Dünya kamuoyunda sonucu merakla beklenen ve 7 yıldır süren "Suriye" meselesi üzerine diplomasi trafiği hız kesmiyor. Söz konusu meselenin çözümü için Erdoğan, Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani sık sık bir araya gelerek önemli adımlar atıyor.
Bu kapsamda geçen hafta İran'ın başkenti Tahran'da Ruhani'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen "Suriye" konulu Türkiye-Rusya-İran Zirvesi'nin müzakere süreci, tüm dünya televizyonlarına da ilk kez canlı yansımıştı. 7 Eylül'deki bu zirve daha önce Soçi ve Ankara'da da liderler düzeyinde gerçekleştirilmişti.
Soçi'de kritik 'İdlib' zirvesi
GÖRÜŞMENİN KONUSU "İDLİB" OLACAK
Meseleye yönelik görüşme trafiğinin bir yenisine yarın Soçi ev sahipliği yapacak. Son 10 günde ikinci kez "Suriye" meselesi için yan yana gelecek Erdoğan ve Putin, bu yıl toplamda dördüncü kez baş başa görüşmüş olacak.
Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin Johannesburg, Ankara ve Tahran'da baş başa bir araya gelmişti.
Bu yıl Başkan Erdoğan ile Putin, başta "Suriye" olmak üzere bölgesel, ikili ilişkiler ve ekonomi gibi farklı konularda birçok kez telefonda görüştü.
Erdoğan ve mevkidaşı Putin'in yarın Soçi'de İdlib'e yönelik son gelişmeleri ele alması bekleniyor.
TAHRAN ZİRVESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, geçen hafta Tahran'da "Suriye" meselesine yönelik Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi öncesi 45 dakikalık ikili görüşme yapmıştı.
Öte yandan Başkan Erdoğan, İran'daki zirve sonrasında Twitter hesabından paylaşımda bulunmuş, Tahran Zirvesi'nde Türkiye'nin, Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemlerin teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacağını açıkça ifade ettiğini belirtmişti.
Erdoğan, "Rejimin çıkarları uğruna on binlerce masum insanın öldürülmesine göz yumulması durumunda, biz böyle bir oyunun ortağı da seyircisi de olamayız. İdlib meselesi, yeni acılara, yeni gerginliklere, yeni sıkıntılara mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir. Astana'da mutabakata vardığımız ilkelerin muhafazası, Suriye krizine sürdürülebilir siyasi çözüm bulunması bakımından da mühimdir." ifadelerini kullanmıştı.
"İNSANİ YARDIM KORİDORU" KONUSU
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da cuma günü Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, "Türk partnerlerimizle yoğun bir şekilde İdlib'deki durumu varılan anlaşmalara uygun çözmeye çalışıyoruz." açıklamasında bulunmuştu.
Rus-Alman forumunda yaptığı konuşmada ise Lavrov, "İdlib'de bulunan gruplarla yapılan yerel anlaşmaların yanı sıra aynı Suriye'nin güneyinde, Humus ve Doğu Guta'da yaptığımız gibi (İdlib'den) ayrılmak isteyenler için insani yardım koridoru oluşturuluyor." demişti.
Lavrov, yarın Soçi'de yapılacak görüşmeye ilişkin ise "Tahran'da 7 Eylül'de İdlib bölgesi meselesini siviller için en az riskle nasıl çözeceklerini görüşmüşlerdi. Şimdi Rus ve Türk diplomatlarla askeri uzmanlar arasında görüşmeler yapılıyor. Pazartesi günü devlet başkanları bu durumu inceleyecek." bilgisini aktarmıştı.
"PUTİN, GÜVENLİK KONSEYİ'Nİ TOPLADI"
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da cuma günü, Putin'in İdlib'deki durumla ilgili Güvenlik Konseyini topladığını bildirmiş, Putin'in konsey üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, Suriye'nin İdlib bölgesindeki durum hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu aktarmıştı.
İdlib'deki gelişmelerle bağlantılı olarak Peskov, "Bu yerleşim yerinde yüksek terörist yoğunluğu ve bunların istikrarsızlaştırma eylemleriyle bağlantılı olarak endişeler dile getirildi." ifadesini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tahran'da Putin ile görüştü
KALIN: "BEKLENTİMİZ İDLİB'DE MEVCUT STATÜNÜN ŞU HALİYLE KORUNMASI"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Türkiye, Fransa, Almanya ve Rusya'nın temsilcilerinin katıldığı Suriye konulu dörtlü zirve için hazırlık toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, İdlib'in hassasiyetini korumaya devam ettiğini bildirmişti.
Bu konuda bir mutabakatın söz konusu olduğunu belirten Kalın, "Özellikle İdlib'e yapılacak bir saldırının sonuçlarının çok ağır olacağı, hem insani krizlere yol açacağı hem yeni bir göç dalgasına sebep olacağı hem de devam etmekte olan siyasi süreçleri dinamitleyeceğine dair genel bir mutabakat var." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Kalın, "Herkesin ortak kanaati çözümün askeri değil siyasi olması gerektiği." diyerek, şunları kaydetmişti:
"Pazartesi Soçi'de Cumhurbaşkanımızın Putin'le yapacağı görüşme önem arz ediyor. Bizim beklentimiz İdlib'te mevcut statünün şu haliyle korunması. Sivillerin korunması. Bir insani krizin çıkmaması. Temaslarımız da yoğun bir şekilde devam edecek."
Öte yandan, bölgedeki görevlerini Astana görüşmelerinde garantör ülkelerce mutabık kalınan angajman kuralları çerçevesinde sürdüren Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, İdlib bölgesinde 13 Ekim 2017'den bugüne kadar 12 gözlem noktası tesis edilerek faaliyete geçirildi.