmek önemli. Bunun başlaması, oradaki tahribatı gidermeye de vesile olacaktır inşallah."
İdlib'de bombardıman ihtimali tamamen ortadan kalktı mı?
"Şu anda öyle bir şey söyleyemeyiz. Kesin konuşamayız. Ama an itibarıyla öyle bir şey yok. Temennimiz odur ki böyle bir şey olmasın. Bunlar bize Sayın Putin'in vaatleri. Bu arada bir de İstanbul'da bir dörtlü zirve yapacağız. Almanya, Rusya, Fransa ve Türkiye olarak İstanbul'da bir araya geleceğiz. Ön görüşmeler yapıldı, şimdi tarih belirlenmesi gerekiyor."
"Suriye ve Irak sınırlarında tedbirimizi alıyoruz"
"Amerika'nın sınır boyu tahkimatları bizim sınıra çok yakın değil. Onlar yapıyor biz de yapıyoruz. Sadece Suriye sınırı değil Irak da buna dahil. Tedbirimizi alıyoruz. İdlib'de insansız hava aracından tut silahsız hava aracına kadar. Rusya ile yaptık görüşmelerini. Bunların hepsi nereye varıyor bunu göstermesi bakımından önemli. Amerika şu anda o tür tahkimatı terör örgütüyle beraber yapacak. Ama biz asıl terör örgütünün o kendisi için güçlendirdiği koridoru bir defa yardık. O koridor yok. Şu anda Afrin işi bitirdi, Cerabslus, Rai, Bab o işi bitirdi."
Fırat'ın doğusunda Rusya ile birlikte hareket edilebilir mi?
"Henüz öyle bir durum yok. Ama olmaz diye bir şey de yok. Bundan sonraki süreç nasıl gelişir zamana bırakmakta fayda var."
"(MHP'nin af teklifi) Konuşur, inceler, ona göre nihai kararımızı veririz"
"(MHP'nin af teklifi) Henüz bana bir rapor ulaşmış değil. Arkadaşlara gereken talimatları verdim. 'Bu konuyla ilgili olarak, gerek anayasa gerek adelet komisyonundaki arkadaşlarımızla, ayrıca onların dışında ekip oluşturulsun, çalışma yapılsın' dedim. Ama benim bu korudaki temel prensibim şu: Devlete karşı işlenen suçları devletin af yetkisi vardır. Şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur. Bu bizim temel ilkemiz. Dönünce göreceğiz. Konuşur, inceler, ona göre nihai kararımızı veririz."
İttifak görüşmeleri
"Bu konuda gelmeyeceğiz diye bir şey yok. Her an gelebiliriz, hazırız. Mehmet Özhaseki kardeşimizi görevlendirdim. Onlar da Sadır kardeşimizi görevlendirdiler. Mehmet Bey ile görüşme yaptılar. Bunu genişletebilir, geliştirebilirler. Oradan çıkacak neticeleri, biz de bir araya gelmek suretiyle değerlendirebiliriz. Ama piyasada konuşulan şeyler falan bunlar siyasette olacak şeyler değil."
"MHP'nin İstanbul adayı göstermemesini nezaket olarak değerlendiriyorum"
"Her siyasi partinin ilkeleri vardır. AK parti şu anda bir numaralı parti Türkiye'de gerek milletvekili sayısı gerek oyuyla konumu yeri belli olan bir siyasi parti. Son seçimlerde birinci olduğumuz yerde aday çıkarmamayı nasıl anlatırım tabanıma? Seçmen tabanı küserse toparlayamazsınız.
(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İstanbul için aday göstermeyeceklerini açıklaması) Onu yapılan bir nezaket olarak değerlendiriyorum."
"G-20 zirvesinden sonra Venezuela'ya gidebilirim, Maduro'yu yalnız bırakmayacağız"
"Eğer o zaman diliminde (G-20 zirvesi sonrası) Devlet Başkanı Maduro'nun programı uygun olursa, bu ziyareti gerçekleştirebiliriz. Maduro'yu yalnız bırakmayacağız."