Kıbrıslı Türk yazar Sevgül Uludağ'ın gündeme getirdiği yazıda, tüyler ürperten itiraflar yer alıyor. "Kıbrıs'taki barış ortamının işlenen cinayetlerle nasıl mahvedildiğini sizlere anlatacağım" diye başlayan yazıda, şunlar kaydedildi:
"İŞTE KIBRISLI TÜRKLERİ BÖYLE ÖLDÜRECEKSİNİZ' DİYE BAĞIRDI"
"Bir papazdan ve onun çocukları ve torunlarından bahsedeceğim size ve Kıbrıslı Rum toplumunun ne kadar suçlu olduğunu göstereceğim. O kadar ki bu cinayetleri işlemiş olanların dokunulmazlığa varan durumlarını yansıtacağım. (1963) Toplumlar arası çatışmalar çıktıktan bir süre sonra, Larnaka'da Pervolya topluluğundan bir papaz, kiliseden çıktı. Sonra gidip silahını aldı. Silahını aldıktan sonra kahvede oturan bir Kıbrıslı Türk'e ateş etti. Ondan sonra, 'İşte Kıbrıslı Türkleri böyle öldüreceksiniz' diye bağırdı."
OĞULLARI DA KATLİAMLAR YAPTI
Yazıda, papazın saldırısından sonra bölgede yaşayan Kıbrıslı Türklerin can güvenlikleri nedeniyle yer değiştirdiğine dikkat çekildi. Papazın 2 oğlunun da babalarını örnek alan cinayetler işlediğine dikkat çekilen yazıda, "Papazın çocuklarından biri arkadaşlarıyla birlikte Softalar köyünde 3 Kıbrıslı Türk çobanı öldürdü. Köyde yaşayan 15 Kıbrıslı Türk aile dehşete kapıldı. Köyden ayrıldı. Papazın diğer çocuğu da, 4 arkadaşıyla birlikte her cinsten her yaştan Kıbrıslı Türkleri kitlesel olarak öldürdü" denildi.
"KAN DÖKMEK İÇİN İŞTAHIMI KABARTMAYIN"
Cinayetleri işleyenlerin liderinin hâlâ hayatta olduğu belirtilen yazıda, katille ilgili şu ifadelere yer verildi:
"Onu bir kahvede gördüm. Kapının önünde oturuyordu. Kapının önünde oturma nedeni ise 'Eğer bir saldırı olacaksa, hemen kaçmak' içindi. İşlemiş olduğu cinayetlerden pişman değildi. Yanımda oturan kişi onunla konuşmuştu. 'Şimdi kan dökmek için iştahımı kabartmayın' diye konuştu."